Büyükçekmece Belediye Başkanı Akgün'den Silivri ziyaretleri sonrası açıklama: Parlamenter sistem ne kadar değerliymiş şimdi çok daha iyi anladık
Haber: Beril KALELİ/Kamera:Mehmet ÇALPAR
(İSTANBUL) - Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile CHP'li belediye başkanları ve İBB yöneticilerini ziyaret etti. Ziyaretler sonrası cezaevi önünde açıklama yapan Akgün, CHP'li belediyelere yönelik operasyon ve tutuklamalara ilişkin, "Dosyaların tamamının siyasi dosya olduğunu bütün dünya biliyor. Bunların hiçbir tanesinin Türkiye'ye hiçbir şekilde en ufak bir katkı sağlamayacağını herkes biliyor. Laik, demokratik, parlamenter sistem bu ülkede nasıl bir emniyet sibobuymuş, ne kadar değerliymiş, şimdi her birimiz bunu çok daha iyi anladık" şeklinde konuştu.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, İmamoğlu’nun danışmanı ve Medya A.Ş. Başkanı Murat Ongun, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökçe'yi ziyaret etti. Akgün, ziyaretleri sonrası cezaevi önünde açıklamalarda bulundu.
Akgün şöyle konuştu:
"Başta Ekrem İmamoğlu başkanımız olmak üzere burada bulunan bütün başkanlarıma ve diğer arkadaşlarımı ziyaret ettim, durumlarını sordum. Ülkenin içinde bulunduğu şartları değerlendirdik. Ben inanıyorum ki, hiçbir arkadaşımız gerçek anlamda buradan bir suçlu olarak yatmıyor. Dosyaların tamamının siyasi dosya olduğunu bütün kainat, bütün Türkiye, bütün dünya biliyor. Artık Avrupa basını, dünya basını çok yakından ilgileniyor. Ekrem Başkan'ın olaya dahil edilmesinden sonra tabii dünya ayağa kalktı.
Bunların hiçbir tanesinin Türkiye'ye hiçbir şekilde en ufak bir katkı sağlamayacağını herkes biliyor. Bu gidişatın, Türk ekonomisine, Türk demokrasisine, Türk siyasetine ne kadar büyük zarar verdiğini ortaya koydu, onları konuştuk. Bütün gücümüzle hep birlikte, iktidarıyla, muhalefetiyle. ülkenin daha güzel günlere gidebilmesi için demokrasi, hukuk ve adalet duygusunun hep öne çıkartılması ve bundan asla vazgeçilmemesi Türkiye'nin ali menfaatleri için son derece önem arz etmekte olduğunu dile getirdik.
Sokaktaki vatandaşın ne söylemek istediğini dile getirdik. Onların verdiği mesajı bizim de, iktidarın da hepimizin çok iyi anlaması gerektiğini ortaya koyduk. Onları konuştuk. Ve arkadaşlarımızın işleriyle ilgili yapabileceğimiz hususları sorduk. Bizim de şu ana kadar basın yoluyla ve duruşmalarda elde ettiğimiz bilgi ve belgelere göre, ifade raporlarına, savcılık soruşturmalarına, mahkeme kararlarına yani tutuklama esnasında ortaya konulan ifadelere baktığımız zaman, böyle tutuklama olmaz. Bazen gülüyoruz, onlar da gülüyorlar zaten.
Hatta bir tanesine sordum, 'senin burada ne işin var?'. Dedim sen yemek yapmasını bilirsin galiba ama burada yemek yapma imkanı da yok dedim. Dedi, 'İngilizce çalışmaya başladım', 'öbürü ders çalışıyorum', öbürü 'kitap okuyorum', öbürü 'avukatlarımın getirmiş olduğu bilgilerle işimi yürütüyorum'.
Türkiye Cumhuriyeti bu karanlık gidişi aşacaktır, Atatürk'ün kurmuş olduğu düzene tekrar oturacaktır. Laik, demokratik, parlamenter sistem bu ülkede nasıl bir emniyet sibobuymuş, ne kadar değerliymiş, şimdi her birimiz bunu çok daha iyi anladık. Atatürk'ün de ne kadar büyük bir devlet adamı olduğunu, ne kadar büyük işler yaptığını kısa zamanda bir kez daha, daha derinden hissettik.
Arkadaşlarım çok rahat, çok dirayetli hepsi. Ama evde kiminin 3 yaşında çocuğu var, kiminin 5 yaşında çocuğu var, kızı var oğlu var. Aile var, aile bütünlüğü var. Bu da işin sosyal tarafı. Allah en kısa zamanda aileleriyle buluşmalarını nasip etsin. Herkesin aklını başına almasını, aklını iyi kullanmasını tavsiye ediyorum."
