Depremde yıkılan İsias Otel'e ilişkin kamu görevlileri hakim karşısına çıktı... Çocuklarını kaybeden aileler: "Evlerine gittiklerinde çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorlar?"

HABER: Mehmet Duran ÖZKAN - Mehmet OFLAZ
(ADIYAMAN) - Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde KKTC’li sporcular ve tur rehberlerinin de aralarında olduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Grand İsias Oteli davasında kamu görevlisi 6 sanık hakim karşısına çıktı. Kızı Sahil'i kaybeden Esra Özberkman, sanıkların savunmalarına, "Biz bu kadar yolu tiyatro izlemek için gelmedik" diye tepki gösterdi. Kızı Perihan'ı kaybeden Mehmet Çetiner ise binanın otele çevrilme sürecine atıf yaparak, "Burada oturan sanıkların hepsi suçlu. Belki o imzalar atılmasaydı kızım hâlâ yaşıyor olacaktı. Keşke o imzaları atmasalardı" dedi. Depremde oğlu Aras'ı kaybeden Murat Aktuğralı da sanıklara "Evlerine gittiklerinde çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorlar" diye sordu.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Adıyaman'daki Grand İsias Otel'in yıkılması sonucu, aralarında KKTC'li öğrenciler ve tur rehberlerinin de bulunduğu 72 kişi hayatını kaybetti, 10 kişi yaralandı. Otelin yıkılmasına ilişkin kamu görevlileri yönünden ikinci dava da açıldı.
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, otel binasının yapıldığı dönem Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Biriminde görevli Mehmet Salih Alkayış, Bilal Balcı, Abdurrahman Karaaslan, Yusuf Gül, Fazlı Karakuş ve dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut hakkında "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan dava açtı. Kamu görevlisi sanıklar bugün Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı.
Sanıkların savunmalarının ardından müştekilerin beyanlarının alınmasına geçildi. Müştekiler şunları söyledi:
Oğulları Doruk ve Alp Akın'ı kaybeden Ayşe Akın: "İsias denilen katil binada iki oğlumu kaybettim. Benim çocuklarım o binada nefes alamadan can verdiler. Aslan parçalarım artık burada değil ama ben adaletlerinin peşinde olacağım."
Eşi Duygu ve kızı Lavin'i kaybeden Caner Kalaycı: "Lavin ve eşimi o katil binada kaybettim. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır usulsüzlük karşısında sussan da... Meleklere sözümüz var."
"Biz bu kadar yolu tiyatro izlemek için gelmedik"
Kızı Sahil'i kaybeden Esra Özberkman: "Katil binadan kurtulanlardanım. Tabi buna kurtulmak denilirse… Yaralı çıktım kızım Sahil’i, öğrencilerimi, arkadaşlarımı kaybettim. Ben haddimi bilip sadece öğretmenlik yapıyorum. Haddim olmayan belgelere imza atmıyorum. Biz bu kadar yolu tiyatro izlemek için gelmedik."
Kızı Selin'i kaybeden Enver Karakaya: "Dört kişilik bir ekip ölüm belgelerini imzaladı. Herhalde 4'ü pişpirik ekibi kimsenin hiçbir şeyden haberi yok. Hayali bir ekip var resmi bir yetkili yok. Onlar değil biz mi suçluyuz?"
"O imzalar atılmasaydı kızım hâlâ yaşıyor olacaktı"
Kızı Perihan'ı kaybeden Mehmet Çetiner: "Günlerce otel enkazında çalıştım. Eğer bazı binalar ayakta kaldıysa ve İsias yıkıldıysa bunun bir suçlusu var. Burada oturan sanıkların hepsi suçlu. Belki o imzalar atılmasaydı kızım hâlâ yaşıyor olacaktı. Keşke o imzaları atmasalardı…"
Oğlu Mert'i kaybeden Mehmet Topukçuoğlu: "Kamu çalışanlarından şikayetçiyim. Hiçbir anne babanın yaşamak istemeyeceği travmaları yaşadık. İlk günden beri dimdik ayaktayız. Bu haklı davanın peşini bırakmayacağız. Karşımızda 'görmedim, duymadım' diyenler var. Bence bu suçun göstergesidir. Bina yapımında ciddi usulsüzlükler olmuş. En ağır cezaları almalarını istiyoruz."
"Evlerine gittiklerinde çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorlar?"
Oğlu Aras'ı kaybeden Murat Aktuğralı: "Ben de enkazdan kurtulanlardan biriyim. Bizim mücadelemiz sizin çocuklarınız için. Sadece 5 günlüğüne voleybol turnuvası için geldik ama kamu alanı olarak geçen otel çocuklarımıza mezar oldu. Bu otelin yaratılmasına bugün sanık olarak karşımızda olan kişilerin katkısı var. Tutuklu yargılanmalarını talep ediyorum. Depremden sonra 5 gün burada kaldım, insanlığımdan utandım. Bugün bir kez daha insanlığımdan utandım… Bilime uygun hareket etmiş olsalardı bu otel yaratılmamış olacaktı biz de bugün burada olmayacaktık. Evlerine gittiklerinde çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorlar? Hepsinden şikayetçiyim."