Mersin'de çiftçilerden ''geçinemiyoruz'' tepkisi: "Bizim bugün olsa da olur olmasa da ama yarın ki çocuklarımızın geleceğini düşünüyoruz"

(MERSİN) - Mersin'de Yurdanur Atlay isimli yurttaş, zirai dondan etkilendiklerini ve narenciye ile limonlarına soğuk vurduğunu belirterek, "Ben kendimi düşünmüyorum. Ben geriden gelen nesil torunlarımı düşünüyorum. Bizim bugün olsa da olur, olmasa da olur. Ama yarın ki çocuklarımızın geleceği, torunlarımızın geleceğini düşünüyoruz. Aydın kişilerimiz hep içeride, pırıl pırıl okuyan öğrencilerimiz içeride. Biz bu adalete nasıl güveneceğiz ki" ifadelerini kullandı. Çiftçinin durumunun iyi olmadığını, 500 ağacına soğuk vurduğunu belirten bir çiftçi, "Ne yapayım? Yeniden kökleyeceğim, dikeceğim Allah'a kısmet. En aşağı 4-5 yılda zor meyve verir" diye konuştu.
Mersin'in Erdemli ilçesinin Doğusandal ve Sarıyer köylerinde yaşayan yurttaşlar, ekonomik kriz, geçim sıkıntısı ve son haftalarda meydana gelen zirai donun etkilerine ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuştu.
Köy sakinlerinden Ayşe Fatma Karaca, "Gördüğünüz gibi gübre alamıyoruz. Limonlarımızı soğuk vurdu. Borçlarımızı ödeyemiyoruz. Bağ-Kur'luyuz, ödeyemiyoruz, borcumuzdan dolayı. Çiftçinin hali perişan. Gübre pahalı, ilaç pahalı, mazot pahalı, hayat pahalı. Devlet bizlere hiç destek çıkmadı. Biz daha hiçbir destek görmedik. Kendi gücümüzle nasıl kazanırsak öyle yapıyoruz, işimiz zor. Daha yapacak bir şey yok" dedi.
"Ben geriden gelen nesili, torunlarımı düşünüyorum"
Yurdanur Atlay isimli bir yurttaş, çiftçiliği bıraktıklarını ve sebze yapamaz olduklarını belirterek, "Bahçelerimiz de kurudu. Elimiz, belimiz de kaldı" dedi. Atlay, şöyle konuştu:
"Narenciye, limonumuz kurudu, soğuk vurdu. Ben kendimi düşünmüyorum. Ben geriden gelen nesili, torunlarımı düşünüyorum. Biz bitirdik. Bizim bugün olsa da olur, olmasa da olur. Ama yarın ki çocuklarımızın geleceği, torunlarımızın geleceğini düşünüyoruz. Adalette yok bir şey de yok. Biz adalete güvenmiyoruz. Aydın kişilerimiz hep içeride, pırıl pırıl okuyan öğrencilerimiz içeride. Biz bu adalete nasıl güveneceğiz ki? Açsınlar da televizyonları izlesinler. ATV'de, neyde bir şey görünmüyor. Toz pembe her yer. Evlenip, ayrılanların programları var öbür kanallarda. Açsınlar Halk TV'yi izlesinler. Biz sabaha kadar haber izliyoruz eşimle beraber. Öbür kanallarda evlenme programı, ayrılma programı, bilmem ne var. Başka bir şey yok, magazinler var, şu ünlü ne yapmış, bu ünlü ne yapmış... Geçim yok onlara gayet her şey çok güzel."
"Hak, hukuk, adalet istiyoruz"
"Gelirimiz yok, giderimiz çok" diyen Sebahat Karaca isimli yurttaş, şunları söyledi:
"Önce sağlık istiyoruz Allah'tan. Sonra da hak, hukuk, adalet istiyoruz. Şu anda çok işimiz halimiz zor, işimiz zor. Çalışmadığımız gün karnımız aç. Çalışacak bir şey yok. Üç çocuğum var, okutuyorum ama gelirimiz yok, giderimiz çok. Hiç güvenmiyorum. Vahap başkanımızı çok seviyoruz. Allah razı olsun. Onun desteğiyle ayakta durduk şu anda. Onun verdiği keçilerle ben şimdi size peynir böreği yapıvereceğim. 25 keçi verdi Allah'ın izniyle. Şimdi 80 oldu. İnşallah ben bakabilirim. Yılda 5-5 verecektik. Biz 10-10 veriyoruz. Geçen yıl 10 götürdü. Şimdi 10 tane daha işaretlediler. 5 tane kaldı seneye. Allahım başımızdan eksik etmesin. Çok seviyoruz onu selamlar, saygılar, ellerinden öpüyorum."
"Adaleti savunan da adaletsiz, savunmayan da adaletsiz"
Hayvancılıkla uğraştıklarını ancak yem alamadıklarını dile getiren bir yurttaş, şu ifadeleri kullandı:
"Televizyonda gösteriyorlar 700 liraya et. Burada 300 liraya, 400 liraya almıyorlar. Burada 10 liraya limon dalında kaldı şu anda 80 lira yazıyor. Sormaya gerek yok herkes biliyor her şeyi. Adalet olabileceği kadar kötü durumda. Bundan daha kötüsü bir daha gelmez herhalde adalet olarak. Çünkü adaleti savunan da adaletsiz, savunmayan da adaletsiz. Burada ben adaleti soruyorum, senden korkudan adalet güzel diyorum ben de yalan söylüyorum. Yok, adalet yok. Çiftçi ayağa hiç kalkmayacak. Olduğu yerde yatacak. Allah bir tarafımıza geçti, tövbe yarabbim. Hükümet bir tarafımıza geçti, Avrupa bir tarafımıza geçti, çiftçi yatsın diyor. Soğuk vuruyor, para yetmiyor. Yapacak bir şey yok. Allah'a çok şükür ama nefes alıyoruz. İnşallah onu da kesmezler."
"23 Şubat'ta soğuk vurdu benim bahçemi, hiçbir şey alamıyorum"
Bir vatandaş limon ihracatının geçici süreyle durdurulmasına tepki göstererek, yaşanan zirai dondan nasıl etkilendiğini şöyle anlattı:
"Şimdi yetkililer ihracatı kapatmasın önce halkın durumunu sorsunlar. Benim 15 dönüm bahçemi soğuk vurdu. Üç yıl eğer satabilseydik bunun parasıyla üç yıl ayakta duracaktık. Üç yıl işte beleş bekleyeceğiz. Vallahi işte durdurdular ama onlar durdurdu limon durmadan aşağı doğru gidiyor. İnşallah hiç satılmaz diyorum. Ben bir üreticiyim. 23 yıldır bu iktidar, bu insanlara zulüm ediyor ama hala iktidarda kalıyor. İnşallah da satılmaz, kapatırlar diyorum. Şimdi bugüne kadar gelip de bir gün Sarıyer Köyü'ndenim ben. Bir gün olsun ne Ziraat Odası ne de Tarım İl Müdürlüğü'nden ne de Büyükşehir'den de gelen olmadı daha doğrusu. Gelmedi, gelen olmadı. Ancak arabayla geldiler, bir baktılar gittiler. Onun dışında da bir şey görmedim. Geldilerse de haberim yok. Yetkililerden Sarıyer Köyü'nde bir tespit veya Doğusandal Köyü'nde kimlerin yerine ne kadar vurduğunu bir tespitinin yetkililer tarafından yapılmasını isterdik. Öyle bir şey de olmadı.
'Limon para ediyor' diye de ihracatı kapattılar. E şimdi de işte 15 Mayıs'a kadar uzatıldığını söylüyorlar. Fakat her geçen gün de fiyatın geri düştüğünü duyuyoruz. Sigorta varsa TARSİM ödeme yapar. Sigorta yoksa TARSİM ödeme yapmaz. Sizin vesilenizle de TARSİM'in süresinin uzatılmasını istiyorum. Ben sigorta yaptırmıştım. 21 Şubat'ta bitti. Hasat dönemi burada Mersin'de mart ayının sonuna kadar devam ettiği için yani TARSİM'in hasar süresinin mart ayının sonuna kadar uzatılmasını arz ediyorum. Böyle bir şey olursa 21 Şubat'ta bitiyor. 23 Şubat'ta soğuk vurdu benim bahçemi. Hiçbir şey alamıyorum."
"Ziraat odalarına kayıtlı olduğumuz halde bize ucuz gübre vermiyorlar"
Çiftçinin durumunun iyi olmadığını, 500 ağacına soğuk vurduğunu ifade eden bir çiftçi, "Ne yapayım? Yeniden kökleyeceğim, dikeceğim Allah'a kısmet. En aşağı 4-5 yılda zor meyve verir. Ziraat odalarına kayıtlı olduğumuz halde bize ucuz gübre vermiyorlar. Mesela Çeşmeli Tarım Kredi Kooperatifine üyeyiz. Fakat yüksek sayıyorlar. E paramız yok. Ben de emekliyim de anca işte maaşı alabilirsem ondan olur. Alamazsam yok" ifadelerini kullandı.