ANKARA - İlk yerli ve milli zeka testi nisanda devrede

TÜRKİYE Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK), Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliğinde geliştirdiği ilk yerli ve milli zeka testi 'Türk Ulusal Zeka Ölçeği' (TUZÖ) nisan ayından itibaren özel yetenekli ve özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin zihinsel beceri ve yeteneklerini belirlemede kullanılmaya başlanacak. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar, testin devreye girmesiyle bu alanda dışa bağımlılığın önüne geçilerek, yılda 200 milyon liraya kadar tasarruf sağlanacağını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar, yerli ve milli imkanlarla geliştirilen TUZÖ'nun nisan ayında 3 ile 22 yaş arasındaki bireylerde kullanılmaya başlayacağını söyledi. Otrar, TUZÖ ile Türkiye'de özel yetenekliler ve özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin belirleneceğini söyleyerek, "Bu test gerekirse kağıt-kalem testi şeklinde kullanılabilir, gerekirse de bireye uyarlanmış bilgisayar uygulamaları şeklinde kullanılabiliyor. Çok sayıda bilişsel özelliğin ortaya konmasına, ölçülmesine, sayısal değerlerle betimlenmesine fırsat veren bir ölçme aracı şeklinde tasarlandı. Elde ettiğimiz veriler bireylerin birçok özelliğini ortaya koyması açısından özellikle yönlendirme gerektiğinde eğitim türü, seçmeli dersler, eğitimin farklı kategorilerine nereye yönlendirileceği gibi sorularda bize güçlü cevaplar veriyor olacak" dedi.

'KENDİ KÜLTÜREL KODLARIMIZ ALINDI'

Otrar, zeka testlerinin daha çok 6-7 yaş itibarıyla kullanıldığını ve 22 yaşa kadar ölçüm yapabilen başka bir test olmadığını da söyleyerek, "Dolayısıyla bu testimiz sadece belirli bir yaş için değil, çok geniş bir yaş aralığı için bize kullanma avantajı, kullanışlılığı sağlıyor. Bir test her zaman kendi kültürünün içerisinde gerçek ölçücülüğünü yansıtır. Yani eğer bir testi Amerika'dan geliştirmişseniz, Amerikan çocukları üzerinde geliştirmişseniz, bu testi hazırlamış olduğunuz maddeler yani sorular, o kültürün içerisinden beslenerek hazırlanırlar. Geliştirdiğimiz test tam olarak kendi çocuklarımızdan aldığımız verilerle, kendi kültürel kodlarımızın işin içerisine alınmasıyla geliştirilmiş bir test. Dolayısıyla kültürden kaynaklanabilecek, kültür farklılığından kaynaklanabilecek ve test sonuçlarını etkileyebilecek olası gömülü değişkenler, bu testte bertaraf edilmiş oluyor" diye konuştu.

'SORULARI YAPAY ZEKA KODLAMASI BELİRLEYECEK'

Otrar, testin bir başka özelliğinin de mahremiyet korunmasına destek verici nitelikte olması olduğunu söyleyerek, "Özellikle özel yeteneklilerle ilgili eğitim kurumlarımıza öğrenci alırken yapılan değerlendirme sürecinde öğrencilerimizin şu veya bu biçimiyle bu testlere çalıştırıldığı gerçeğiyle karşılaştık. Bazen online kurslar şeklinde, bazen doğrudan kurslar şeklinde aslında alenen bir zeka testine hazırlık yapılıyordu. Dolayısıyla uzun zamandır kullandığımız testlerde bir etik problemi oluşmuştu. Çalışıp gelen öğrencilerle karşılaşıyorduk. Ama bu yeni testimizde bunu kırmış oluyoruz. Testimiz yapay zeka destekli bir altyapıya sahip. Ve her ne kadar tek bir test gibi görünüyor olsa da aslında içeride tek bir test yok. Daha karmaşık algoritmaları olan 5 farklı testten oluşan bir test. Burada hangi soruların sorulacağını da yapay zeka kodlaması belirleyecek" dedi.

'BİZİM ALANIN KAAN’I BU TEST'

Türkiye'de tanılama amacıyla bir senede minimum 50 bin öğrenciye bu testlerin uygulandığını belirten Otrar, "Bu testimizin yıllık bize tasarrufu 150-200 milyon liradan daha aşağıda olmayacaktır. Testimizi geliştirirken özellikle bu tür testlerde puanlamayı büyük oranda etkileyen dil sorununu minimize etmeye çalıştık. Yani sözel olmayan bir test formunda ölçeğimizi geliştirmeye çalıştık. Bu bize büyük avantaj sağlayacak. Mesela Türkiye'de bulunan sığınmacı öğrencilerimiz, çocuklarımızın da ihtiyaç duyduğunda bu testten istifade etmesi, almaları, dil unsurları az olduğu için sözel olmayan test diye nitelendirdiğimiz bir test olduğundan imkanı olacak. Diğer taraftan gönül coğrafyamızın içinde bulunan ülkeler, Azerbaycan, Türkistan, Bosna Hersek gibi, Kosova gibi, Balkanlar, Suriye, Kuzey Irak gibi bölgelerdeki çocuklarımıza da ihtiyaç duyduğunda çok küçük bir takım istatistiksel uyarlama işlemleriyle test uygulanabilecek. Şekil testinde oluşan testte, sözel malzemeler daha az. Bu bir başlangıç olacak diye düşünüyorum. Çünkü elimizde çok güçlü veriler var. Savunma sanayiinde SİHA, KAAN var biliyorsunuz. Bizim alanın KAAN'ı bu test" değerlendirmesinde bulundu. (DHA)

Haber-Kamera: Ruken KADIOĞLU-Canberk ÖZTÜRK/ANKARA, (DHA)-