6 Şubat depreminin ikinci yılında rezerv alan: “Evimden çıkıp markete gidemiyorum, kepçe evimi kaldırır diye…”
Haber: Burcu Özkaya Günaydın - Kamera: Dursun Alkaya
(HATAY) - 6 Şubat depremlerinde yerle bir olan Hatay’da depremin ikinci yılı yaklaşırken rezerv alan mağduriyeti büyüyor. Gazi Mahallesinde oturan, depremden evleri sağlam çıkan vatandaşlar her an kepçe gelir diye evinden, mahallesinden bir adım öteye gidemiyor. Vatandaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un sağlam evlerin yıkılmayacağına dair kendilerine bizzat söz verdiğini hatırlatarak, evlerinin rezerv alandan çıkmasını talep ediyor.
6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümü yaklaşırken, Hatay’da halkın en büyük sorunlarından rezerv alan mağduriyeti hala sürüyor. Defne ilçesi Gazi Mahallesinin bir kısmı yıkıldı, müstakil ve bahçeli olan bir kısım evler ise yıkılmadı. Deprem sonrası gelen yetkililerden sağlam raporu aldı. Hatta evi sağlam olan mahalleliler Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne evinin durumunu sorduğunda yetkililerden “Tadilatınızı yapın ve oturun, sağlam evler yıkılmayacak” cevabını aldı. Bunun üzerine evi sağlam olan insanlar kredi çekerek, borç alarak evinin tadilatını yaptı ve ailesiyle yaşamaya başladı. Fakat tüm bu süreçlerden sonra evlerine gelen rezerv alan tebligatlarıyla şaşkına döndüler.
Sağlam evleri rezerv alan kapsamında yıkılmak istenen mahalleliler diken üstünde. Her an bir kepçe gelir de evleri yıkılır korkusuyla mahallelerinde ayrılamıyorlar.
Yıllarca yurt dışında çalışan Murat Harnupoğlu, dört kat temeli atarak, tek katlı ev yaptı ve evi yıkılmadı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un Hatay ziyareti sırasında hasarsız evinin rezerv alanı dışında kalması için söz alan Harnupoğlu, aldığı sözle gönül rahatlığı ile evinde oturmaya devam etti, ta ki rezerv alan kapsamında evi boşaltmasına dair tebligat gelene dek.
Harnupoğlu ve diğer mahalleliler, mağduriyetlerini ANKA Haber Ajansı'na anlattı. Depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen şantiye içinde yaşadıklarını söyleyen Harnupoğlu, rezerv alan mağduriyetini anlatmaya geçmeden önce hafriyat kamyonlarından kaynaklı yaşadıkları sorunu aktardı.
“Kamyonlar mahallemizin suyunu patlattı”
Hafriyat kamyonlarının geçiş güzergahı olmamasına rağmen kamyonların, insanların yaşadığı mahalle içinden geçtiğini söyleyen Murat Harnupoğlu, "Geçenlerde kamyonlar buradan geçerken suyumuzu patlattılar, mazgallarımızı harap ettiler. Bu sadece bir gün. Onların gidecek bir güzergahı var ama bizim sokaktan daha kısa bir şekilde gidecekleri yere ulaştıkları için mahalle içinden gidiyorlar. Bu mahallede 600 kişi yaşıyoruz, yaşam alanın içinde 50 ton yüklü bir kamyonla sokağın ortasına dalınmaz. Çocuklar bilmez ki kapıdan çıktığı gibi sokağa fırlıyor. İki yıldır şantiyenin içinde yaşıyoruz" şeklinde konuştu.
“Murat Kurum ‘yıkılmayacak’ sözü verdi ama tutulmuyor”
Depremden sonra evinde bir çizik bile olmadığını, iki defa yetkililer tarafından bakıldığını söyleyen Harnupoğlu, evinin 4 kat ruhsatı olduğunu temeli de 4 kat atıp tek katlı ev yaptığını ve depremden bu yana da evinde oturmaya devam ettiğinin altını çizdi.
“Vergi levham çalışıyor ama iki metrelik dükkân alamadım”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Hatay’a geldiğinde bizzat yüz yüze görüşme şansı olduğunu, hasarsız evlere dokunulmayacağını, evlerinde rahat rahat oturmalarını söylediğini belirten Harnupoğlu, "Biz ona istinaden evimizde oturmaya devam ettik. 25 yıllık bir esnafım şu ana kadar vergi levham devam etmesine rağmen iki metrelik bir dükkân vermedikleri gibi beni evimden zorla çıkarmaya çalışıyorlar. Yürütmeyi durdurma kararı aldım ama evimden çıkıp şuradan markete kadar gidemiyorum çünkü gidersem acaba kepçe gelip evimi kaldırır mı korkusunu yaşıyorum" şeklinde konuştu.
Sabahtan akşama kadar evlerinde nöbet tuttuklarını, üç çocuk baktığını artık iş bulmak için evden çıkmak istediğini vurgulayan Murat Harnupoğlu, böyle şiddetli bir depreme dayanıklı ev yaptıkları için ödüllendirmeleri gerektiğini altını çizdi.
“Devlet evlerimizi kelepir almaya çalışıyor”
1500 kişinin yaşadığı mahallelerinin tek katlı müstakil evlerde oluştuğunu belirten Harnupoğlu, sağlam evlerin yıkımının devlet için de külfet olduğunu vurgulayarak, "Vatandaşın işi gücü yok, elinde parası yok. 20 yıl kira ile vereceksin bu evleri. Ben 54 yaşındayım bu saatten sonra nerede gidip çalışayım. İnsanları rahat bıraksınlar. Biz rezerve karşı değiliz ama sağlam evlere dokunmasınlar. Ayrıca komik rakamlar teklif ediliyor. 30 yılımı yurt dışına verdim, burada bir arsa aldım ev yaptım. Şu ana kadar da bir çiziği yok evimin. Devlet evlerimizi elimizden kelepir almaya çalışıyor. Neymiş efendim benim evimin yerine 21 dairelik blok olacakmış. Mal benim malım, benim malımın üzerine başkasını satılacak daireyi nasıl yaparsın? 21 Daire yapacağına bırak insanlar evlerinde rahat otursunlar. Devlet yetkilisi Murat kurum söyledi biz onun sözüne inanmayacaksak kimin sözüne inanacağız" ifadesini kullandı.
“Binamıza iki hafta içinde çıkın tebligatı asıldı”
Gazi Mahallesinde oturan evi yıkılmayan vatandaşlardan biri de Ercan Yıldırım. Deprem sonrası evine bakan yetkililerin sıfır hasar verdiğini, binayı elden geçirmek istediklerini, bu işlemi yapmadan evvel Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne giderek izin aldığını vurgulayan Yıldırım, “Sizin yapınız hasarsız, izin orta ve ağır hasarları kapsıyor dediler. Biz de yapımızı elden geçirdik ve deprem öncesi yaşantımıza geri döndük. Depremden bir sene sonra binanın rezerv alan içinde olduğunu söylediler. Zaten depremi yaşamış biri olarak bu kadar mağduriyet üstüne bir sürü masraf yaptık. Akıl alır gibi değil. Binamıza tebligat yapıştırıldı iki hafta içinde boşaltın diye boşaltmadığınız takdirde polis gücüyle boşaltılacak” diye konuştu.
Depremzedeler: Başımızı yastığa rahat koyamıyoruz
Ercan Yıldırım, rezerv alana itiraz ederek, hukuki süreci başlattı. Bu süreçte Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından yarın öbür gün “elektriğinizi keseceğiz” “suyunuzu keseceğiz” söylemli tehditlere de maruz kaldıklarına dikkat çeken Yıldırım, "Kamyonlar sokağımızı kapattılar. Çocuklarımız servisle okula gidip geliyor servisler geçemedi sokağa. Mağduriyet üzerine mağduriyet yaşıyoruz. Yetkililerden bir açıklama bekliyoruz, mahkemenin sonuçlanmasını da bekliyoruz. Bizim gücümüz yok, bütün birikimimizi bu eve koyduk. Başımızı yastığa koyduğumuzda rahat uyuyamıyoruz" diye konuştu.
“Yanlışlıkla kepçe değdi deyip evleri yıkıyorlar”
Gazi Mahallesi sakini Yılmaz Orak’ın evi de tek katlı müstakil bir ev. Depremde sağlam kalan evinini tadilatını yapıp, deprem sonrası oturmaya devam etti. Aniden gelen tebligatla evinin rezerv alana alındığını öğrene Orak, “Mahalleyi kapatmaya başladılar, biz hem tozla boğuşuyoruz hem de elektrik bir gün var bir gün yok. Suların kesilmesi, ulaşım zaten apayrı bir dert. Ulaşıma hiçbir şekilde ulaşamıyoruz, caddeler kapalı. Bizim isteğimiz sağlam evlerin rezerv alandan kaldırılması. Sayın Murat Kurum buraya geldi, karşılaştık. Az hasarlı evlere dokunulmayacağının sözünü verdi. Biz de onun sözüne güvendik ve evimizde oturduk. Evden bir yere gidemiyoruz yanlışlıkla kepçe değdi deyip yıkıyorlar evleri” diye konuştu.
Evleri rezerv alana alınanlara yetkililerin evlere karşılık çok düşük meblağlar teklif ettiğini söyleyen Yılmaz Orak, şu sözlerle anlattı: “Çok komik bir rakam teklif edildi. Önce 3 milyon 100 TL teklif edildi bundan 5 ay önce. Geçenlerde tekrar çağırdılar bizi. 3 milyon 108 TL teklif edildi. Burada dairelerin tanesi 4,5 milyon, benim 250 metrekare arsam var 170 metrekare evim. Bunların hepsine 3 milyon yüz bin lira teklif çok komik. Daha fazla mağdur etmesinler bu insanları biz de yorulduk artık.”