Gazze, Batı Şeria, Yemen ve Lübnan’a aynı anda saldıran İsrail'e karşı tepki büyüyor
(ANKARA) - İsrail hükümeti son haftalarda Gazze, Lübnan, işgal altındaki Batı Şeria ve Yemen’e yönelik saldırılarını yoğunlaştırırken iç çatışmalarla da karşı karşıya. Binyamin Netanyahu’nun başbakanlığında iktidardaki koalisyon, ülke içerisinde kontrolünü genişletmek amacıyla dışarıdaki saldırılarını artırmakla suçlanıyor. Medyada, ''Netanyahu’nun Gazze’de savaşın yeniden başlamasından siyasi olarak fayda sağladığı'' izlenimi yaygın durumda.
Bu hafta İsrail Parlamentosu, mevcut hükümetin Yüksek Mahkeme yargıçlarının seçimi üzerinde kontrol sağlamasına yönelik planını oylayacak. Netanyahu ve destekçileri bu adımın, seçilmiş hükümetin iradesine karşı duran atanmış bürokratlar ve yargı yetkililerini durdurmaya yönelik meşru bir çaba olduğunu belirtiyor.
''Solcu Derin Devlet, halkın iradesini engellemek için adalet sistemini silah olarak kullanıyor''
Netanyahu, geçen hafta bir sosyal medya paylaşımında, ''Solcu Derin Devlet, halkın iradesini engellemek için adalet sistemini silah olarak kullanıyor'' ifadelerini kullandı. İsrail’de Filistin ile ilk barış anlaşması olan Oslo Anlaşması’nı solcu bir hükümet olan Yitzak Rabin’in hükümeti imzalamıştı. İsrail’de aşırı sağcılar bu yüzden ''solcu'' olarak tanımladıkları grupları hainlikle suçluyor.
Netanyahu’ya karşı protestolar
Halkın bir bölümü hakkında yolsuzluk davası devam eden başbakan Netanyahu’nun hamlelerini yargı organlarına karşı gerçekleştirdiği bir darbe girişimi olarak görüyor. Haftasonu İsrail'de binlerce kişi, Netanyahu hükümetinin, Gazze’deki savaşı yeniden başlatma ve iç istihbarat servisi başkanı Ronen Bar’ı görevden alma kararını protesto etmek için Tel Aviv’de toplandı. Üç gün süren protestolar için Tel Aviv’in Habima Meydanı’nda, toplanan protestocular Gazze’de tutulan İsrailli esirlerinin serbest bırakılmasını içeren bir ateşkesin sağlanması çağrısında bulundu.
''Savaşın yeniden başlaması Netanyahu’nun koalisyonun güçlendirdi''
İsrail hükümeti son haftalarda Gazze, Lübnan, işgal altındaki Batı Şeria ve Yemen’e yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Gazze’de savaşın yeniden başlatılması adımı, Hamas’ın Lübnan ve Yemen’deki müttefiklerinden misilleme saldırılarını da tetikledi.
Aşırı sağcı Yahudi Gücü partisi, ocak ayında sağlanan ateşkesin ardından hükümetten ayrılmıştı. Ancak İsrail’in geçen salı günü Gazze’ye yeniden saldırılar başlatıp yüzlerce Filistinliyi öldürmesinin ardından partinin lideri Itamar Ben-Gvir, bu adımdan övgüyle bahsederek partisinin hükümete geri döndüğünü açıkladı. İsrail medyasında yer alan analizlere göre bu gelişme, Netanyahu’nun parlamentodaki çoğunluğunu güçlendirdi ve hükümetin çökmemesi için ay sonuna kadar geçirilmesi gereken yeni bütçe tasarısının kabul edilmesinin önünü açtı. Savaşın sürmesi, kırılgan koalisyon hükümetinin ayakta kalmasına yardımcı oldu.
İsrail basınında yer alan değerlendirmelerde halkın öfkesinin, ''Netanyahu’nun savaşa geri dönerek siyasi olarak kazanç sağladığı izlenimiyle daha da arttığı'' ifade ediliyor.
Aynı zamanda polis teşkilatını kontrol eden Ulusal Güvenlik Bakanlığı’nın başında olan Ben-Gvir, iç istihbarat servisi Shit Bet’in Başkanı Ronen Bar ile Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın görevden alınmasını en çok destekleyen isimlerden biri olarak görülüyor. Bu iki isim, aşırı sağcı lider Ben-Gvir üzerinde önemli denge unsurları olarak kabul ediliyordu. İsrail ordusunda hizmet etmesi aşırı görüşleri nedeniyle yasaklanan Ben-Gvir, aynı zamanda ırkçılığı teşvik etmek ve bir terör grubunu desteklemek suçlarından hüküm giymiş bir siyasetçi.
