CHP’li Mahmut Tanal İzmir’de üniversite öğrencileriyle buluştu

(İZMİR) – CHP Parti Meclisi Üyesi ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, İzmir’de üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Tanal, İzmir Ekonomi Üniversitesi Siyaset Platformu Kulübü’nün Balçova’daki etkinliğine ve Buca'da partisi tarafından düzenlenen öğrenci buluşmasına katılarak öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Buca'da Hasanağa Bahçesi'nde partisi tarafından düzenlenen etkinlikte DEÜ öğrencilerleriyle bir araya gelen Tanal, ülkedeki sorunların CHP iktidarında düzeleceğini belirterek "İktidar değişmeden sorunlar çözülmez. Halkın önünde hiçbir güç duramaz. Halk getirdiği gibi götürür" ifadelerini kullandı.
"Milletinden korkan bir iktidar olabilir mi?"
"Üniversitede TOMA'nın ne işi var" diyerek sözlerini sürdüren Tanal, şunları söyledi:
"Üniversitelerde baskı olmaz. Üniversitelerde özgürlük olur. Özgürlüğün olmadığı bir ortamda bilim olmaz. Özgürlüğün olmadığı bir yerde insanlar baskı ile korkuyla eğitim yapamaz. Üniversitelerin özerkliği şarttır. Üniversite rektörünün üniversite öğretim üyelerinin, üniversite öğrencilerinin katılımıyla seçilmesi lazım. Burası üniversiteler bir askeri kışla değil. Üniversiteleri CHP iktidarında askeri kışla olmaktan çıkaracağız. TOMA'lar üniversiteye girmeyecek. TOMA'ların yeri... TOMA Türkiye'de bir sektör değildi. AKP iktidarıyla TOMA Türkiye'de bir sektör haline geldi. Bugün Türkiye'nin 81 ili var. 81 iline , 973 ilçesine gidin hepsinde TOMA var. Halkından korkan, milletinden korkan bir iktidar olabilir mi?" dedi.
"Teröristlerle kendileri konuşuyor"
Tanal, Sırrı Süreyya Önder'in AKM'de terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın mesajının okunmasına ilişkin ise "Bu işin hazırlayıcısı, planlayıcısı AKP iktidarıdır. Bu kadar açık ve net. AKP gibi düşünmeyen, AKP'ye karşıtı olan herkesi terörist ilan eden bir zihniyet gidip gayet rahat kendileri görüşüyorlar. Biz demokrasi istiyoruz diye, adalet istiyoruz diye özgürlük istiyoruz diye üniversitede TOMA'yı istemiyoruz diye öğrenciler terörist ilan ediliyor. Teröristlerle kendileri konuşuyor. En büyük terörist AKP iktidarı. Başka kimse yok" dedi.
"Ben devletimi arıyorum devletimi"
Tanal, sözlerinin devamında ise şunları kaydetti:
"İnsanın anne baba seçme özgürlüğü yok. İnsanın nerede dünyaya geleceğini seçme özgürlüğü de yok. İnsanın din seçme özgürlüğü ancak 18 yaşından sonra o hakkı var. Öncesinde o da yok. Tabii yoksul bir ailenin çocuğu olmam nedeniyle o dönemde ilkokulum yatılıydı. Benim devletim bana üç öğün sıcak yemek verirdi. Yıl 2025. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne dedik ki çocuklara bir öğün sıcak yemek verilsin deyince AKP ve MHP'nin oylarıyla bu reddedildi. 1969 ile 1974 yıl arasında benim devletim üç öğün sıcak yemeğimi veriyordu. Yazlık, kışlık elbisemi veriyordu. Yıl 2025, bir öğün yemek veremeyen bir iktidarla bir devletle karşı karşıyayız. Sabun yok okulda, sular akmıyor. Kömürlü olan yerlerde kalorifer yakacak, para olmuyor. Bunu okul aile birliklerinden toplanıyor. Ben devletimi arıyorum devletimi. Ben devletimi arıyorum. Çocuğunu, öğrencisini üç öğün sıcak ver olan devleti arıyorum ben. Şu anda sabun yok okullarda. Liyakatla ilgili, anayasamızın yetmiş veya yetmiş birinci maddesi. Mesleğin gerektirdiği niteliklerin dışında başka vasıf aranmaz diyor. Burada liyakati vurguluyor. İşi ehline verin diyor. Dinimizde de aynı şey var. Kur'an'da da aynı şey var. İşi ehline verin. Liyakata göre iş verin. Bunlar ne dine göre hareket ediyorlar ne hukuka göre hareket ediyorlar. Bunlar maalesef devleti partileştirdiler. Devleti partileştirince maalesef eğitimde kalite düşüyor. Üniversitede kalite düşüyor. Yargıda kalite düşüyor. Emniyete kalite düşüyor. Cami hocalarının o vermiş Olduğu vaazlardan da kalite düşüyor. Burada işin sonu liyakat. Bunun için bu sistem değişmeli. Bu sistemin değişince bununla birlikte neler olacak? Bir sefer üstünlerin hukukuna son verilecek. Adalet egemen olacak. Demokrasi gelmesi lazım. Temel hak ve özgürlüklerin egemen olması lazım. Bu şekilde tek adamlı tek partili cumhurbaşkanı sistemli bir sistemin değişmesi lazım. Neden? Denildi ki; bu kardeşinizi cumhurbaşkanı yapın dediler. Başkanlık sistemini getirin dediler. Türkiye'de ekonomi düzelecek. Terör bitecek, döviz düşecek, enflasyon düşecek. İstihdam artacak. İşsizlik bitecek. Hepsi yalan.
Bu sistem yürümüyor. Bu sistem çöktü. Onun için bunun reçetesi seçim gelecek. Sandık önümüzde duracak. Cumhurbaşkanı adayımız da yanımızda olacak. Orada atacağınız her oy adalet için olacak. Hukuk devleti için olacak. Demokrasi için olacak. Liyakat için olacak. Özgürlükler için olacak. Bu tek adam sistemi yönetiminin değişmesi lazım. Reçetesi bu. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin geri gelmesi lazım. Aksi takdirde aksi takdirde ne İstanbul Sözleşmesi geri gelir. Ne çocuk haklarına saygı duyulur. Ne kadın erkek eşitliğine saygı duyulur? Anayasamızın 10'uncu maddesi kadınlara pozitif ayrımcılık var. Türkiye'de kadın kaç tane genel müdür var? Kaç tane bakan var? Kaç tane emniyet müdürü var? Kaç tane vali var? Kaç tane kaymakam var? Kaç tane hakim savcısı var? Onun için bu sistemin değişmesi lazım. Bu sistemi bu hale getiren AKP iktidarıdır. Sorunu yaratanlar bu sorunun çözümü olamazlar."
"Beni bu ülkenin kokteyl terör örgütü üyesi yaptılar"
Tanal, İzmir Ekonomi Üniversitesi Siyaset Platformu Kulübü tarafından Balçova’da düzenlenen etkinlikte de öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Tanal, bir milletvekilinin haksızlık, adaletsizlik, hak ihlali karşısında susmaması gerektiğini belirterek "Bulunduğunuz siyasi partinin görüşüne göre değil. Bizim kıblemiz adalet olmalı. Bizim kıblemiz hukuk devleti olmalı. Ben sizinle aynı partide değilim. Sizin gibi düşünmüyorum. Ama sizin düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak kadar eğer bunun bedeli eğer ölmek de varsa bu olabilmeli. Biz bu ülkede eğer adaleti, hakkı, hukuku en üst perdeden savunmuş olsaydık, bugün Burada gençliğin sorunu da olmazdı. Öğrencinin sorunu da olmazdı. Emeklinin sorunu da olmazdı. İşçinin sorunu da olmazdı. Türkiye'de siyaset böyle kirlenmezdi. Siyaset korkakların işi değil. Geçim kaynağının olduğu hiç yer değil. Eğer varsa millete karşı, ülkenize karşı bir sevdanız, idealleriniz varsa gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yaparsınız. Nerede bu hak ihlali olduysa hepsinin karşısına dikildim. Bu ülkede nerede hak ihlali olduysa orada oldu. Yeri geldi bana dediler ki fezlekeyi PKK'dan yeri geldi fezlekeyi bana FETÖ'den hazırladılar. Yeri geldi bana DHKPC'den fezlekeyi hazırladılar. Beni bu ülkenin kokteyl terör örgütü üyesi yaptılar. Bu ülkede hak savunuculuğu o kadar zor ki. Onun için sizden istirham ediyorum haktan ayrılmayın. Adaletten ayrılmayın. Hukuktan ayrılmayın. Eğri olan belasını bulur merak etmeyin" dedi.
"Ekrem İmamoğlu'na bir kumpas kurulmuştur"
Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesini değerlendiren Tanal, "Anasının ak sütü gibi helal olan 31 yıllık diplomayı... İnsan öldürmenin cezasının zaman aşımı 30 yıldır. İdarenin kendi kusurundan varsa kusurda yok ama bu siyasi nedendir? Diplomayı iptal ettiler. 12 saat geçmeden gözaltına aldılar. Demek ki idare ile yargı birlikte hareket ettiler. İkisi konuşuyor, eş güdümlü yapıyor. 12 saat sonra nasıl oldu da yürütmeyle yargı böyle birlikte eş güdümlü hareket ediyor? Kalkıp bana da diyeceksiniz ki Türkiye'de yargı efendim tarafsız ve bağımsızdır. Onu külahıma anlatsınlar kardeşim. Burada Ekrem İmamoğlu'na bir kumpas kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kumpas kurulmuştur. Burada bizim yargımız itibarsızlaştırılmıştır. Halkın hukuk güvenliği itibarsızlaştırmıştır. Şimdi yarın hanginizin diplomasının iptal edilmeyeceğinin bir güvencesi mi var? Sivas katliamında 37 insan can verdi. 30 yıl sonradan dediler ki zaman aşımı. Türk Ceza Kanunu 76. maddesinde insanlığa karşı işlenen suçlar zaman aşısına uğramaz der. 37 insanın canıyla ilgili zaman aşımı diyeceksiniz Ekrem Bey diplomasını iptal edeceksiniz. Onun için Türkiye seçeneksiz değil. 86 milyonun her birisi bir Ekrem İmamoğlu'dur. Bu kadar açık ve net" diye konuştu.
Partisinin Cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecine de değinen Tanal, “Cumhurbaşkanı adayını 15 milyon 500 bin oyla teklif eden dünyada tek bir örnektir. Bu bir katılımcılıktır. Siz kendi Cumhurbaşkanı adayınızı kendiniz belirlediniz” dedi.
"Demokrasilerde telef olmaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bakalım cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li telef olup gidecek" sözlerini de eleştiren Tanal, “Demokrasilerde telef olmaz. Bu ülkede Cumhuriyet Halk Partisi olduğu müddetçe vatandaşın hiçbirisi telef olmayacak. Türk Dil Kurumu’na da telef demek yok etmektir, imha etmektir. Ne demek? Bir ülkenin cumhurbaşkanı, ikinci sırada bulunan bir partinin genel başkanı, ‘karşımıza çıkan telef olacak’ diyor” ifadelerine yer verdi.
"Umutsuz olmayın"
Türkiye’nin otoriter rejimlere teslim olmayacağını vurgulayan Tanal, “Atatürk bu cumhuriyeti kurarken bir Çin Cumhuriyeti olsun diye kurmadı. Bir Suriye Cumhuriyeti olsun diye de kurmadı. Bir Rusya Cumhuriyeti de olsun diye kurmadı. Onlar otoriter rejimdir. Onun için bu güveninizi kaybetmeyin, umutsuz olmayın” dedi.