Ali Mahir Başarır: "Cumhurbaşkanı'nın diplomasını sorgulamayan savcı; Ekrem Bey'in diplomasını, il kongremizi, büyük kurultayımızı sorguluyor"

Ali Mahir Başarır: "Cumhurbaşkanı'nın diplomasını sorgulamayan savcı; Ekrem Bey'in diplomasını, il kongremizi, büyük kurultayımızı sorguluyor"

(TBMM) - CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Bir belediye başkanının diploması sorgulanıyor, oysa o okulda okuduğu, denklik şartlarını taşıdığı, yatay geçişe okulun ve YÖK’ün onay verdiği net. Olan diplomayı sorgulayacağınıza, olmayan diplomayı sorgulayın. Bir kişinin diploması yok, gören de yok. Cumhurbaşkanı’nın diplomasına imza atan bir hoca o tarihte kızlık soyismini kullanıyor. O tarihte Medeni Kanun’da böyle bir hüküm yok. Bunu sorgulamayan savcı, Ekrem Bey'in diplomasını, il kongremizi, büyük kurultayımızı sorguluyor. Bu soruşturmaların hepsi siyasidir, hukuki bir yanı yok" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında ülkenin temel sorununun yoksulluk ve sefalet olduğunu belirterek, "Ramazan ayındayız, üzülerek söylüyorum ziyaret ettiğimiz Ramazan çadırlarında büyük kuyruklar var. İftarını açtıktan sonra insanlarımız cebinden poşet çıkartıyor, ‘Kalan yemekleri verir misiniz, sahurda yiyeceğiz’ diyor ve bu şartlarda bu ülkenin Sağlık Bakanı dahiyane tespitini ortaya koyuyor ülkenin çoğunluğunun kilolu olduğunu söylüyor. Bunun çözümünü iki noktada tespit etmiş, ‘Bir, midenizi tam doldurmayacaksınız; iki, hareket edeceksiniz’. Bu ülkede görevini layıkıyla yapan iki büyük diyetisyen var. Biri Recep Tayyip Erdoğan, biri Mehmet Şimşek. Milyonlarca insan midesini tam olarak dolduramıyor. İnsanlar kilo alıyor çünkü sebzeyle, meyveyle beslenemiyor; protein tüketemiyor. İnsanların büyük çoğunluğu öğünlerini ekmekle tamamlıyor. Gerçekten kopuk bu bakanlar ve yönetim ülkeyi felakete getirmiştir, bir de dalga geçer gibi insanlara zayıflama yöntemleri veriyor" diye konuştu. Başarır, şunları kaydetti:

"Sefalarından asla vazgeçemeyen bir iktidar var"

"Türkiye’nin temel sorunu ekonomik sıkıntıdır. Bireysel kredi ve kredi alacakları 140 milyara dayanmış, icra dairelerindeki dosya sayısı 22 milyonu geçmiş, vatandaşların kredi kartı borcu 4 trilyon, 2025 Türkiye bütçesinin hemen hemen üçte biri kadar bankalara borcu var yurttaşlarımızın. Açlık sınırı 24 bin, yoksulluk sınırı 76 bin lira. Milyonlarca emekli ve asgari ücretli açlık sınırının altında yaşıyor ama kendi bütçelerinden, sefalarından, zevklerinden asla vazgeçmeyen bir iktidar var. Bir tarafta milyonlar açlık sınırının altında yaşayıp sefaletle boğuşurken araçlarından, saraylarından, uçak konvoylarından vazgeçmeyen bir iktidar var.

Milyonlarca emeklinin ne kadar ikramiye alacağı konuşulmuyor. Emekli ve işçinin şimdiden yüzde 20’si eriyen maaşlarını nasıl yıl sonuna kadar götüreceğimizi konuşmalıyız. Bayram ikramiyesi bir maaş olmalı ama verecekler mi, tartışacak mıyız yoksa kirli algılarla bu ülkeyi yönetmeye devam mı edecekler merak ediyoruz."

"Şahit Bekir Bozdağ, yalan söylediğini ispatladı"

TBMM Genel Kurulu'nda AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'in CHP grubunun iftar vaktinde yoklama istediği iddiasını algı yarattığı gerekçesiyle mahkemeye taşıyacaklarını belirten Başarır, şunları kaydetti:

"Türkiye’de kirli algılarla insanları kandıran bir iktidar var. Parlamentoya yakışmayan bir milletvekili, Osman Gökçek. Din üzerinden milyonları kandırmaya kalktı. Neymiş, iftar saatinde CHP grubu yoklama istemiş. Bekir Bozdağ’ı şahit gösterdim. İftardan 1 saat 10 dakika sonra yoklama istemişiz ama utanmadan sıkılmadan algı yapılıyor. İnsanların inançları, düşünceleri, dini duyguları iktidar tarafından sömürülüyor. Dinimizi, inancımızı kirleten seccade cambazlarından, din tüccarlarından, Cübbeli’ye çakar verenlerden, Menzil’e holding kuranlardan kurtulmalıyız. Biz milyonlarca yurttaşımızın inançlarına saygı duyuyoruz ama onun üzerinden atılan iftiralarla insanlar tutuklanıyor. Dün Meclis’te bunun en önemli örneğini yaşadık. O milletvekili hakkında resen bir soruşturma olacak mı, olmaz ama herhangi bir suçtan Twitter’da yaratılan algıdan dolayı insanlar gözaltına alınıyor. Osman Gökçek denen bu Meclis’e yakışmayan, babası ve kendisi gibi bir çift daha canlı olmayan bu kişiden şikayetçi olduk, savcılığa suç duyurusunda bulunduk. En önemli şahit Bekir Bozdağ, yalan söylediğini ispatladı."

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başarır, Siber Güvenlik Kanun Teklifi'ne ilişkin soru üzerine, “Dünkü görüşmelerde iki maddede büyük sıkıntılar olduğunu söyledik. Hakim ve savcı kararı olmaksızın, sadece Siber Güvenlik Kurulu’nun başına gelen kişinin atacağı imzayla arama, el koyma ya da soruşturmalar gibi sonuçlar çıkacak hükümler vardı. Biz, bunların değiştirilmesini ve çıkartılmasını, hukuk devletine yakışır bir düzenlemenin olmasını, mahkeme kararı olmaksızın bireylerin hukuki güvenliğinin zedelenmemesi gerektiğini söyledik. Özellikle iki maddede tamamen, bir maddenin de bir kısmında sıkıntı var. Bu düzenleme olursa siber güvenlik tabii ki ülke için de önemlidir" diye konuştu.

"Cumhurbaşkanı'nın diplomasını sorgulamayan savcı; Ekrem Beyin diplomasını, il kongremizi, büyük kurultayımızı sorguluyor"

İstanbul'da CHP'li ilçe belediye başkanları hakkında art arda başlatılan soruşturmalar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun üniversite diplomasının gerçekliğine ilişkin yaşanan tartışmalarla ilgili sorulara da Başarır şu yanıtı verdi:

“Bu soruşturmalar utanç verici. Ülkede hukuk eliyle bir darbe yapılıyor. Bu darbeye aracılık yapan bazı savcılar var. Tarihimizde ilk kez İstanbul’da üç belediye başkanı cezaevinde. Bir belediye başkanının diploması sorgulanıyor, oysa o okulda okudu, denklik şartlarını taşıdığı, yatay geçişe okulun ve YÖK’ün onay verdiği net. Aradan geçiyor 35 yıl, bunu sorguluyoruz. Olan diplomayı sorgulayacağınıza, olmayan diplomayı sorgulayın. Ekrem Bey diplomasını koyuyor. Bir kişinin diploması yok, gören de yok. Cumhurbaşkanı’nın diplomasına imza atan bir hoca o tarihte kızlık soyismini kullanıyor. O tarihte Medeni Kanun’da böyle bir hüküm yok. Recep Tayyip Erdoğan’ın diploma örneğini basına dağıtalım, bakalım. İki soyisim kullanıyor oradaki iki hanımefendi. Verildiği tarihte Medeni Kanun’da kocanın soyisminin kullanılma zorunluluğu var. Bunu sorgulamayan savcı, Ekrem Bey'in diplomasını, il kongremizi, büyük kurultayımızı sorguluyor. Bir partinin iradesi, delegeleri sorgulanır mı? O delegelerin bir suçu var: Uzun yıllar sonra, 22 yıllık iktidarında Tayyip Erdoğan’a ilk yenilgiyi tattıran Özgür Özel’i seçtiler. Sen bu akılla daha çok seçim kaybedersin. Biz dimdik ayaktayız. Senin haddin değil o iradeyi tartışmak. Bu soruşturmaların hepsi siyasidir, hukuki bir yanı yok."