CHP grup toplantısı... Özgür Özel'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a: "Aileni karıştırmaya çalışanları uzaklarda arama"

(TBMM) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "'Bu işte Süleyman Soylu var da Hakan Bey yok mu? Binali Yıldırım'ın oğlu yok mu? Erdoğan'ın oğlunu Özgür Özel niye konuşmuyor' diye bize alttan bilgi akıtanlar var ya, Sayın Erdoğan senin aileni karıştırmaya çalışanları uzaklarda arama. Bu içinde cümlesinde kurduğum cümlelerde ara. Çok soylu bir davranış var. Kendini kurtaracak ya o yüzden izlesin bunu Sayın Erdoğan. 'O kasetler bizde de var, içinde bir ben mi varım, Özgür Özel'e söyleyin birazcık da soyadı Erdoğan olanları konuşsun.' Ey Süleyman Soylu, ben nerede ne konuşacağımı senden öğrenecek olsam senden beter olayım" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, Orta Asya Türk Cumhiyetleri'nden Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan'ın Güney Kıbrıs Rum kesimine büyükelçi atamasına karşı iktidarın sessizliğini eleştirdi. Kıbrıs'ta geçmişte Türklerin yaşadıklarını örnekle anlatırken sesi tireyen Özel, şöyle devam etti:
''Ey Erdoğan Kıbrıs davası bu ülkenin namusudur. Satamazsın, sattırmayız."
"Güya Türk dünyasıyla iyi ilişkiler... Bununla ilgili çok iddialıydı bunlar. Devlet Bey'in de hoşuna gidiyordu o verilen pozlar. Ne oldu? Biz ne bekliyoruz? Türki Cumhuriyetler Kıbrıs'ı tanıyacak. Bekliyoruz ki tanısınlar. Ne oldu? Bırak Kıbrıs'ı Türkiye Cumhuriyetlerin tanımasını, Türki Cumhuriyetler Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan oturdular Semerkant'ta bizimkiler aval aval bakarken ikna edildiler, Güney Kıbrıs'ı tanıdılar, tanımak yetmez Güney Kıbrıs'a büyükelçi görevlendirdiler. Türkiye Cumhuriyeti'nin tam olarak dış politakasının pas pas edildiği, Kıbrıs davamızın pas pas edildiği beceriksiz bir dış politika caf caf yapıyorlar, Hakan Fidan köpürt ki köpürt... Bu ülkenin dış politikasında yedi cihana karşı ambargo tehditlerine karşı Kıbrıs'ı savunmak var. Kıbrıs'ı kurtarmak var. 'Girerseniz perişan ederiz' diyenlere karşı 'Ayşe tatile çıksın' deyip komandoları Kıbrıs'ın üzerine paraşütle indirirken o küçücük kıza 'Bizimkiler' dedirtenler var. Yanda küvette bir anne üç çocuğu kıtır kıtır kesmişler, oradaki çocuk diyor ki 'Bu akşam bize de gelirler mi?' Annesi diyor ki 'Onlar gelmeden bizimkiler gelirler.' Hava indirme tugayı iniyor. Kız bakıyor annesine 'Bizimkiler' diyor. O bizimkileri Kıbrıs'a yollayan, Kıbrıs'ı kurtaran sağda Erbakan solda Ecevit varken bugün o Kıbrıs'ı satan Erdoğan, Erdoğan, Erdoğan. Ey Erdoğan Kıbrıs davası bu ülkenin namusudur. Satamazsın, sattırmayız."
"Bizim kitabımızda aileyle uğraşmak yok"
Savunmadıkları Kıbrıs'ı ne işlere zemin etmişler. Kıbrıs kadar turp çıktı heybeden. Eski KKTC Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim. Eğmeden bükmeden söyleyelim; babası Maksut Serim. AKBİL, İGDAŞ, BELBİM davaları sırasında Valide Sultan Vakıf Bank Şube Müdürü. O günden beri o ilişki içindeler. Bir açıp okuyalım neler olmuş AKBİL'de. Nasıl yolsuzluktan yargılanılmış. Harun Karaca en son bütün AKBİL yolsuzları nasıl yıllarca milletvekillliğiyle kaçırılmış. Sonra o davalara neler yapılmış. Vakıf Bank'ın Şube Müdürü'nden örtülü ödenek başkanı yaptı. Yanından ayırmıyor her işinde. Gelmiş onun oğlu Yasin Ekrem Serim, meslekten gelmez dışişlerine sokulmuş, özel kalem, büyükelçi yapılmış. Kıbrıs gibi yere meslekten gelmeyen büyükelçi atanmış. Bakın bir hesap hareketleri var. Gemiler var. Onunla ilgili kimler, kimler var. Hakan Fidan'ın, Binali Yıldırım'ın isimleri geçiyor. Çocuklarının ismi geçiyor ama biz bir kişi düzgünce soruşturulup, yargılanıp, ceza alıp kesinleşmeden ne kişiye bir şey deriz ne ailesine bir şey deriz. Buradan Sayın Hasan Doğan, Sayın Erdoğan'ın özel kalemi. Bazı konuşmaların bazı kısımlarını Sayın Erdoğan'ın dikkatine sunduğunu duyuyoruz. Bu kısmını söyleyin. İzlesin Erdoğan. Bir bizim kitabımızda aileyle uğraşmak yok. Eğer ailenin bir suçu varsa o babasının oğlu olduğu için zan altına girerek değil, bizzat kendisi sorgulanır, yargılanır, ceza alır kesinleşirse orada kesinleşir. Hani siyaseti belli sınırları içinde yapılacak ya biz öyle aileye, sağa sola, olmadan saldırmayız.
"Ey Süleyman Soylu, ben nerede ne konuşacağımı senden öğrenecek olsam senden beter olayım"
Ama şuna bakın Sayın Erdoğan. Şimdi bir yandan 45 kaset 40'ı var beşi kayıp. O beşinde neler var neler diye söyleyenler, her tarafa dökülen bilgiler. Bu 40-45 kaset işini ilk söyleyen Sedat Peker, söylediği Süleyman Soylu o gün İçişleri Bakanı. İçişleri Bakanı'nın ne işi var Dubai'de? Sedat Peker'in peşine Dubai'ye... O günden sonra bakanlıktan alındı ama burada bir kenarda tutuluyor. Şimdi o birileri 'Bu işte Süleyman Soylu var da Hakan Bey yok mu? Binali Yıldırım'ın oğlu yok mu? Erdoğan'ın oğlunu Özgür Özel niye konuşmuyor' diye bize alttan bilgi akıtanlar var ya, Sayın Erdoğan senin aileni karıştırmaya çalışanları uzaklarda arama. Bu içinde cümlesinde kurduğum cümlelerde ara. Çok soylu bir davranış var. Kendini kurtaracak ya o yüzden izlesin bunu Sayın Erdoğan. 'O kasetler bizde de var, içinde bir ben mi varım, Özgür Özel'e söyleyin birazcık da soyadı Erdoğan olanları konuşsun.' Ey Süleyman Soylu, ben nerede ne konuşacağımı senden öğrenecek olsam senden beter olayım. Ama milletimizin de vicdanına sığınırız. Bir tarafta Kıbrıs yıkılıyor, kasetler söylenenler tanıklar ispatlar... Bir soruşturma açılmıyor. Öbür tarafta devletin televizyonuna bak. 'Usulsüz yapıya kullanım izni', 'İmamoğlu inşaat projelerinde usulsüzlük', 'Çatıyı yükselttik, terası büyüttü', 'Teras büyüklüğüyle oynadı, kat planı projeye aykırı değişti.' Bir tarafta onlara susacaksın burada 'teras küçülmüş, yatak odası büyümüş' diye İmamoğlu'nu hapiste tutacaksın. Milletimize şikayet ediyorum, milletimize..."
(Sürecek)