7'nci Verimlilik ve Teknoloji Fuarı...Kurtulmuş: Şeytani bir oyunun parçası olan 'insansızlaştırma' sürecinin bir aracı olarak yapay zekanın kullanılmasına müsaade etmemeliyiz

7'nci Verimlilik ve Teknoloji Fuarı...Kurtulmuş: Şeytani bir oyunun parçası olan 'insansızlaştırma' sürecinin bir aracı olarak yapay zekanın kullanılmasına müsaade etmemeliyiz

(ANKARA) - Ankara Bilim Üniversitesi (ABÜ) tarafından düzenlenen 7'nci Verimlilik ve Teknoloji Fuarı, 65 firma ile 23 start-up'ın katılımıyla ATO Congresium’da başladı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, ''İnsanın yerine geçmesi planlanan yapay zekanın asla insanın yerine geçemeyeceği de önemli bir gerçektir. Bunun için çok tehlikeli olarak, özellikle yeryüzünde devam eden şeytani bir oyunun parçası olan 'insansızlaştırma' sürecinin bir aracı olarak yapay zekanın kullanılmasına müsade etmemeliyiz” dedi.

ATO Congresium’da düzenlenen 7'inci Verimlilik ve Teknoloji Fuarının açılışı, Musa Göçmen Orkestrası '''Makinelerin Düşü'' Resitali ile başladı. Daha sonra Ankara Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Demir, Ankara Bilim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Cemalettin Kömürcü, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş açılış konuşmalarını yaptı. Kacır, Türkiye’deki teknolojik gelişmelere ilişkin şunları söyledi:

''Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda verimliliği merkeze alan, teknolojiyi üretimle buluşturan, yerli ve millî kapasiteyi güçlendiren çok yönlü ve kararlı adımlar attık. Türkiye’yi dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri hâline getirdik. Girişimcilerimizin ve mühendislerimizin öncülüğünde, bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını üretebilen bir ülkeyiz.

Rekabetçi ve verimli üretim altyapımız, ülkemizin küresel ticaretteki rolünü de güçlendirdi. 22 yıl önce 36 milyar dolar olan yıllık ihracatımız, bugün 263 milyar doları aştı. Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Türkiye bugün Çin’den sonra, Orta Avrupa’ya kadar uzanan kuşakta en fazla çeşit ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülkedir.

Yapay zekanın yaygın bir şekilde benimsenmesiyle önümüzdeki yıllarda ekonomimizde anlamlı seviyede bir ilave büyüme sağlamamız mümkün. Ülkemizin yapay zekâ devrimini en iyi şekilde değerlendirebilmesinin anahtarı; üretim sistemlerimizi, eğitim politikalarımızı ve teknoloji altyapımızı bütüncül bir stratejiyle şekillendirmektir. Girişimcilik ekosistemimizi, sanayimizi ve iş gücümüzü dijital ekonomiye hazır hale getirmektir. İşte Milli Teknoloji Hamlesinin özü budur. Yapay zeka gibi çığır açan teknolojileri çok boyutlu bir bakış açısıyla fırsata dönüştürmek, teknoloji geliştirme ve üretimde ülkemizi hak ettiği noktaya taşımaktır.''

"Allah İstanbul’u ve bütün insanlığı böylesine felaketlerden korusun"

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da şunları kaydetti:

''Allah İstanbul’u ve bütün insanlığı böylesine felaketlerden korusun, muhafaza etsin diyerek temenni ediyorum. Bu vesileyle bir şeyi daha burada sizlerin ve Türkiye’nin gündemine taşımak isterim. İstanbul’da bu depremin en şiddetli hissedildiği yerlerde halkımızın yaşadığı panik ve korku her türlü tarifin üstündedir. Ümit ederim ki bu hassasiyetle mühim olan bu tedirginliği artırmak değil, depreme karşı farkındalığı oluşturmaktır duygusuyla yayınlar gözden geçirilir.

Bugünün teknolojilerini hiç ayırt etmeksizin, en üst seviyede bunları almak, adapte etmek, geliştirmek ve teknolojide öncülük yapmak durumundayız. Ama bu yapay teknolojilerin insanlığa getirdiklerini gözü kamaşmış bir hayranlıkla değil, hakikati arayan bir irfanla takip etmek zorundayız. Yapay zekanın nereye doğru evrileceğini bilmediğimiz bu gelişim sürecinde birkaç temel meselenin önümüzde gerçekten büyük meseleler olarak durduğunu görüyoruz.

"Bu değerlerle üretilen yüksek teknoloji de insanlık için daha faydalı hale gelecektir"

Yüksek teknolojilerin ve özellikle yapay zekanın, sanayileşme alanında ortaya çıkarttığı asimetrinin üzerine yoğunlaşmak zorundayız. Sadece sanayileşme değil, kültürel, etik ve politik alanlarda da ciddi bir asimetrinin oluştupunun farkındayız. Onun için, insanlık için adaleti esas alan, insanlığın teknolojiden topyekün yararlanmasını esas alan yeni bir perspektifin ortaya konulması herhalde yüksek teknolojiyi üretmek kadar önemli ve bu değerlerle üretilen yüksek teknoloji de insanlık için daha faydalı hale gelecektir.

Yapay zekaya her türlü şeyi öğretebiliyoruz da yapay zeka gözyaşının değerini biliyor mu? Yapay zeka bir özür dilemenin ne anlama geldiğini anlayabiliyor mu? Yapay zeka, sevincin kederden nasıl ayrılabileceğini bize anlatabilir mi? Dolayısıyla insanın yerine geçmesi planlanan yapay zekanın asla insanın yerine geçemeyeceği de önemli bir gerçektir. Bunun için çok tehlikeli olarak, özellikle yeryüzünde devam eden şeytani bir oyunun parçası olan 'insansızlaştırma' sürecinin bir aracı olarak yapay zekanın kullanılmasına müsade etmemeliyiz.

Bizim bu yüksek teknolojileri, insani değerlerle yeniden gözden geçirmek, insan eksenli yeni bir dünyanın kurulabilmesi için bilimin bütün imkanlarından istifade etmek durumundayız. Bu çerçevede, emeğin değersizleştirilmesi, insanın itibarsızlaştırılması, insani olanın toplumsal olandan dışlanması, toplumla insanın karmaşık ilişkiler yumağı içine sokulması anlamına gelecek her türlü çalışmanın, yüksek teknoloji çabasının insana zarar vereceği aşikardır.''