Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bu cennet vatanı sokak terörüne teslim edemeyiz"

(ANKARA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kendi pisliklerini kapatmak için gençlerin arkasına saklanan korkakların ucuz siyasetine kanmayacağız. Hakkını yedikleri yüz binlerce gencin yüzüne bakamayacak sahtekarların, alçak senaryolarının parçası, figüranı, piyonu asla olmayacağız. Hukuksuzluğun hesabını yine hukuk içinde soracağız. Demokrasimize yönelik saldırıları yine meşru zeminde kalarak bertaraf edeceğiz. Bakın biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Biz bu ülkeyi kolay kurmadık. Bugünlere kolay getirmedik. Her karış toprağında bir aslanın yattığı bu cennet vatanı sokak terörüne teslim edemeyiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üniversiteli Gençlerle İftar Programı'nda konuştu. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Bu bereketli iftar soframızda, milletin evinde siz genç kardeşlerimi misafir etmekten, sizlerle bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Soframızı bizimle paylaşan, coşkusuyla, enerjisiyle, ümidiyle bize güç ve ilham veren siz kıymetli öğrencilerimize yürekten teşekkür ediyorum. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifinizi canı gönülden tekrar tebrik ediyorum. Rabbim bu mukaddes ayda tuttuğumuz oruçları, kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları katında inşallah kabul buyursun diyorum.
Kadir Gecenizi ve Pazar günü müşerref olacağımız Ramazan Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Sizlerin şahsında istiklal ve istikbalimizin teminatı, yarınlarımızın mimarı, tüm gençlerimize, bütün evlatlarımıza selamlarımı, sevgilerimi, en derin muhabbetlerimi gönderiyorum. Kalbi bu ülke için atan, ümidini bu millete bağlayan, tarihine, kimliğine, kültürüne, inanç ve değerlerine sıkı sıkıya sahip çıkan her bir evladımızın gözlerinden öpüyorum. Rabbim böylesi gençlerin yokluğunu bu millete hiçbir zaman yaşatmasın. Değerli genç kardeşlerim, bilgisini erdemiyle taçlandıran gençlerimizin iyi yetişmesi, nitelikli bir eğitim alması, ailesine, milletine ve dünyaya faydalı işler yapması bizim en büyük muradımızdır.
'Yurt, burs ve kredi hizmetlerimizi her geçen gün geliştiriyoruz'
Kim var denildiğinde sağına ve soluna bakmadan, fert fert 'ben varım' diyen, 'benim olmadığım yerde kimse yoktur' şuuruyla yaşayan cesur bir gençliktir. Bu gençlik, sokakları ateşe veren, yakıp yıkan, affedersiniz, ağzı ve ahlakı bozuk değil, duruşuyla edep ve vakar timsali olan bir gençliktir. Bu gençliğin neşvünema bulması, serpilmesi, güçlenmesi için son 23 yıldır büyük bir gayretle çalışıyoruz. Anaokulundan üniversiteye, bu ülkenin evlatlarının bilgiyle donanması, ruh köklerinden kopmaması, kim olduğunu unutmaması, taşıdığı potansiyelin farkına varması için çaba harcıyoruz. Bilhassa yüksek öğrenim kurumlarımızı ve üniversite öğrencilerimizi daha geniş imkanlarla buluşturmak için yurt, burs ve kredi hizmetlerimizi her geçen gün geliştiriyoruz.
Akademik kadrosundan barınmaya, teknolojik altyapısından müfredat içeriğine kadar, her alanda üniversitelerimizi ve öğrencilerimizi çağın imkanlarıyla buluşturma noktasında elimizden gelen ne varsa yapıyoruz. Burada çok kısa bir şekilde sizlerle bazı rakamları paylaşmak istedim. 2002'de yüksek öğretime ayrılan bütçe yalnızca 2,5 milyar liraydı. Bugün yüksek öğretime tahsis ettiğimiz bütçe tam 488 milyar lirayı buldu. Üniversitelerimizin sayısını son 23 yılda 76'dan 208'e yükselttik. Göreve geldiğimizde yurt sayısı yalnızca 190, yatak kapasitesi ise sadece 182 bin. Bugün 992 bin yatak kapasitesine sahip 862 yurtla üniversite öğrencilerimize yüksek standartlı barınma hizmeti sağlıyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de aynı şekilde 5 öğrenci yurdumuz var. 2002'de lisans öğrencilerine 45, yüksek lisans öğrencilerine 90, doktara öğrencilerine ise 135 lira seviyesinde kredi ve burs desteği veriliyor. Bugün tam 533 gençlik merkezimiz var. Spor salonlarımızda, atletizm pistlerimizde, futbol sahalarımızda, yarı ve tam olimpik yüzme havuzlarımızda 81 ilimizin tamamındaki gençlerimize hizmet veriyoruz. Bilim ve teknoloji merkezlerimizde, kütüphanelerimizde, spor tesislerimizde, diğer tüm imkanlarımızda gençlerimize ve öğrencilerimize yönelik yatırımlarımızı, hizmetlerimizi, eserlerimizi inşallah daha da artıracağız.
'Yegane amacımız gençlerimize güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakmaktır'
Kıymetli genç kardeşlerim! Şunu açık ve net ifade etmekte fayda görüyorum. Bizler artık sizin zamanınızın misafirleriyiz. Türkiye'nin geleceği sizlersiniz. Bu milletin umudu sizlersiniz. Her biriniz hem bizim hem ailelerinizin hem de 85 milyonun istikbalisiniz. Millete hizmet davasını inşallah sizler omuzlayacaksınız. Türkiye'yi çok daha iyi seviyelere sizler getireceksiniz. Türkiye 100 yılının güven ve huzur veren ikliminde sizler yaşayacaksınız. Adını duyunca mazlumların gözünün parladığı Türkiye'yi inşallah sizler inşa edeceksiniz. Şunu lütfen bir an olsun unutmayınız, şahsımın ve dava arkadaşlarımın dar dünyadaki yegane amaçlarından biri siz gençlerimize güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakmaktır. Son 23 yılda ne yaptıysak sadece bu gayeyle yaptık. Nice saldırıyı bunun için püskürttük. Nice oyunu bunun için bozduk. Nice zorluğun üstesinden bunun için geldik. Ülkemizin ayağına vurulan prangaları bunun için parçaladık. Kardeşliğimizi bunun için güçlendirdik. Bunun için yücelttik. Demokrasimizin standartlarını bunun için yükselttik. Milli iradenin üzerindeki vesayet gölgesini bunun için kaldırdık. Türkiye'yi bölgesinde ve tüm dünyada parmakla gösterilen seviyelere işte bunun için getirdik. Terör örgütleriyle kararlı mücadeleyi işte bunun için verdik ve veriyoruz. Terörsüz Türkiye hedefimize işte bunun için ulaşmaya gayret ediyoruz.
'Kirli senaryolarla nice evladımız henüz hayatının baharındayken bizden kopartıldı'
Sevgili genç kardeşlerim. Bakınız bu ülke yakın tarihinde gerçekten çok büyük acılar yaşadı. Kirli senaryolarla nice evladımız henüz hayatının baharındayken bizden kopartıldı. Aynı apartmanda yaşayan, aynı üniversitede okuyan, aynı sırayı paylaşan, aynı mahallede büyüyen gençlerimizi birbirine düşman ettiler. Kardeşi kardeşe kırdırmak için çok sinsi, çok kalleş oyunlar oynadılar. Sokağı adres gösterdiler. Kavgayı körüklediler. Gerilimi tırmandırdılar. Öfkeyi büyüttüler. Farklılıkları kaşıdılar. Gençlerin arasına nifak ve nefret tohumları serptiler. Sadece gençlerimizin değil milletimizin geleceğini de kararttılar. Sırf çıkarlarını korumak, menfaatlerini sürdürmek, paralarına para, siyasi ikballerine ikbal katmak uğruna bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini fidan gibi delikanlılarını bozuk para gibi harcamaktan çekinmediler.
'Provokasyonlara gelmeyeceğiz, kışkırtmalara prim vermeyeceğiz'
Sevgili genç kardeşlerim, 85 milyon olarak bizler büyük bir aileyiz. Siyasi görüşümüz, mezhebimiz, meşrebimiz, kökenimiz ne olursa olsun hepimiz kardeşiz, komşuyuz, birbirimizin kader ortağıyız. Adımız farklı olsa da soyadımız tektir, o da Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bizim bu vatandan başka gidecek bir yerimiz yok. Bizim birbirimizden başka sığınacak kapımız yok. Bizim bir olmaktan, beraber olmaktan, diri olmaktan, hep beraber Türkiye olmaktan başka bir seçeneğimiz yok.
Kıymetli gençler, nefreti, husumeti ve öfkeyi değil, ezeli ve ebedi kardeşliğimizi büyütmemiz gereken günlerden geçiyoruz. Sabırla, sağduyuyla, aklı selimle, soğukkanlılıkla hareket etmemiz gereken gerçekten çok hassas günlerden geçiyoruz. Provokasyonlara gelmeyeceğiz, kışkırtmalara prim vermeyeceğiz, öfkemize kesinlikle yenilmeyeceğiz. Sonu felakete varabilecek karanlık yollara asla girmeyeceğiz.
Kendi pisliklerini kapatmak için gençlerin arkasına saklanan korkakların ucuz siyasetine kanmayacağız. Hakkını yedikleri yüz binlerce gencin yüzüne bakamayacak sahtekarların, alçak senaryolarının parçası, figüranı, piyonu asla olmayacağız. Hukuksuzluğun hesabını yine hukuk içinde soracağız. Demokrasimize yönelik saldırıları yine meşru zeminde kalarak bertaraf edeceğiz. Bakın biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Biz bu ülkeyi kolay kurmadık. Bugünlere kolay getirmedik. Her karış toprağında bir aslanın yattığı bu cennet vatanı sokak terörüne teslim edemeyiz.
Sizlerden uyanık olmanızı özellikle rica ediyorum. Sizi kendi bataklıklarına, kendi karanlık dünyalarına, kendi çirkefliklerine çekmek isteyen, ağzı ve ahlakı bozuk müptezellere karşı çok ama çok dikkatli olmanızı istirham ediyorum. Gözü kendi çıkarlarından, şaibeyle geldikleri koltuklarından başka hiçbir şey görmeyen kifayetsizleri, kendi siyasi kariyerlerine başka hiçbir şeyi umursamayan muhterisleri, ademe mahkum etmenizi bekliyorum.
'Türkiye olarak dünyada en iyi işleyen demokrasilerden birine sahibiz'
Burada şu gerçeğin özellikle son günlerde sorumsuzca davrananlar tarafından çok iyi bilinmesini istiyorum. Türkiye olarak dünyada en iyi işleyen demokrasilerden birine sahibiz. İnsan hak ve özgürlüklerinin en kapsamlı şekilde tatbik edildiği en etkin kullanıldığı ülkelerden biriyiz. Ülkemizde sergilenen vandallıkların, sarf edilen hakaret cümlelerinin binde biri batı ülkelerinde yapılsa görün müsebbiplerinin başına neler gelir? Hele hele, polise, yargı mensuplarına, ülkenin yöneticilerine alçakça saldırılarda bulunanların anında defterini dürer, bir daha da gün yüzü göremezler.
Birileri 'demokrasi' derken, hırsızların, sahtekarların, çetelerin, marjinal yapıların sandığın arkasına saklanarak, belediyeleri ve kamu kaynaklarını pervasızca sömürmelerine kastediyorsa kusura bakmasınlar, bizim böyle bir demokrasi anlayışımız yoktur. 'Özgürlük' derken sokakları, tarihi camilerimizin avlularını, ecdadın mezar taşlarını yakıp yıkmayı, ibadethanelerimizde alkol almayı kastediyorsa biz hiçbir şartta orada olmayız, olamayız.
'Sokaklarda terör estirenlerin, bu ülkeyi yangın yerine çevirmek isteyenlerin varacağı hiçbir menzil yoktur'
'Ben dilediğime şiddet uygularım, bu ülkenin polisine taşla, asitle, molotof kokteyli ve baltayla saldırırım, kimse bana karışamaz' diyorsa biz bunu hak ve özgürlükler dairesinde ele alamayız. Bugüne kadar kimsenin bize demokrasi dersi vermesine, insan hakları ve özgürlükler gibi kavramlar üzerinden, milletin iradesine pusu kurmasına müsaade etmedik, bundan sonra da etmeyiz. Herkesi, sınırlarını bilmeye, ölçüyü korumaya, hak arama ile hakaret ve vandallık arasındaki çizgiyi geçmemeye davet ediyorum. Aksini yapmakta ve söylemekte ısrar edenler sadece kendilerine değil, bu ülkeye ve millete de en büyük kötülüğü yapmış olacaklardır. Milletimiz, siyasi destek için huzuruna gelenlere omuz verip yüceltmeyi bildiği gibi, yolunu kaybedenleri tepe üstü yere sermeyi de gayet iyi bilir.
Sokaklarda terör estirenlerin, bu ülkeyi yangın yerine çevirmek isteyenlerin varacağı hiçbir menzil yoktur. Girdikleri yol çıkmaz sokaktır. Gençlerimizin, terör örgütleri ve marjinal yapıların yanı sıra, siyaseti rant aracına çeviren hırsızlar, yolsuzlar, hırsızlar ve ilkesizler tarafından kullanılmasına da izin vermeyeceğimizi burada tekrar hatırlatıyorum."