DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan: "Kanal İstanbul projesi bir an önce rafa kalkmalıdır"

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan: "Kanal İstanbul projesi bir an önce rafa kalkmalıdır"

Haber: Muhammet Fatih BAŞCI

(BURDUR) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Kanal İstanbul projesine son günlerde hız verildiğini gördük. Şimdiden körfez ülkelerine parsel parsel satışlar söz konusu. Kanal İstanbul aslında İstanbul'un Avrupa yakasını bir ada haline getirecek. Doğudan ve batıdan sınırlı sayıda köprüyle bir ada haline gelecek İstanbul Avrupa Yakası ve doğal afet durumlarında ve Allah korusun savaş gibi acil durumlarda o adaya ulaşmakta, o adadan kaçış da çok zor olacak. Yani bunlar hiç hesap edilmiyor. Maalesef şu andaki iktidar işini böyle görüyor. Onun için yani defalarca uyardım, tekrar ediyorum bu Kanal İstanbul projesi bir an önce rafa kalkmalıdır" dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Burdur’a geldi. Babacan, ilk olarak Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’i makamında ziyaret etti. Cuma namazını Ulu Cami’de kılan Babacan, namaz sonrasında Cuma Pazarı’ndaki esnafı ziyaret etti..

Bir vatandaş emekli maaş farkları ile ilgili sıkıntısını Ali Babacan’a anlatırken, "Adalet denen bir şey kalmamış" dedi. Babacan ise vatandaşa emeklilik sisteminin tamamen karışık olduğunu ve vatandaşa haklı olduğunu söyledi. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ziyaret sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

"Bu deprem İstanbul'a adeta son uyarı gibi"

"Deprem ülkemizin çok büyük bir bölümünü tehdit eden bir felaket. Kaza geliyorum demez ama deprem geliyorum der ve er ya da geç pek çok bölgemizde farklı şiddetlerde depremler olacak ve ülkemizi bir an önce bunu hazırlamamız gerekiyor. Mutlaka dönüşümü yerinde veya farklı yöntemlerle yapmak gerekiyor. Yapı stoğumuzun çok hızlı şekilde gözden geçilmesi gerekiyor. Güçlendirme yapılabilecek binaları güçlendirme, yapılamayacak olanların yerine inşaat. Gerçekten Türkiye'nin önünde çok büyük ve önemli bir mesele bu. Fakat görüyoruz ki hem merkezi hükümet hem de belediyelerin çoğu bu işi çok ağırdan alıyor. İstanbul'da gördük birden haberleşme sistemi nasıl tıkandı, birden ulaşım nasıl tıkandı İstanbul'da hep beraber gördük. Bu İstanbul'a adeta son uyarı gibi, öyle okumak lazım bunu. 6.1 tam sınırda yani biraz daha şiddetli olsa çok daha büyük hasara, can kaybına Allah korusun sebep olabilirdi. Artık bu da son uyarı olarak kabul edip bir an önce tedbirler konusunda hızlı hareket etmek lazım.

"Şimdiden körfez ülkelerine parsel parsel satışlar söz konusu"

Kanal İstanbul Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir proje. Bu projeye son günlerde hız verildiğini gördük. Şimdiden pazarlama çalışmaları başta körfez ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede yapılıyor. Şimdiden Körfez ülkelerine parsel parsel satışlar söz konusu. Bunun reklamı yapılıyor şu anda. Fakat biliyoruz ki bu Kanal İstanbul aslında İstanbul'un Avrupa yakasını bir ada haline getirecek. Doğudan ve batıdan sınırlı sayıda köprüyle bir ada haline gelecek İstanbul Avrupa Yakası ve doğal afet durumlarında ve Allah korusun savaş gibi acil durumlarda o adaya ulaşmakta, o adadan kaçış da çok zor olacak. Yani bunlar hiç hesap edilmiyor. Varsa yoksa rant varsa yoksa gayrimenkul, bunun üzerinden sağlanacak rant. Maalesef şu andaki iktidar işini böyle görüyor. Onun için yani defalarca uyardım, tekrar ediyorum bu Kanal İstanbul projesi bir an önce rafa kalkmalıdır. Çevre etki analizi yapılmadan, güvenlikle ilgili analizler yapılmadan, depremle ilgili her türlü senaryo planlaması yapılmadan böylesine bir projeye girişmek yanlıştır. Bu projeye harcanacak paraya aslında İstanbul depreme hazırlanmalıdır. Milyarlarca doları Kanal İstanbul'a harcayacağınıza ‘Hayat İstanbul'a harcayın İstanbul'u yaşatın’ diyoruz. Bir an önce bu İstanbul başta olmak üzere pek çok şehrimizi depreme hazırlayın diyoruz.

"Hükümet çok geç kaldı"

Türkiye'de çiftçilerimizin yaşadığı büyük bir don felaketi var. 63 ilimizi etkileyen bir felaketti bu. Başta sebze, meyve üretimi olmak üzere çiftçilerimiz büyük zarar gördü. Bu zararların bir an önce hızlı bir şekilde tespiti gerekiyor. Öncelikle hasar tespiti, zarar tespiti yapılması gerekiyor. Çiftçilerimizin devlete olan vergi ödemeleri veya Ziraat Bankası'na olan kredi ödemeleri bunların hepsi en az 2 yıl ertelenmeli. Çünkü meyve ağaçları vurulduğu zaman iki mevsim birden kaybediyor, don vurduğu zaman. Yeni krediler mutlaka açılmalı ve hasar gören zarar gören çiftçilerimizin de bir miktar TARSİM’den ve bir miktar da TARSİM dışı kaynaklardan mutlaka zararlarını karşılamaya dönük bir çaba ortaya konulmalı. Burada da hükümet çok geç kaldı bunu da görüyoruz. Bir an önce bu konularda hareket edilmeli."