Cumhurbaşkanı Erdoğan: Provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan vazgeçin

Aybala MELEK/ ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretiniz varsa yolsuzlukların, hırsızlıkların, alınan rüşvetlerin, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Şayet yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz, çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 10 Mart'ta gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'ndan bu yana iftar programları, kabuller, telefon görüşmeleri ve çeşitli etkinliklerle yoğun bir mesai süreci geçirdiklerini belirterek, "Dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan bölgelere yönelik yardımlarımızı hem gönüllü kuruluşlarımız hem de resmi kurumlarımız vasıtasıyla artırdık. Ülkemiz içinde de bir taraftan belediyelerimiz ve parti teşkilatlarımız diğer taraftan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımız aracılığıyla ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalıyor, halini hatırını soruyoruz. Son 23 yıldır olduğu gibi bugün de garibin, yetimin, öksüzün, Allah'tan ve devletten başka kimsesi olmayanların imdadına koşuyoruz. Onlara kol kanat germeyi hamdolsun azimle sürdürüyoruz" dedi.
'AVRUPA'NIN ÜLKEMİZE OLAN İHTİYACI AÇIKÇA İKRAR EDİLMEYE BAŞLANDI'
Erdoğan, Polonya Başbakanı Donald Tusk'ın Türkiye ziyaretinin oldukça anlamlı olduğunu dile getirerek, dış politikada yürütülen süreç ile ilgili, "Kendisiyle Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki son durumun yanı sıra Avrupa ülkeleriyle son günlerde yoğunlaşan diyaloğumuzu da istişare ettik. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan hararetli tartışmalar Türkiye'siz bir Avrupa güvenliğinin mümkün olmayacağını göstermiştir. Sadece güvenlik boyutuyla değil ekonomiden diplomasiye, ticaretten sosyal hayata birçok alanda Avrupa'nın ülkemize olan ihtiyacı açıkça ikrar edilmeye başlandı. Avrupalı dostlarımız, politikalarını rasyonel bir zeminde belirledikçe Türkiye'yle münasebetlerin önemini de idrak ediyorlar. Bunları Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği açısından ümit verici gelişmeler olarak okuyoruz. Küresel ölçekte meydana gelen hızlı ve ani değişimler daha fazla diyaloğa ve kurumsal iş birliğine ihtiyacımız olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye, ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde Avrupa ülkeleri ve Birlik ile ilişkilerini ilerletmeye hazırdır. Elbette bu Türkiye'nin tek başına sergileyeceği bir irade değildir. Aynı iradenin muhataplarımızda da mevcut olması esastır. Türkiye'nin yıllardır istikrarlı bir şekilde izlediği stratejik yaklaşımın Avrupalı mevkidaşlarımızın politikalarına da yön vereceğine inanıyorum" diye konuştu.
'BU SAVAŞIN, ADİL BİR BARIŞLA SONA ERMESİNİ ARZU EDİYORUZ'
Ukrayna-Rusya arasındaki devam eden savaşla ilgili son gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlk günden beri Türkiye olarak burada çok doğru bir yerde konumlandık. Dünyadaki hiçbir hadiseden haberi olmayan ülkemizdeki muhalefet başta olmak üzere, kimsenin dolduruşuna gelmedik. İki komşunun arasında dengeli, hakkaniyetli, her ikisine de güven veren bir tutum sergiledik. Barışın kaybedeninin olmayacağını her platformda vurguladık. Bugün de aynı çizgimizi koruyoruz. 4'üncü yılına giren bu savaşın daha fazla kan dökülmeden, daha fazla yıkım olmadan adil bir barışla sona ermesini arzu ediyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin 30 gün ateşkes teklifine Rusya'nın kısmen de olsa olumlu yaklaşımını barışa giden yolda mütevazı fakat kıymetli bir adım olarak görüyoruz" dedi.
'TÜRK- AMERİKAN İLİŞKİLERİNİN FARKLI BİR İVME YAKALAMASI MÜMKÜNDÜR'
ABD Başkanı Donald Trump ile oldukça samimi bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, "Sayın Trump'la belirlediğimiz 100 milyar dolarlık ticaret hedefimizin önündeki tüm engellerin kaldırılması dahil birçok önemli meseleyi ele aldık. Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki güncel, kritik gelişmeleri detaylıca değerlendirdik. Sayın Trump'ın 2'nci döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin farklı bir ivme yakalaması pekala mümkündür. Bölgemizdeki tüm zorluklara rağmen özellikle iki müttefik ülkenin iş birliğini zehirlemeye çalışan lobilere rağmen tüm coğrafyamızın selameti için bunu başaracağımıza, başarmamız gerektiğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 18 Mart Çanakkale Zaferi ile 21 Mart Nevruz Bayramı'nın kutlandığını anımsattı ve bu yıl ki Nevruz kutlamalarında nahoş olayların yaşanmadığını ifade ederek, "Özellikle geçmiş yıllara kıyasla daha huzurlu bir nevruz geçirdik. Biz de İstanbul'da partimiz tarafından düzenlenen programla milletimizin coğrafyamızın ve Türk dünyasının nevruz heyecanına ortak olduk. Nevruz'un, milletimizin kardeşliğini simgesi olarak resmi bayram olarak kutlanmasını arzu ediyoruz. Yine Nevruz bayramının Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olarak kabulünü önümüzdeki zirvede teklif edeceğiz" dedi.
'BU FAŞİZAN DİL, MİLLET KARŞISINDA HER ZAMAN KAYBETMİŞTİR'
Nevruz etkinliklerinden yansıyan bazı görüntüleri tasvip etmediklerini de belirten Erdoğan, "Buna rağmen bu yılki kutlamaların olaysız, gerilimsiz, şiddetsiz bir şekilde gerçekleştirilmesini milletimizin birliği ve dirliği adına çok anlamlı buluyoruz. Fakat bakıyorsunuz bir polisimizin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli bir vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekeri çocuklara vermesi, ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapılıyor. Emniyet güçlerimize baltayla, havai fişekle, yanıcı asitle, molotofla taşla sopayla saldıran sokak teröristlerine kucak açanlar polisimizin çocuklara pamuk şeker ikram etmesini dillerine doluyorlar. Daha düne kadar şehir şehir oy dilenen kendileri değilmiş gibi şimdi çıkıp utanmadan pamuk şeker üzerinden hamaset yapıyorlar. Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki polise taş atılmasıyla molotof atılmasıyla, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok. Esnafın dükkanının camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok, milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok, tarihi camilerimizin avlusunun, meyhaneye çevrilmesiyle de hiçbir problemleri yok ama Nevruz Bayramı'nda polisimizin çocuklara pamuk şekeri dağıtması, bunları rahatsız ediyor. Bu tutarsızlığın, bu büyük çelişkinin milletimiz tarafından özellikle Kürt kardeşlerimiz tarafından da not edildiği kanaatindeyim. Bu faşizan dil, millet karşısında her zaman kaybetmiştir. Bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur. Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça, istismar malzemeleri ellerinden alınanların bu tür hezeyanlarına, anlaşılan daha çok şahit olacağız. Onlar ne yaparsa yapsın biz milletimizi 40 yıldır kanını ve kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız. Biz Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Sünnisiyle, Alevisiyle, Çerkezi ve Lazıyla 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Biz dünyanın en büyük, en güçlü yıldızı, en çok parlayan ülkelerinden birini, Türkiye'yi yönetiyoruz" şeklinde konuştu.
'TÜRKİYE'NİN ÇOK ÇAPSIZ BİR ANA MUHALEFET PARTİSİ VARDIR'
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturmaya ilişkin Erdoğan, "Genel başkan dahil ana muhalefet partisi yöneticileri maalesef çok büyük bir şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, soygun, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine 5 gün boyunca siyasi tarihimizin en basiretsiz, seviyesiz ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalarına imza atmışlardır. Vandalların saldırılarında yaralanan polislerimizin, camı çerçevesi kırılan esnafımızın, zarar verilen milyarlarca liralık kamu malının tek sorumlusu sokak çağrısı yapan ana muhalefet partisi lideri ve şürekasıdır. Bunların siyasi hesabı Meclis'te, hukuki hesabı ise yargı önünde sorulacaktır. Türkiye gibi büyük bir ülkenin basiret, vizyon ve kalite açısından çok küçük, çok iptidai, çok çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunları bırakın devleti, bırakın yerel yönetimleri, bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır. İSKİ skandalından tam 32 yıl sonra tek parti faşizminden 80 yıl sonra bu millete yeniden bir dejavu yaşattılar. Tek parti döneminde, sandığın neye hizmet ettiğini güya seçim denilerek, yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk. CHP'nin demokrasi anlayışının açık oy sayım, gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmediklerini, 85 milyona tekrar hatırlatan CHP'nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'YAPTIKLARI KÖTÜLÜKLERDEN UTANÇ DUYACAKLARDIR'
CHP'nin parti içi iktidar mücadelelerini milletin meselesi haline getirmelerine aracılık yapmayacaklarını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Provokasyonlarla, vatandaşlarımızın huzurunu bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretiniz varsa yolsuzlukların, hırsızlıkların, alınan rüşvetlerin, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Şayet yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz, çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin. Milletin sinir uçlarıyla daha fazla oynamayın. Sadece sloganını değil, zihniyetini de aldığınız banka soyguncusu marjinal sol örgütleri polisimizin üzerine salmayın. Öyle yüksek sesle bağırıyorlar ki aslında yaptıkları işe, söyledikleri söze, sergiledikleri tavra kendilerinin de inanmadığını hal diliyle ikrar ediyorlar. Doğru veya yanlış hiç fark etmez. Sözüne ve eylemine inanan insanların duruşunun en küçük bir emaresi bile bunlarda mevcut değil. Biz bu riyakarlığa FETÖ başta olmak üzere, ülkemizin başına musallat edilen örgütlerden yıllarca gözümüzün içine bakarak, yalan söyleyen uluslararası aktörlerden aşinayız. Oynanan her oyun gibi bunların şovu da perde kapanınca bitecektir. İşte o zaman geriye dönüp baktıklarında şayet zerre kadar saygıları kaldıysa ülkeye ve millete yaptıkları kötülüklerden dolayı inanıyorum ki utanç duyacaklardır. Gerçi bugüne kadar böyle onurlu bir davranışlarına hiç şahit olmadık. Ama ülkenin geleceği ve selameti adına ümidimizi de yitirmek istemiyoruz. Türkiye'nin kaybedecek tek bir dakikası bile yok. Bizim bu siyaset tüccarlarının kavgalarıyla, ayak oyunlarıyla, hırslarıyla, ihtiraslarıyla oyalanacak vaktimiz de yok."
'ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLARA HALEL GELMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Erdoğan, ekonomide yaşanan dalgalanmalara yönelik, "CHP'nin yolsuzluk operasyonuna verdiği hukuku hiçe sayan tepki, diğer alanlarla birlikte ekonomide de temelsiz ve suni bir dalgalanmaya sebep olmuştur. Sergilenen illüzyon kısa bir süre sonra ortadan kalktığında aslında yaşananların anlamsızlığı daha iyi anlaşılacaktır. İki yıldır uyguladığımız yeni ekonomi programımız sayesinde, elde ettiğimiz kazanımlara halel gelmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu programla birlikte tarihi seviyelerde düşük cari açık ve işsizlik oranlarına ulaştık, mali disiplini güçlendirdik ve enflasyonu kontrol altına aldık. Merkez Bankamızın rezervlerini güçlendirip ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde artırdık. Ayrıca 6 Şubat depremlerinin yaralarını süratle sarmaya başladık. Bu başarıların hepsini de büyük bir emek, sabır ve kararlılıkla elde ettik. Ekonomi programımızı uygulamayı aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Böyle dönemlerde ana önceliğimiz makro finansal istikrarı korumaktır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Merkez Bankamız ve ilgili tüm kurumlarımız sağlam bir ekip ruhuyla bizim de güçlü desteğimizle gece gündüz demeden tam bir koordinasyon içinde çalışıyor. Bugüne kadar gereken her adımı vakit kaybetmeden attık, atıyoruz. Kurumlarımız, piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için hem yetkiye hem de iradeye sahiptir. Elimizdeki araçları etkin biçimde kullanarak son piyasa dalgalanmasını da başarıyla yönettik. Etkilerini sınırlı ve geçici hale getirdik. Önümüzdeki dönemde de ekonomi programımıza hız kesmeden taviz vermeden kaldığımız yerden devam edeceğiz. Şahsi menfaatleri için gözlerini kırpmadan ülkeyi ateşe atmak isteyenlerin hırslarına teslim olmayacağız" dedi. (DHA)