CHP'li Atalar'dan "Grand Kartal Otel yangını" açıklaması: "Bu kader değil, siyasi bir tercihin sonucudur"

CHP'li Atalar'dan "Grand Kartal Otel yangını" açıklaması: "Bu kader değil, siyasi bir tercihin sonucudur"

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, Grand Kartal Otel yangınına ilişkin "Bu ülkede yurttaşın can güvenliği artık kamu hizmeti değil; özel çıkarların insafına bırakılmış durumda. Ve bu sistemin bedelini hep en savunmasız olanlar ödüyor. Belki o çocuk sizin çocuğunuz değildi. Ama bir komşunun, bir arkadaşın, bir başka şehirde bir başkasının evladıydı. Bu kader değil. Bu, siyasi bir tercihin sonucudur. Ve bu tercihi yapanlar, bu düzene göz yumanlar hesap vermedikçe, benzer acılar yeniden yaşanır" ifadelerini kullandı. Atalar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un kamuoyuna yanlış bilgiler verdiğini ileri sürerek, "Söylediklerinin tamamı bilirkişi raporuyla çürütüldü" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, Grand Kartal Otel yangını ile ilgili bilirkişi raporuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. Atalar, tam 100 gün önce yaşanan ve 36'sı çocuk 78 yurttaşın hayatını kaybettiği faciayı "toplumun hafızasında derin bir yara, vicdanında kapanmayan bir acı" olarak nitelendirdi.

Resmi bilirkişi raporunun gerçeği tescillediğini vurgulayan Atalar, şunları kaydetti:

“Kültür ve Turizm Bakanlığı, yalnızca otellerin 'kalitesini' değil; insan sağlığı, can güvenliği ve çevre koruması gibi temel sorumlulukları da denetlemekle yükümlüdür. Yine raporda 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2019 tarihli Turizm Tesislerinin Niteliklerine İlişkin Yönetmelik ve 1983 tarihli Denetim Yönetmeliği açık hüküm taşır. Buna rağmen, Bakanlık görevini yerine getirmemiştir. Denetimlerin özensiz ve yetersiz yapıldığı, açıkça tespit edilmiştir. Bu bir doğal afet değil; devletin görevini ihmal etmesinin sonucudur. Otelin işletme belgesini veren, denetim görevini yerine getirmeyen Bakanlık, sorumluluğun doğrudan merkezindedir."

Atalar, ilk günden itibaren gerçeğin perdelenmeye çalışıldığını belirterek "Bizler dedik ki: Suç başkalarına atılarak bakanlık aklanamaz. Bu bir cinayet, ihmallerin ve denetimsizliğin ürünüdür. Bakanlık susuyor. Bakan hala sorumluluğu reddediyor. 4483 sayılı Kanun gereği, bakanlık bürokratlarının yargılanması için izin gerekiyor. Ama bakan, kendi bürokratları için soruşturma izni vermiyor" açıklamasında bulundu.

Atalar, korunan kişiler konusunda da tepki göstererek, "Bakan Yardımcısı, Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü, yardımcıları, kontrolörler... Toplam 9 bakanlık yetkilisi soruşturmadan muaf tutulmuş durumda. Adaletin değil, bakanın koruma şemsiyesi altındalar. Bilirkişi raporunda açıkça kusurlu bulunan bu kişiler hakkında, Bakan izin vermiyor. Sorumlular yargı önünden kaçırılıyor" görüşüne yer verdi.

"Sayın Mehmet Nuri Ersoy, ekran karşısına geçip kamuoyuna yanlış bilgiler verdi"

Atalar, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un kamuoyuna yanlış bilgiler verdiğini iddia ederek, "Sayın Mehmet Nuri Ersoy, ekran karşısına geçip kamuoyuna yanlış bilgiler verdi. Ancak söylediklerinin tamamı bilirkişi raporuyla çürütüldü" değerlendirmesini yaptı.

Atalar, daha önceki açıklamalarında 2634 sayılı Kanun kapsamında denetim görevinin, turizm sezonu bahanesiyle yumuşatılan yönetmeliklerin ve bizzat Bakan oluruyla çıkarılan 5145749 sayılı yazıyla nasıl hayati önlemlerin esnetildiğini kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlattı. Atalar, "Bakanlığın 23 Eylül 2024 tarihli 5709651 sayılı iç yazışmasıyla mevzuatın nasıl çiğnendiğini belgeleriyle açıkladık. Ve şimdi resmi bilirkişi raporu, tüm bu açıklamalarımızı doğrulamaktadır" diyerek iddialarının doğrulandığına dikkat çekti.

Atalar, "Sayın Bakan, siz bu vebalin altında ezileceksiniz. Sorumluluk sizin, yetki sizin, denetim sizin, belge sizin, imza sizin, ihmal de sizin. Ve bu ihmallerin üzerini örtmek için söylediğiniz her yalan, sizin ve bakanlığınızın suçunu daha da ağırlaştırmaktadır. Yalan söyleyen biri bu ülkenin bakanı olabilir mi" diyerek, başından itibaren ellerinde olan ön bilirkişi raporlarının "korsan" ilan edildiğini, ancak bugün resmi raporla bu bulguların büyük ölçüde örtüştüğünün ortaya çıktığını belirtti.

TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı'nın "78 insanın hayatını kaybettiği yerde hiçbir kurum 'ben sorumsuzum' diyemez" sözlerini hatırlatan Atalar, buna rağmen Bakanın hala görevinin başında olduğuna dikkat çekti. Atalar, "Biz CHP olarak bu felaketin unutulmasına, üzerinin örtülmesine izin vermeyeceğiz. Sorumlular adalet önüne çıkana kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz" ifadesine yer verdi.

Atalar, açıklamasının devamında şu görüşleri dile getirdi:

"Bu ülkede yurttaşın can güvenliği artık kamu hizmeti değil; özel çıkarların insafına bırakılmış durumda. Ve bu sistemin bedelini hep en savunmasız olanlar ödüyor. Belki o çocuk sizin çocuğunuz değildi. Ama bir komşunun, bir arkadaşın, bir başka şehirde bir başkasının evladıydı. Bu kader değil. Bu, siyasi bir tercihin sonucudur. Ve bu tercihi yapanlar, bu düzene göz yumanlar hesap vermedikçe, benzer acılar yeniden yaşanır."

CHP'li Atalar, "Kültür de, turizm de; ancak insan hayatının değerli olduğu, adaletin hüküm sürdüğü bir ülkede gelişir. İnsan hayatının değersizleştirildiği bir yerde ne tanıtılacak bir değer kalır, ne korunacak bir miras..." diyerek, kültür ve turizm politikalarının ancak adalet temelinde gelişebileceğini belirtti.

Atalar, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:

"Bu düzene göz yuman herkes görevden alınmalı ve yargı önüne çıkarılmalıdır. Adalet, ancak böyle sağlanır. Kamu vicdanı, ancak böyle rahatlar. Sayın Bakan, hukuk sorumsuzlarınızın kalkanı olmayacak. Adalet sizin imzanızla durdurulamayacak. Bu halk bu sefer unutturmanıza izin vermeyecek. 78 can, 36 çocuk için adalet istiyoruz. Sorumlular görevden alınsın, yargılansın. CHP olarak, sizin bu sessizliğinizi kabul etmiyoruz. Siz konuşmuyorsanız, biz susmayacağız. Siz hesap vermiyorsanız, biz hesabı sormaya devam edeceğiz."