Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kentsel dönüşüm konusunda kapsamlı hazırlıklar içerisindeyiz

(ANKARA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Eskisinden daha güçlü, daha modern ve depreme dirençli hale getirinceye kadar şehirlerimizi mola vermeden ihya ve inşa edeceğiz. Ülkemiz için hayat-memat meselesi olan kentsel dönüşüm konusunda da kapsamlı hazırlıklar içerisindeyiz. 'Yarısı Bizden' kampanyasındaki güncel destek rakamlarını geçtiğimiz günlerde kamuoyumuzla paylaştık. Bu meselede artık kimsenin kaprisleriyle vakit kaybedemeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congressium'da düzenlenen Türk Kızılay Genel Kurulu'na katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Kızılayın 1868'de, Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti adıyla kurulduğunu belirterek, kuruluş gayesinin cephede yaralanan askerlere yardım, hasta düşen Mehmetçiğin imdadına yetişmek olduğunu söyledi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Varlık-yokluk mücadelesi verdiğimiz, ateşten gömlek giydiğimiz bir dönemde Kızılay, milletimizin canıyla, kanıyla, dişi ve tırnağıyla inşa ettiği istiklal ve istikbal yolunun kilit taşlarından biri oldu. 93 Harbi'nden Trablusgarp Savaşı'na, Birinci Cihan Harbi'nden Milli Mücadele ve Kıbrıs Barış Harekatı'na tarihimizin en kritik dönemeçlerinde on binlerce Mehmetçiğin yaralarını sardı. Kızılayımız cephe gerisinde kurduğu hastanelerle onca yıllık yokluk arasında yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hasta bakıcılarla donattığı hastane gemileri ve hasta taşıma servisleriyle peygamber ocağımızda tüten ateşin işgal kuvvetleri tarafından söndürülmemesi için göğsünü adeta siper etti.
"Kızılayı tüm kriz bölgelerinde ön safta gördük"
Erzincan depreminden asrın felaketine yaşadığımız her zorlukta tüm kapasitesiyle daima milletimizin yanında oldu. Kızılayı sadece sınırlarımız içinde değil, tüm kriz bölgelerinde de ön safta gördük. Filistin'de, Suriye'de, Somali'de, Afganistan'da, Bosna'da, Irak'ta ve daha pek çok yerde savaştan etkilenen insanlara ülkemizin yardım elini uzattı. Salgınlarda, doğal afetlerde, mahrumiyet bölgelerinde ülkemizin desteğine ihtiyaç duyulan her yerde imdada o koştu. Mültecilerin, yoksulların, gariplerin, mağdurların hayatlarına dokundu.
Bundan 157 yıl önce halis niyetlerle başlanan yolculukta bugün Kızılay 513 şube ve temsilciliğiyle, 400 bine yakın gönüllüsüyle, 18 bölge kan merkezi ve 69 kan bağış merkeziyle, 4 hastanesi, 2 tıp merkeziyle, 5 bölge afet yönetim, 13 afet müdahale merkeziyle, 13 delegasyonu, 94 göçmen faaliyet alanıyla, aşevleri, huzurevleri, gönüllü merkezleri, sevgi mağazalarıyla geniş bir yelpazede çok kıymetli çalışmalar yürüten bir müessese haline gelmiştir.
2024 yılında yurt içinde 33 milyon kişiye, yurt dışında 14 milyondan fazla insana ulaşan Kızılayımız maşallah vazifesini layıkıyla ifa ediyor. 2005’te ülkemizin kan ihtiyacının sadece yüzde 19'unu karşılayabilen Kızılayın, bugün toplam talebin yüzde 97'sini temin etmesi de önemlidir. Aktif kök hücre bağışçılarının sayısında da artış söz konusu. Nisan ayı itibarıyla bağışçılarının sayısı 1 milyon 179 bine ulaştı.
Yakın zamanda tamamlanacak, hizmete alınacak kan torbası fabrikamız şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyorum.
"Yıl sonuna kadar 252 bin ilave konut ve iş yeri yapacağız"
Kaybettiğimiz 50 bini aşkın vatandaşımızı geri getiremesek de 6 Şubat depremlerinin açtığı yaraları hızla sarıyoruz. Çok kısa bir süre öncesinde tamamladığımız 201 bin konutun anahtarını hak sahibi vatandaşlarımıza teslim ettik. Yıl sonuna kadar yapacağımız 252 bin ilave konut ve iş yeri ile bu sayıyı inşallah 453 bine yükselteceğiz.
Eskisinden daha güçlü, daha modern ve depreme dirençli hale getirinceye kadar şehirlerimizi mola vermeden ihya ve inşa edeceğiz. Ülkemiz için hayat-memat meselesi olan kentsel dönüşüm konusunda da kapsamlı hazırlıklar içerisindeyiz. 'Yarısı Bizden' kampanyasındaki güncel destek rakamlarını geçtiğimiz günlerde kamuoyumuzla paylaştık. Bu meselede artık kimsenin kaprisleriyle vakit kaybedemeyiz.
İdeolojik takıntılarını milletin can ve mal güvenliğinin önünde özellikle engel olarak koyanlarla uğraşacak vaktimiz de lüksümüz de yoktur. Tabii burada şunu da üzülerek ifade etmek durumundayım. Ülkemizde sayıları az ama sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar mensubu oldukları milletle dahi tasada ve sevinçte birleşmiyorlar. Her konuyu siyasallaştırarak, her meseleyi istismar malzemesi yaparak maalesef ülkemize çok büyük kötülük yapıyorlar. Deprem gibi, depreme hazırlık gibi afetlerde yardımlaşma ve dayanışma gibi konuların milli mesele olduğunu bir türlü kabullenmiyorlar. 6 Şubat depremi döneminde neler yaşandığını hepimiz hatırlıyoruz. Afetzede kardeşlerimiz yakınlarını kaybetmenin acısıyla kıvranırken bizim deprem turisti dediğimiz güruh hemen istismara başladı. Akla, vicdana, ahlaka sığmayan ifadelerle devletimize ve kurumlarımıza saldırdılar. Yalan haber ürettiler. Sosyal medyada provokasyon yaptılar. Sahada canla başla çalışan yardım kuruluşlarını hedef gösterdiler. İşleri bitince afet bölgelerindeki yüreği yanık vatandaşlarımızı tradejileriyle baş başa bırakıp arkalarına dahi bakmadan çekip gittiler. Daha önce defalarca olduğu gibi gürültüyle geldiler yıkıntılar üzerinde bol bol fotoğraf çekildikten sonra sessiz sedasız ortalıktan kayboldular.
En sancılı günlerimizde ortalığı velveleye verenlerin, bedava ev vaat edenlerin deprem üzerinden hükümetimize ve yardım kuruluşlarımıza iftira atanların hiçbiri şimdi ortalıkta yok. Ama devletimiz, belediyelerimiz, vakıflarımız, gönüllü kuruluşlarımız halen oradalar, tam 820 gündür deprem bölgesindeler.
"İstanbul'daki depremde Kızılayımız yine sahadaydı"
Önceki hafta İstanbul’da meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen depremde de Kızılayımız yine sahadaydı, halkımızın yanındaydı. 6 yıldır güya mega proje diye ciddi reklam bütçeleriyle millete pazarlanan icraatların koca bir balon olduğu ortaya çıkarken, Kızılayımız 350 noktada bin 600 personeli, 3 bine yakın gönüllüsü, 319 aracı, 317 ikram çadırıyla milletimizin imdadına koşmuş, İstanbulluların ihtiyaçlarını karşılamak için seferber olmuştur.
Depremle sarsılan kardeşlerimiz 'Kim var' diye etrafa baktıklarında yine Kızılayı görmüş, AFAD'ı görmüş, vakıflarımızı, gönüllü kuruluşlarımızı görmüş, çevre illerden yardıma gelen belediyelerimizi görmüştür. Kimin iş yaptığı kimin de sadece şov yaptığı bir kez daha anlaşılmıştır.
Gazze aşevi kıtlıkla boğuşan Gazze halkına bugüne kadar 5,2 milyon öğün yemek desteği verdi, 1 milyon 606 bin litre su dağıtımı gerçekleştirdi. Ramazan ayına dek Filistin’in farklı noktalarında kurban etleri ve hazır yemek konserveleri dağıtan Kızılayımız Ramazan-ı Şerif boyunca da 840 bin kişilik iftar sofraları kurdu.
"Kaynakların kullanılmasında hassasiyet en üst düzeyde olmalı"
Kızılayımızı hedef alan ahlaksız iftiralar karşısında asla pes etmemeli, bıkıp usanmadan halkımıza doğruları anlatmaya devam etmelisiniz. Aynı şekilde Kızılayın nasıl bir ruhla kurulup bugünlere geldiğini önce sizler unutmamalı sonra da milletimize unutturmamalısınız. Şurası da çok ama çok önemlidir. Milletin dişinden, tırnağından kısarak verdiği kaynakların kullanılmasında hassasiyet seviyesinin en üst düzeyde olması gerek. Bu hem devlet hem belediye hem de yardım kuruluşlarımız için geçerlidir. Allah korusun, buralarda yaşanacak en küçük bir zafiyetin telafisi ya yıllar alacak, belki de hiç mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla hepimiz kılı kırk yaran hassasiyetle hareket etmek mecburiyetindeyiz. Karşılıklı güven esasına göre yürütülen hayır faaliyetlerinde hiçbir şüphe gölgesinin düşmesine izin veremeyiz."