Bursa’da yatılı kuran kursunda cinsel istismar iddiası için Eğitim İş Bursa Şubesi suç duyurusunda bulundu

Haber: Zehra DEĞİRMENCİ
(BURSA) - Eğitim İş Bursa Şubesi, Bursa’da İsmailağa Cemaati’ne bağlı Uluçınar Derneği’ne ait yatılı Kuran kursunda kalan 10-12 yaşlarında en az 5 çocuğun, yurtta “ağabey” olarak adlandırılan 16 yaşındaki başka bir çocuk tarafından istismara maruz kaldığı iddiaları nedeniyle sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, "Zorunlu eğitim çağında bulunan 10-12 yaşlarındaki çocukların Kuran kursu adı altında bir cemaatin yurdunda tutulması, cinsel istismarın öğrenildiği halde gizlenmesi, denetim sorumluluğu bulunanların gerekli denetimleri yapmaması gibi ihmaller zinciri sonucunda ortaya çıkan bu durum yüz binlerce çocuğumuzun tarikat ve cemaat yurtlarında manevi ve fiziksel istismar tehlikesi ile karşı karşıya olduğunun da göstergesidir" dedi.
Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan haberlerde Bursa’nın Osmangazi ilçesinde, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Uluçınar Derneği’ne ait yatılı Kuran kursunda kalan çocuklar, binada tadilat yapılacağı gerekçesiyle geçici olarak Orhaneli ilçesindeki yine İsmailağa Cemaati’ne bağlı Dağımder Derneği’nin Kuran kursuna gönderildiği, 10-12 yaş aralığındaki en az beş çocuğun 2024’ün Nisan ve Mayıs aylarında, aynı Kuran kursunda kalan ve “ağabey” dedikleri, 16 yaşındaki bir başka çocuğun defalarca cinsel istismarına maruz kaldığı iddia edildi.
Yaşanan istismar skandalı sonrası Eğitim İş Bursa Şubesi, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Orhaneli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı. Konuya dair açıklama yapan Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, şunları söyledi:
"Çocuklar tarikat yurtlarında istismar tehlikesiyle karşı karşıya"
"Çocuklarımızın güvenli denetimli ortamlarda eğitim alarak geleceğe hazırlanması Milli Eğitim Bakanlığı’nın Anayasal sorumluluğu olsa da bakanlık bu sorumluluğunu büyük ölçüde tarikat ve cemaatlere devretmiş durumdadır. Zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımızın okullarında öğretmenleri ile birlikte güvenli eğitim ortamlarında, bilimsel içerik ve yöntemlerle eğitim almasını sağlamak yerine, çeşitli protokoller, hafızlık kursları gibi gerekçelerle tarikat ve cemaatlere açılan alan yüz binlerce çocuğumuzu zorunlu eğitimin dışına itmektedir. Üstelik bu gerici uygulamalar çocuklarımızı laik, bilimsel, kamusal, karma eğitim haklarından mahrum bırakırken bu denetimsiz ortamlarda cinsel istismar ve hatta tacizle de karşı karşıya bırakmaktadır. Son yıllarda tarikat ve cemaatlere ait barınma yerlerinde sıkça karşılaşılan cinsel istismar vakalarına bir yenisi daha eklenmiş, İsmailağa cemaatine bağlı Uluçınar Derneği’ne ait Kuran kursunda kalan ve kursun tadilatı gerekçe gösterilerek yine aynı cemaate bağlı Orhaneli ’deki Dağımder Derneği Kuran kursuna gönderilen çocuklardan en az beşine cinsel istismarda bulunulduğu kamuoyuna yansımıştı.
Zorunlu eğitim çağında bulunan 10-12 yaşlarındaki çocukların Kuran kursu adı altında bir cemaatin yurdunda tutulması, cinsel istismarın öğrenildiği halde gizlenmesi, denetim sorumluluğu bulunanların gerekli denetimleri yapmaması gibi ihmaller zinciri sonucunda ortaya çıkan bu durum yüz binlerce çocuğumuzun tarikat ve cemaat yurtlarında manevi ve fiziksel istismar tehlikesi ile karşı karşıya olduğunun da göstergesidir.
"İhmali olanlar hakkında suç duyurusunda bulunuldu"
Yaşanan taciz skandalında olayı öğrendikleri halde yalan beyanlarla gizlemeye çalışan Kuran kursu öğreticileri, denetim sorumluluğu olduğu halde bu sorumluluğu yerine getirmeyen Bursa Müftülüğü, cinsel istismarın yaşandığı Dağımder Derneği yöneticileri, zorunlu eğitim çağında oldukları halde örgün eğitime devam etmeyen çocuklar hakkında gerekli denetim ve yaptırım sorumluluklarını yerine getirmeyen Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Orhaneli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.
Eğitim- İş olarak toplumumuzun inanç değerlerini sömürerek halkımızı maddi olarak istismar eden, çocuklarımızın güveliğini tehlikeye düşüren bu yapılarla ve Anayasal sorumluluklarını gereği gibi yerine getirmeyen, tarikat ve cemaatlerin istismarına göz yuman, onlara geniş alanlar açan, yaşanan kanunsuzluklara göz yuman ve tarikatların ağına düşmüş zorunlu eğitim çağında olup okula devam etmeyen yüz binlerce çocuğumuzu görmezden gelen kamu yöneticileri ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Halkımızı yaşanan bu durumlara karşı duyarlı olmaya, çocuklarını bu yapılardan korumaya, onların geleceği için fedakârca çalışan öğretmenlerimize destek olmaya ve çocuklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz."