Eğitim-İş Sendikası Karabük Şubesi'nden öğretmen atamalarına tepki

Haber: Ayşegül BAYLAM
(KARABÜK) – Proje okullarına yapılan atamalara tepki gösteren Eğitim-İş Sendikası Karabük Şube Başkanı Zeki Çelik, "Proje okulları uygulaması ile bakan, 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde toplamaktadır. Yani artık öğretmenlerin bilgi birikimi, başarı belgesi, akademik unvanı ya da hizmet puanı değil; bakanın onayı belirleyicidir” dedi.
Karabük’te Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı Eğitim-İş Sendikası Karabük Şubesi, proje okullarına yapılan atamalarda usulsüzlük ve hukuksuzluk yaşandığı gerekçesiyle Karabük Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi önünde eylem yaptı. Eğitim-İş Karabük Şube Başkanı Zeki Çelik, yaptığı açıklamada “Proje değil, adalet istiyoruz!” dedi.
Proje okulları ataması sebebiyle Türkiye genelinde ve Karabük’te usulsüz, liyakatsiz, kritersiz atamalar sonucunda binlerce öğretmenin adeta sürgünlere gönderilmek üzere olduğunu aktaran Çelik, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesi, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli biçimde sunulması gerektiği anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Ne yazık ki bu anlayış, özellikle son 20 yıldır sistemli bir biçimde tasfiye edilmektedir. Bugün geldiğimiz noktada, kamusal eğitim ideali yerle bir edilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevini açıkça reddeder hâle gelmiştir. Bu ret, sadece sözde değil; uygulamada da kendisini göstermektedir. Bunun en somut örneği ise 'proje okulları' adı altında sürdürülen politikadır. 2014 yılında, dönemin Bakanı Nabi Avcı tarafından 44 okulda başlatılan ve başlangıçta 'ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel okullar' şeklinde sunulan bu model, bugün itibariyle 2 bin 318 okula ulaşmış, kapsamı büyütülmüş ancak içeriği boşaltılmıştır.
"Bakan, 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde toplamaktadır"
Proje okulları uygulaması ile bakan, 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde toplamaktadır. Yani artık öğretmenlerin bilgi birikimi, başarı belgesi, akademik unvanı ya da hizmet puanı değil; bakanın onayı belirleyicidir. Bu da açıkça, mülakat düzeninin öğretmen atamalarındaki yeni biçimidir.
Şimdi soruyoruz: Öğretmenin oradan alınmasının objektif gerekçesi nedir? Yıllarca görev yapan, başarı belgesiyle ödüllendirilmiş, yüksek lisans ve doktora sahibi öğretmenler hangi kriterle yetersiz görülmüştür? Yerlerine atanacak kişilerin liyakatini kim ve neye göre belirlemiştir? Aynı okulda yıllarca çalışan öğretmenleri bir gecede sürgün etmek hangi pedagojiye, hangi hukuk devletine, hangi kamu vicdanına sığar?"