Amasra'daki maden faciasına ilişkin davada 20 sanığa hapis, 3 sanığa beraat... Aileler karara tepki gösterdi
(BARTIN) - Bartın'ın Amasra ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Maden Ocağında 14 Ekim 2022'de 43 işçinin hayatını kaybetmesi, 9'unun yaralanmasına ilişkin davada dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir 17 yıl, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci ve Başmühendis Mehmet Tural 16 yıl 6'şar ay, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu 15 yıl; 16 sanık ise 3 yıl 1 ay 15 gün ile 5 yıl arasında değişen sürede hapis cezasına çarptırıldı. Aileler karara "Şuraya bakın Adalet Sarayı yazıyor ama adalet bitmiştir" diyerek tepki gösterirken ailelerin avukatlarından Sercan Aran da karar hakkında "Bu aslında özel sektörde madencilik yapan patronlar için 'siz işinizi yapın. Almadığınız önlemleri almamaya devam edin' demek. Ya da devlet işletmeleri adına orada müdür pozisyonlarında oturanlar için 'yapmadığınız şeyleri yapmamaya devam edebilirsiniz. Olur da böyle bir katliam meydana gelirse merak etmeyi yargı arkanızda' demek anlamına geliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Bartın Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan'ın da takip ettiği duruşmada hüküm açıklandı.
Mahkeme, 20 sanığın "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan cezalandırılmasına karar verirken, 3 sanığın beraatına hükmetti.
Buna göre, dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir 17 yıl, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci ve Başmühendis Mehmet Tural 16 yıl 6'şar ay, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu 15 yıl hapse mahkum edildi.
Sanıklardan Levent Aydın ve Şahan Kahraman 9'ar yıl; Recep Orhan, Hakkı Oğuz Karakuş, İbrahim Hakan Mengeş, Hidayet Gökdere, Fazıl Karaküp 5'er yıl; Serkan Özdoğan, Mehmet Özdemir ve Hüseyin Ogan 3 yıl 9'ar ay; Süleyman Sırrı Bayraktar, Mustafa Olgun, Ferhan Güneş, Mehmet Güneş, Şenol Kaya ve Selami Yeşilsu ise 3 yıl 1 ay 15'er gün hapis cezasına çarptırıldı.
Bu sanıklara yurt dışına çıkış yasağı getirilirken, sanıklar Salih Atmaca, Tayfun Uça ve Onur Öztürk'ün beraatına hükmedildi.
"Bu ülkede artık adalet bitmiştir"
Kararın çıkmasının ardından aileler adliye önünde karara isyan etti. "Adalet istiyoruz" diyerek haykıran aileler "Bu ülkede artık adalet bitmiştir. Bu insanların ne günahları var. Şuraya bakın Adalet Sarayı yazıyor ama adalet bitmiştir. Benim 22 yaşında su gibi delikanlım gitti. Bir avuç için gittiler" diyerek karara tepki gösterdiler.
"Böyle adalet olur mu?"
Maden faciasında yaralanan ve engelli kalan bir işçi karara şu tepkiyi gösterdi:
"Benim halim belli. Yıllar sonra çıkacak bu cezaları alanlar. Ama benim ateşleyen arkadaşım ne yapacak? Krikocu arkadaşım ne yapacak? Ben ne yapacağım? Böyle adalet olur mu? Yazıklar olsun. Adaletiniz kahrolsun."
Avukat Aran: "Ülkemizdeki en değersiz şeyin emekçinin hayatının olduğunun göstergesi bu karar"
Kararı ANKA Haber Ajansı'na değerlendiren avukat Sercan Aran şunları söyledi:
"Karar bize şunu gösteriyor. Ülkemizdeki en değersiz şeyin emekçinin hayatının olduğunun göstergesi bu karar. Benzer iş cinayeti yargılamalarında hep taksir düzeyinde sanıkların sorumluluklarına atıfla cezalar tayin ediliyor. Maalesef Amasra'da bir devlet işletmesinde 43 işçinin hayatını kaybettiği olayda yine taksir düzeyinde kaldı cezalar. Bu aslında özel sektörde madencilik yapan patronlar için 'siz işinizi yapın. Almadığınız önlemleri almamaya devam edin' demek. Ya da devlet işletmeleri adına orada müdür pozisyonlarında oturanlar için 'yapmadığınız şeyleri yapmamaya devam edebilirsiniz. Olur da böyle bir katliam meydana gelirse merak etmeyi yargı arkanızda. Taksir düzeyinde komik cezalar alıp kısa süre sonra zaten hayatınıza devam edersiniz' demek anlamına geliyor.
İstinaf kanun yoluna başvuracağız bundan sonraki aşamada. Olası kast söz konusu olduğu için Yargıtay yolunun da açık olduğu kanaatindeyiz. Bu aşamada mahkemenin gerekçeli kararını yazmasını bekleyeceğiz."
