İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu: "Adalet dilenmiyoruz, 'Zamanı gelecek hesap soracağız' diyoruz”

İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu: "Adalet dilenmiyoruz, 'Zamanı gelecek hesap soracağız' diyoruz”

(İZMİR) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Türkiye’de kolektif bir kötülüğün hakim olduğunu belirterek, "Adaletsizliği şiar ve yol haritası yapmış olan bu zalim iktidara karşı adalet dilenecek değiliz. Yüksek bir ses çıkarıyoruz; adalet dilenmiyoruz, 'Zamanı gelecek, hesap soracağız' diyoruz" ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu, Bornova Meydanı’nda partisinin iftar programına katıldı. İftarın açılması ve iftar duası sonrasında partililere seslenen Dervişoğlu, uyarılarına kulak vermeyenlerce ülkenin kargaşaya sürüklendiğini ifade etti.

Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali ve sonrasındaki operasyonların Türkiye'de başka bir parantezin açılmasına vesile olduğunu kaydeden Dervişoğlu, yargının Türk milleti adına karar verdiğini, meşruiyetinin de buna dayandığını ancak milletin vicdanında derin yaralar açan kararların da alındığını anlattı.

Bunların yeni yaşanmadığını, bu filmi daha önce defalarca izlediklerini belirten Dervişoğlu, "Türkiye ihtilal mahkemelerini, kumpas davalarını, haksız tutuklamalar ve yargılamalarda yaşanan aymazlıkları çok önceden tecrübe etti. Yeni değil bütün bu olup bitenler ama hayat bize öğretmişti ki haksız yargılamalar sonucunda alınmış olan kararların hiç kimseye faydası dokunmamıştır." diye konuştu.

Ama bu kararların Türkiye'de birtakım olaylara vesile olduğunu, bunların da sosyal, ekonomik ve siyasi hayatı etkilediğini belirten Dervişoğlu, "Bugün yaşadıklarımız, demokrasi hayatımızda vurulmuş darbe tanımına daha uygun. Bu uygulamalar, atılan bu adımlar, sürdürülen bu strateji siyasetin yeniden düzenlenmesinin de önünü açıyor." dedi.

Dervişoğlu, "Bu gelişmelerden nasıl faydalanırım" diye hiç düşünmediğini söyleyerek, "Çıktığımız bu yolculukta hiçbir zaman bu milletin aleyhine ve bu milletin beklentilerinin hilafına tek bir adım atmadığımız gibi tek bir kelam da etmedik. Başkaları gibi yalpalayan siyasilerden de asla olmadık. Orak gibi eğri olmaktansa ot gibi doğru olur, durduğumuz yerde kırılırız." ifadelerini kullandı.

"Bu hükümetin yanlış uygulamaları yüzünden 3 gün içinde 1 trilyon lira kaybetti"

Yaşanan olayların beraberinde ekonomik yıkım da getirdiğini belirten bunların ekonomik tesirlerinin gelecek hafta gözlemleneceğini söyledi.

Dervişoğlu, şöyle konuştu:

“Sokaklar tetiklendi mi? Evet, tetiklendi. Sokaklarda bir kaos ortamı yaratabilme imkanı bazılarına sunuldu mu? Evet, elbette sunuldu ama işin bir de ekonomik boyutu var. Türkiye'de dolar 1 lira attığında Türkiye'nin borcu 500 milyar artıyor. Bu geride bıraktığımız 3 gün içerisinde 2 lira arttı. Bu hükümet 100 milyar lira tasarruf edeceğim diye emeklinin, dar gelirlinin, sabit gelirlinin, asgari ücretlinin, memurların maaşlarına zam yapmaktan imtina etmişti ama yapacağı tasarruf 100 milyar liraydı. Türkiye 100 milyar lira tasarruf peşinde koşarken bu hükümetin yanlış uygulamaları yüzünden 3 gün içinde onun on katını, bir trilyon lirayı kaybetti. Bunu Sayın Cumhurbaşkanı'nın keyfi yerine gelsin diye yaşadı Türkiye. Türkiye’yi bir adamın iki dudağından dökülen hataların kurbanı olan bir ülke durumundan çıkarmak hepimizin yüklenmesi icap eden önemli bir görev ve sorumluluktur”

"Türkiye’de kollektif kötülük hüküm sürüyor"

Türkiye’de kollektif bir kötülüğün hüküm sürdüğünü söyleyen Dervişoğlu, İmamoğlu ve beraberindeki kişilerle ilgili soruşturma bilgilerinin "savcılardan, hakimlerden önce medyada dolaştığını" kaydetti.

Gizli tanıklar üzerinden yapılan bir takım manipülasyonların da yargılamanın sıhhatini etkilediğini ifade eden Dervişoğlu, şunları söyledi:

"Bütün bunlar üst üste toplanınca da adil kararların verilip verilmediği konusunda tereddüt her vatandaşımızın zihnini kemirir hale getiriyor. Ben Türk milleti adına karar veren mahkemelerin elbetteki kararına saygılı bir Türk vatandaşıyım ama soruşturmaların, kavuşturmaların ve yargılamaların adil olduğuna inanmıyorum. Bunun sorumlusu da bugün Türkiye'yi yönetenlerdir. Türkiye'yi yönettiklerini zannedenlerdir."

"Adalet dilenmiyoruz zamanı gelecek hesap soracağız"

"İktidardan zamanı gelince hesap soracaklarını" söyleyen Dervişoğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye adaletsizlikler yaşıyor ve bu adaletsizlikler yargıyı silah olarak kullanan bir iktidar tarafından başımızı üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanıyor. Kimse geleceğinden emin değil. Geleceğinden emin olmayan sadece gençlerimiz, çiftçilerimiz, dar ve sabit gelirlerimiz, esnaflarımız, kadınlarımız vesaire değil. Geleceğinden emin olmayanlar biziz, hepimiziz. Eğer yargılanırken adaletin temin ve tesis edileceğine inanmış olsak herhangi bir endişeye düşmeyiz. Ama haksızlıklar, hukuksuzluklar almış başını gitmiş. Şimdi adaletsizliği şiar ve yol haritası yapmış olan bu zalim iktidara karşı adalet dilenecek değiliz. Şimdi yüksek bir ses çıkarıyoruz; 'Adalet dilenmiyoruz, zamanı gelecek hesap soracağız' diyoruz" dedi.

"Bizim problemli olduklarımız vatanın bölünmez bütünlüğüne kastedenlerdir"

Dervişoğlu, "ihanet" denilince akla eskiden "İmralı’daki cani başı ve onun avenelerinin geldiğini" söyleyerek, "Şimdi İmralı’daki cani başına onun avenelerine artık moral veren, siyaseten onları meşrulaştıran ve siyaseten söz söyleme makamında bulundukları için de onlara Türkiye'nin değerlerini tartışma imkanı tanıyan siyasetçiler geliyor. İmralı’dakine artık kimse bir şey diyemiyor. Zaten ona 'Sayın' demeyeni, ona 'Beyefendi' demeyeni neredeyse cezaevine atacaklar. Adamdan bir barış güvercini yaratmaya çalıştılar. Bu meşrulaştırma bir caniyi barış güvercini konumuna taşıdı. Şimdi hem kendisi orada yazdığı mektuplarla hem de avanesi bazen yaptıkları toplantılarda bazen de TBMM'deki konuşmalarda, Türkiye'nin ve Türk milletinin değerlerini tartışmaya açıyorlar. Üniter devlet yapımız tartışılıyor, vatanın bölünmez bütünlüğü tartışılıyor, milli devlet anlayışımız tartışılıyor, bunun yanında da tek dilliliğimiz tartışılıyor.

Bizim hiç kimsenin ana diyle bir sorunumuz yok, bizim hiç kimsenin etnik kökeniyle de bir problemimiz yok. Bizim problemli olduklarımız vatanın bölünmez bütünlüğüne kastedenlerdir."

Konuşmasının ardından Dervişoğlu’na efe şapkası ve "Ecevit kasketi" hediye edildi.