Çocukları için arıcılığa başlayan 3 çocuk annesi, kovan sayısını 5'ten 50'ye çıkardı

Furkan KAVUKLU/KAYSERİ, (DHA)-KAYSERİ'de çocukları için 6 yıl önce 5 kovan ile arıcılığa başlayan 3 çocuk annesi Şerife Yurdakul (43), geçen süreçte kovan sayısını 50'ye çıkardı. Geçen sene lenf kanseri tanısı da alan Yurdakul, "Çocuklarım için yılmadım. Ayaktayım ve mücadele ediyorum" dedi.
Hacılar ilçesi Sakarçiftliği Mahallesi'nde yaşayan 3 çocuk annesi Şerife Yurdakul, 5 yıl önce çocukları için 5 kovanla arıcılığa başladı. Üniversiteye giden kızına harçlık gönderebilmek bu işi sürdüren Yurdakul, geçen süreçte kovan sayısını 50'ye çıkardı. Geçen yıl rahatsızlanarak Kayseri Şehir Hastanesi'ne başvuran Yurdakul'a, 3'üncü evre lenf kanseri teşhisi konuldu. Bir yandan tedavisine, bir yandan da arıcılığa devam eden Yurdakul'un hastalığının ilerlemesi durdu. Arılarını ormanda yetiştiren Yurdakul hem hastalığıyla mücadele ediyor hem de çocuklarını okutabilmek için üretiyor.
'BİRAZ ZORLUK YAŞADIM'
Yaşadığı süreci anlatan Yurdakul, "Arıcılığa 5 kovanla başladım. Sonra arılarımı çoğalttım. Resmi kurumlara başvurup, arılarımı resmi bir şekilde üretmeye başladım. 5-6 yıldır arıcılık yapıyorum. Kendi bağımın altında yetiştiriyordum. Sonra evimin yakınında 'bir sorun olur, risk teşkil eder, arı sokar, insanlar, evler yakın' dediler. 'Daha böyle dağlık ortam olsun' dediler. Ben de ormanlık alana gittim. Gerekli izinlerimi aldım. Sonra arılarımı buraya getirdim. Yerleştirdim. Arılarımla uğraşırken bana 3'üncü evre lenf kanseri teşhisi kondu. Biraz zorluk yaşadım" diye konuştu.
'MÜCADELE ETMEK DURUMUNDA KALDIM'
Arıcılık yaparken çevresi tarafından çeşitli baskılara maruz bırakıldığını aktaran Yurdakul, "Bu işi üniversiteye giden kızıma, bir anne olarak harçlık verebilmek için yapma kararı almıştım zaten. Devam ettirmeye çalışıyorum ama hastalığımın zorluğuyla bu işi ilerletirken ayrıca çevreden gelen baskılardan, bir kadın olmamdan dolayı hakkımda ihbar ve itirazlar yapıldı. Resmi olmama rağmen hiçbir cezam, hiçbir suçum, hiçbir tutanağım olmamasına rağmen, kurumlarla mücadele etmek durumunda kaldım" dedi.
'OTURUP ÜZÜLMEK YERİNE KENDİMİ İŞİME VERDİM'
Hastalık sürecine değinen Yurdakul, "Evde durunca insan ölümü bekliyormuş gibi hissediyor. Ama arılarımla ilgilenmek hastalığımı çabuk atlatmama yardımcı oldu. Ayrıca bizim buranın çiçek florası çok yüksek. Çiçeklerimizin florası yüksek olduğu için kanser hastalığımdan dolayı endemik türlerin bitkilerinin polenleri daha faydalı. Bunlardan yararlandım. Kemoterapi dönemimde kemoterapinin etkisini atmak için gerçekten de çok faydası oldu. Polenli bal tükettim. Sağlığım açısından da faydası oldu. Psikolojik açıdan da. Oturup kendime üzülmek yerine kendimi işime verdim. Hastalığımı atlatmam daha kolay oldu. Daha tamamen gitmiş değil, durdu hastalığım. İlerlemesi durdu ama şu anda seviyorum arılarımı. Onlarla uğraşıyorum. Vakit geçiriyorum" diye konuştu.
'İLLA OKUMUŞ OLMAK ŞART DEĞİL'
Diğer annelere de üretmelerini öneren Yurdakul, "Evde oturmak yerine diğer annelere önereceğim tek şey; çocukları için hem evde hem dışarıda mücadele etmeleri. Ellerinden ne geliyorsa, illa okumuş olmak şart değil. Ellerinden gelen şeyin amacı için çalışmalarını öneririm. Bu işe çocuklarım için başladım ama daha farklı sorunlarla da uğraştım. Çocuklarım için hem onlarla hem de hastalığımla mücadele ettim. Çocuklarım için yılmadım. Ayaktayım ve mücadele ediyorum. Bütün annelere de çocukları için mücadele etmelerini öneriyorum. Arılarım ve çocuklarım için buradayım. Arılarımı üretmeye devam edeceğim. Buradan devlet kurumlarından yaşadığım zorluklar için yardım bekliyorum" dedi. (DHA)