Eğitim-İş'ten "Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü"... Kadem Özbay: “Milli Eğitim Bakanlığı, papalık makamı gibi davranarak insanların inançları adına karar alıyor”

Eğitim-İş'ten "Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü"... Kadem Özbay: “Milli Eğitim Bakanlığı, papalık makamı gibi davranarak insanların inançları adına karar alıyor”

(ANKARA) - Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, Ulus’ta Birinci Meclis önünden “Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü”nü başlattıklarını açıkladı. Özbay, okulların devlet korumasından çıkarılarak protokollerle tarikat ve cemaatlere teslim edildiğini söyleyerek “Çocuklarımızın adına sıbyan mektebi, medrese denilen yasal olmayan kuruluşlara yönlendirmesi üzerine kararlar alınmaktadır. Cumhuriyet hiçbir kişiye, aileye, zümreye ve sınıfa imtiyaz tanıyamaz. Oysa Milli Eğitim Bakanlığı, papalık makamı gibi davranarak insanların inançları adına karar alabilmektedir. 400 bin çocuğumuz sözde açık öğretim adı altında medrese denilen yerlere tarikat ve cemaat yerlerine yönlendirilmektedir” diye konuştu.

Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, “Atatürk devrimleri, emeğin onuru, laik eğitim ve aydınlık bir gelecek için” Birinci Meclis önünden “Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşü” başlattıklarını açıkladı.

“Okullar ve öğretim programları inançlara karşı tarafsız olma özelliğini yitirmiştir”

Özbay, Birinci Meclis önünde yaptığı açıklamada; okulların devlet korumasından çıkarılarak protokollerle tarikat ve cemaatlere teslim edildiğini belirterek şunları söyledi:

“Okullarımız devletin korumasından çıkarılarak sözde protokollerle etkinlik adı altında tarikat ve cemaatlere teslim edilmektedir. Çocuklarımızın adına sıbyan mektebi, medrese denilen yasal olmayan kuruluşlara yönlendirmesi üzerine kararlar alınmaktadır. Eğitimimizin temel ilkeleri doğrudan bakanlık eliyle kararlı biçimde yok edilmektedir. Artık okullarımız öğretim programları, mekanları kasıtlı olarak yönetici yapılan kişiler eliyle inançlara karşı tarafsız olma özelliğini yitirmiştir. Cumhuriyetin yurttaşlarımızı birleştirme ve bütünleştirmede en temel ilkesi olan laiklik ilkesi kamu hizmetiyle yükümlü olan zorunlu eğitimden uzaklaştırılmaktadır.

“400 bin çocuk açık öğretim adı altında medrese denilen tarikat ve cemaat yerlerine yönlendiriliyor”

Laik devletin yurttaşlarına karşı sorumluluğu, inanç özgürlüğü açısından herkese eşit uzaklıkta olmasıdır. Bunu sağlamayan devlet, anayasanın en temel ilkesini, eşitlik ilkesini ayaklar altına alan devlettir. Cumhuriyet hiçbir kişiye, aileye, zümreye ve sınıfa imtiyaz tanıyamaz. Oysa Milli Eğitim Bakanlığı kendini ruhban sınıfı yerine koymakta, papalık makamı gibi davranarak insanların inançları adına karar alabilmektedir. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi üzerinden çocuklarımızı okula kayıt yapan bir ülkeyiz ama buna rağmen 612 bin 814 çocuğumuz okul dışında. 400 bin çocuğumuz sözde açık öğretim adı altında medrese denilen yerlere tarikat ve cemaat yerlerine yönlendirilmektedir. 500 binin üzerinde çocuk MESEM'lerde çocuk işçi olarak çalıştırılmakta. Bir yılda yalnızca 12 çocuğumuz buralarda can verdi. Adı zorunlu eğitim ama bir buçuk milyon çocuk yok. Siz Milli Eğitim Bakanlığı'nın tek bir suç duyurusunu gördünüz İşte bu organize kötülüğün içinde olduklarının şartıdır.”

“AKP iktidarı ve Yusuf Tekin’in zihniyetinin dayatmanızdan kaçarak özel okullara yükleniyorlar”

Özbay, bir buçuk milyon yurttaşın çocuklarını özel okula gönderdiğine dikkat çekerek “Neden zorunlu eğitim varken insanlar özel okula gönderiyor? Senden kaçtıkları için Yusuf Tekin, senden kaçtıkları için AKP iktidarı. Çocuklarını okulda korumadığın için çocuklarına belki daha iyi bir eğitim verilebilir diye Anayasası’nda zorunlu eğitim yazması rağmen ceplerinden para veriyorlar. Senin ve sizin zihniyetinizin dayatmanızdan kaçarak özel okullara yükleniyorlar” diye konuştu.

“Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde altı yaşındaki kız çocuğu tarikat mensubuyla evlendirilmiş”

Çocukların ancak başlarına bir şey geldiğinde öğrenildiğini belirten Özbay, “12 yaşında Abdülbaki Dakak iki yıl okula gitmiyor, sonra bir bakıyoruz ki medreseye gidiyormuş ve bir ahırda kendini asarak intihar ediyor. Altı yaşında kız çocuğu bir tarikat mensubuyla evlendirilmiş. Kimin denetiminde? Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde. Haberi var mı? Hepsini biliyorlar. İşte o nedenle bu ülkeye bile bile bir kötülük yapıyorlar. Biz de bunu ifşa edeceğiz” dedi.

Eğitim İş’in yürüyüş tarihleri

Özbay, herkesi dayanışmayı büyütmeye, Cumhuriyet’e sahip çıkmaya davet ettiklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“O nedenle bugün Atatürk devrimlerinin ilan edildiği ülkenin kurulduğu Birinci Meclis'ten Cumhuriyet ve emek yürüyüşümüzü başlatıyoruz. 8 Şubat'ta Adıyaman'da tarikatları ve depremi vurgulayarak ‘çocuklara, eğitime, geleceğe sahip çıkıyoruz’ diyeceğiz. 15 Şubat'ta Amasya'da Amasya Genelgesi’ne atıf yapıp milletin azim ve kararlılığına güvenimizi, irademizi ve Mustafa Kemal'in eğitimcileri olduğumuzu ilan ederek Amasya'da olacağız.

22 Şubat'ta fıtratında var dediğiniz, rant politikalarına kurban ettiğiniz Soma'da ölen madencileri unutturmayacağımızı bir kez daha haykıracağız. 24 Şubat'ta dünyada başöğretmen ünvanında tek lider Mustafa Kemal Atatürk'ün kara tahta başına geçtiği harf inkilabını anlattığı Tekirdağ'dan büyük yürüyüşümüze başlıyoruz. Tekirdağ'dan sonra 25'inde Çanakkale'de ‘Çanakkale geçilmez ve antiemperyalizm’ vurgusunu yapacağız. 26'sında Bursa'da olacağız.

“Bu ülkede Bursa nutkunu okumak, Apo’nun mektubunu okumaktan daha riskli hale gelmiştir”

Bugün şurada elime iki tane kağıt alsam size göstersem biri Bursa Nutku olsa okusam muhtemelen gözaltına alınabilirim. Ama bu ülkede terörist başının mektubunu halkın vergileriyle TRT'de okutacaksın, Meclis’e çağıracaksın. İşte ülkenin acı tablosu budur. Bakın söylüyorum bu ülkede Bursa nutkunu okumak, Apo’nun mektubunu okumaktan daha riskli hale gelmiştir. Nasıl bir cumhuriyet? Biz 26'sında Bursa nutkunu okuyacağız. 27'sinde Eskişehir'de olacağız. İnönü savaşlarına ve kurtuluşa giden yola atıf edeceğiz ve 28'inde Polatlı'da son kalede ‘kurtuluştan kuruluşa’ diyeceğiz ve 1 Mart'ta Ankara cumhuriyetçilerle, cumhuriyete sahip çıkanlarla buluşacak ve alanlar hep birlikte ‘ilelebet cumhuriyet, ilelebet cumhuriyet, ilelebet cumhuriyet’ diye haykırılacak.”