Ankara - AYM Başkanı Özkaya: Bireysel başvuru, hukuk sisteminde dönüştürücü etki gücünü gösterdi, farkındalık oluşturdu

ANAYASA Mahkemesi (AYM) Başkanı Kadir Özkaya, AYM'nin verdiği ihlal kararı oranlarının Danıştay veya Yargıtay'ın verdiği bozma kararı oranlarının hemen hemen yarısına tekabül ettiğini, adli yargıda toplam başvurular içinde ihlal oranının yüzde 3-3,5, idari yargıda yüzde 2,5 ile 3 arasında olduğunu söyledi. Özkaya, "Türk hukuk sistemi artık adli ve idari yargı düzenlerinde anayasal anlamda anayasal denetim yapmaya başladılar. Evrensel ilke ve standartları Türk hukuk sisteminde uygulamaya başladılar. Bireysel başvuru burada bir dönüştürücü etki gücünü gösterdi, tüm yargı yerlerinde farkındalık oluşturdu" dedi.

AYM Başkanı Kadir Özkaya, Ankara Bilim Üniversitesi'nde düzenlenen 'Anayasa Mahkemesinde Bireysel Başvurunun Türk Hukukuna Etkisi' konulu sempozyumda konuştu. Özkaya, AYM'ye bireysel başvurunun giderek gelişen ve Türk hukuk sisteminde de dönüştürücü etki gücüne sahip olan bir uygulama haline geldiğini söyledi. Özkaya, "Burada tabii bireysel başvuru sistemine yöneltilen en kuvvetli eleştiri, bireysel başvuru yolunun AYM’yi adli ve idari yargı düzeninde Yargıtay’ın ve Danıştay’ın üzerinde 'süper temyiz' merci haline getirdiği endişesi ve iddiasıydı. Şimdi burada temel soru şu; hangi başvuru, hangi konular AYM’nin önüne nasıl geliyor? Bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle konunun Türk Anayasası ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ortak koruma alanında olan bir hakka ilişkin olması gerekiyor. Ayrıca Türk hukuk düzeninde yetkili ve görevli kılınan ilgili yargı yerlerinin tüketilmiş olması gerekiyor. Bu iki unsur gerçekleştikten sonra, ilgili kişi süresi içerisinde, Yargıtay’dan, Danıştay’dan, bölge idare mahkemesinden, istinaf mahkemesinden yahut da daha önceki aşamalarda kesinleşen bir kararsa, bu kesinleşmiş hukuk üzerinde, kesin hüküm haline gelmiş kararların bir de Türk Anayasa Mahkemesi tarafından bireysel başvuru incelemesi için AYM’ye getiriyor" dedi.

'TEMYİZ YÖNTEMİ DEĞİL'

Özkaya, bireysel başvurunun eleştirildiği üzere bir temyiz yöntemi olmadığını, AYM'nin, ilk yargı yerinin ve temyiz yargı yerinin kararına müdahale etmediğini söyledi. Özkaya, anayasa ve kanuna göre, bireysel başvuruda kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamayacağına dikkat çekerek, "Yani temyiz merci, süper temyiz merci meselesi burada gündeme geliyor. AYM, bireysel başvuruda nasıl bir inceleme yaparsa süper temyiz merci gibi hareket etmemiş olacak, ki kendisine verilen yetkiyi aşmamış olsun. Bunu da Anayasa şöyle ifade etmiş; kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlar bireysel başvuruda incelenemez. Burada kritik sorulardan birisi de şu; kanun yolunda gözetilmesi gerekmeyip de, anayasal denetimde gözetilmesi gereken hususlar nelerdir? Bunun somutlaştırılması öyle kolay değil. Burada temel fark şu; yargı düzeni, adli yargı düzeni, idare yargı düzeni, önündeki ihtilafı çözerken bir kanunilik denetimi yapıyor. Kanuna uygun olup olmadığını denetliyor. AYM'nin yaptığı denetim ise bir anayasallık denetimi. Dolayısıyla burada önüne gelen konunun anayasal boyutuyla anayasal anlamdaki anlamda kapsamını, çerçevesini çiziyor. Yargı yerinin kararını, bu çerçevenin içerisinde değerlendiriyor. Bunu somut olarak anlatmak çok zor. Ama biz bunu şöyle formül ettik; kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda bireysel başvuruda inceleme yapılamama olayını, bariz takdir hatası ve açıkça keyfilik barındırmıyorsa, yargı yerinin, ilk derece yargı yerinin, temyiz yargı yerinin kararına AYM müdahale etmiyor" ifadelerini kullandı.

'İHLAL ORANLARI YÜZDE 3 CİVARINDA'

Özkaya, bireysel başvuru sisteminin, Türk hukukunda olumlu etkiler yaratarak farkındalık oluşturduğunu söyleyerek, "Bu soyut açıklamalardan sonra istatistiklere baktığımızda da, Türk Anayasa Mahkemesi bireysel başlığı incelemelerinde gerçekten bir temyiz incelemesi yapıyor mu? Burada Danıştay'ın veya Yargıtay'ın önüne gelen, daha önceki aşamalardaki istinaf mahkemesi veya ilk derece mahkemesi kararları temyizinde verdiği onama ve bozma oranlarına baktığımızda, o onama bozulma oranlarını yazdığımızda, bir de AYM'nin önüne gelen başvurularda verdiği ihlal kararlarının oranına baktığımızda, AYM'nin verdiği ihlal oranlarının ilgili yargı düzeninin kendisinin verdiği bozma oranlarının hemen hemen yarısına hatta çok daha aşağılara tekabül ettiğini görüyoruz. AYM'nin bireysel başvuruda verdiği adli yargı düzenine ilişkin ihlal kararlarının yapılan toplam başvurular içerisindeki oranı yüzde 3-3,5 civarında. İdari yargıya ilişkin olan verdiği ihlal oranı ise yüzde 2,5 ile 3 arasında. Bozma oranları ise çok daha yüksek kendi yargı düzeni içerisinde" dedi.

'FARKINDALIK YARATTI'

Özkaya, bu düşük ihlal oranlarına bakıldığında iki sonuç ortaya çıktığına işaret ederek, "Birincisi, Türk hukuk sistemi de artık adli ve idari yargı düzenlerinde anayasal anlamda anayasal denetim yapmaya başladılar. Evrensel ilke ve standartları Türk hukuk sisteminde uygulamaya başladılar. Öteden beri de uyguluyordu ama daha bir farkındalık oluştu. Bireysel başvuru burada bir dönüştürücü etki gücünü gösterdi. Bireysel başvuru, yargıya tüm yargı yerlerinde bir farkındalık oluşturdu. Uluslararası ilke ve standartların, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası standartlarının, Türk hukukuna iktisabı noktasında bireysel başvuru sistemi bir farkındalık oluşturdu. Bu farkındalık aracılığıyla da tüm yargı yerlerimizin temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi bağlamında standartların daha da iyileşmesine katkı yaptı" ifadelerini kullandı. (DHA)

Haber- Kamera: Kübra SONKAYA-Canberk ÖZTÜRK/ANKARA, (DHA)