Mahir Polat, Resul Emre Şahan ve Mehmet Ali Çalışkan, "kaçma ve saklanma ihtimali" gerekçesiyle tutuklandı
(İSTANBUL) - İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emre Şahan'ın "silahlı terör örgütüne yardım" suçu kapsamında "kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu" gerekçesiyle tutuklanmalarına karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “silahlı terör örgütüne yardım” suçlamasıyla gözaltına aldığı ve emniyetteki sorgularının ardından Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde sevk edilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emre Şahan, İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
Tutuklanan üç ismin Hakimlikte verdiği ifade ortaya çıktı.
Mahir Polat: "Bu kimlik ve kariyer üzerine böyle bir suçlamayla muhatap olma rencide edicidir"
Ezidi araştırmacı, yazar ve Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi Genel Direktörü Dr. Azad Barış ile görüşmelerinin sorulması üzerine Mahir Polat, ''Azad Barış ile 4-5 sene kadar önce karşılaşmıştım ancak kendisi ile herhangi bir samimiyetim ve bağlantım yoktur. Ben Din Tarihi çalışırım, Azad Barış, Ezidiler üzerine uzman olduğunu söylemişti, bu maksatla görüşmüş olabilirim. Zaten Azad Barış ile karşılaşmış olduğum yıllar da bu zamanlara tekabül ediyor, daha sonra da kendisi ile herhangi bir görüşmüşlüğüm de yoktur. Ben hayatımın üçte ikisini tarih ve kültür araştırmalarına, milli değerlerimizin ortaya çıkması için çalışmalar yaptım, 21 yıldır eski eser koruma restorasyon Osmanlı ve Türk eserlerini korumak ve yaşatmak için çalışıyorum. İstanbul'da yaklaşık 127 tane eser, türbe restorasyonu ve tanıtılmasını yaptım, kamuoyunda bu özelliğim ile bilinirim. Benim terör ya da terör örgütleriyle herhangi bir bağlantım yoktur. Bu kimlik ve kariyer üzerine böyle bir suçlamayla muhatap olma rencide edicidir, suçlamaları destekleyecek herhangi bir siyasi çevrem, dünyam ve gücüm de yoktur, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ederim'' dedi.
Mahir Polat’ın avukatı Mehmet Alperen Gökhan, "Kent Uzlaşısı fikri ile alakalı sorulan sorulara ve PKK/KCK örgüt yöneticilerinin ifadelerine bakıldığında 2023 tarihi itibariyle başladığı bellidir. Müvekkilimin Azad Barış ile görüşmüş olması bu kapsamda değerlendirlemez. Çünkü bu tarihlerden çok önce görüşmüştür. Azad Barış ile ilgili suçlamaları reddediyoruz. Müvekkilimin bulunduğu konum, yapmış olduğu çalışmalar, yaşantısı, çevresi ve tüm dünyası dikkate alındığında manevi ve milli değerleri yok etme üzerine kurulmuş PKK/KCK terör örgütü ile ilişkilendirilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır” dedi.
"DİAYDAR dosyasında müvekkilim ne şüpheli, ne sanık, ne de tanık olarak yer almıştır"
Mahir Polat’ın avukatlarından Erkam Erdem ise savunmasında, “Kolluk aşamasında verdiğimiz ifadeden itibaren bize isnat edilen fiillere ilişkin delil durumuna baktığımızda müvekkilim ile ilgili bir gizli tanık beyanı olduğunu görüyoruz. Gizli tanık beyanında müvekkilimin 'DEM ile CHP arasındaki bağlantıyı sağlayan kişilerden olduğu' yönünde tek bir satırlık bilgiden ibaret iddiada bulunulmuştur. Kendisinin de ifade ettiği gibi müvekkilim bir bürokrattır, siyasi bir kariyeri yoktur. İBB içerisinde aldığı görevler tamamıyla teknokratlık esasına dayalı görevlerdir. Ayrıca bu iddia doğru olsa idi bu beyanda bulunanın müvekklilimin bu süreçte nasıl bir rol aldığı ile alakalı detaylı bir anlatımının bulunması gerekirdi. Nitekim aynı kişi soruşturma ile hiçbir ilgisi bulunmayan DİAYDER Derneği davası ile ilgili basından öğrendiği haberleri dahi gizli tanıklık olarak beyanına geçirmiştir. Bu beyanlara itibar edilmesi mümkün değildir. Nitekim DİAYDER davası soruşturması ve kovuşturması tamamlanmış, ana dosyası itibariyle İstinaf aşamasında olan Belediye çalışanlarına yöneltilen isnatlar itibariyle 4 kişinin soruşturulduğu, 3’ü hakkında takipsizlik, biri hakkında dava açıldığı ve neticesinde beraat kararı verilerek kesinleştiği; İstanbul BAM 2. Ceza Dairesi’nin esastan red kararı ile kesinleşmiştir. Bu dosyada müvekkilim ne şüpheli, ne sanık, ne de tanık olarak yer almıştır'' ifadelerine yer verdi.
Resul Şahan: "İBB’de işe alınan şahısların adli sicil kayıtları alınarak işe alımları gerçekleştiriliyor"
Şişli Belediye Başkanı Resul Emre Şahan’ın savunması şöyle:
“Ben memur bir anne babanın 3 çocuğundan biriyim. Cumhuriyet çocuğuyum. Benden teröre destek çıkmaz. Ben Belediye Başkanı olarak sorumluluklarım çerçevesinde görevimi ifa ettim, ediyorum ve devam etmek istiyorum. Bizim partimizin gündeminde 'Kent Uzlaşısı' yoktur. Bizim partimizin gündeminde İstanbul ve Türkiye İttifakı vardır. Dolayısıyla bu 'Kent Uzlaşısı' hakkında herhangi bir bilgiye sahip değilim. Azat Barış’ı tanıyorum. 2019 yılında Azat Barış, DEM’in Genel Başkan Yardımcısı olduğu zamanlarda İBB ile yapmış olduğu kurumsal görüşmeler sırasında bu şahısla tanıştım. Tanıştığımda öğrenmiş olduğum Azat Barış’ın eşinin teyzesi benim teyzem gibi bildiğim öğretmenim olduğunu öğrendim. Sonrasında diyaloğum başladı. Kendisi Kadıköy ilçesinde oturmaktadır. Ben de Kadıköy ilçesinde ikamet etmekteyim. Bu nedenle ortak baz çıkmış olabilir. DİAYDER Derneği ile herhangi bir bağlantım ya da ilgim yoktur. Bu dernek sadece İBB’de bir Daire Başkanımıza açılan davada ne olduğunu öğrendim. 2019 ve 2023 yılları arasında BİMTAŞ Yönetim Kurulu Başkanıydım. İBB’de işe alınan şahısların her türlü araştırması yapılarak adli sicil kayıtları alınarak işe alımları gerçekleştiriliyordu. BİMTAŞ’ta da aynı yöntemler kullanılarak işe alımlar yapılmıştır. İsnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum."
"İşe alınan ve terörle iltisaklı olduğu değerlendirilen kişilerle ilgili mahkumiyet kararı, soruşturma da bulunmamaktadır"
Polat’ın avukatı Hüseyin Ersöz de savunmasında "Gizli tanık beyanlarını kabul etmiyoruz. Bu gizli tanık beyanları daha önce müvekkilimiz hakknda yapılmış olan sosyal medya paylaşımlarına dayanmaktadır. Bu hususlarla ilgili olarak 29 Mart 2024 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Buna dair dilekçeyi dosyayı sunuyoruz. İşe alınan ve terörle iltisaklı olduğu değerlendirilen kişilerle ilgili bir mahkumiyet kararı dahi bulunmamaktadır, soruşturma da bulunmamaktadır'' ifadesini kullandı.
Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan da savunmasında “Benim herhangi bir terör ya da terör örgütü ile irtibatım, ilgi alakam yoktur. Ben profesyonel bir araştırmacıyım. Müşterim ile yapmış olduğum sözleşme sınırlarında uzmanlığımdan faydalanılarak çalışırım. Başka herhangi bir siyasi çalışmam yoktur” dedi.
Sulh Ceza Hakimi, üç ismin ''PKK/KCK terör örgütünün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemlere iştirak ederek üzerlerine atılı PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri ve sorgulama sonucunda bu kişilerin kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu" gerekçesiyle tutuklanmalarına karar verdi.