Milli Yol Genel Başkanı Çayır'dan atanamayan öğretmenlere destek: "Öğretmenini el üstünde tutmayan hiçbir toplum geleceğini kuramaz”

Milli Yol Genel Başkanı Çayır'dan atanamayan öğretmenlere destek: "Öğretmenini el üstünde tutmayan hiçbir toplum geleceğini kuramaz”

(ANKARA)- Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, eylemlerini sürdüren atanamayan öğretmenlere destek vererek “Öğretmenini öne çıkarmayan, el üstünde tutmayan ve gerektiği saygıyı göstermeyen hiçbir toplum geleceğini kuramaz” dedi. İstanbul’da dün yaşanan depreme değinen Çayır, “Yetkililer tehlike kapıda. Evlerin bize mezar olmasını mı bekliyorsunuz” diye konuştu.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Çayır, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çayır, İstanbul’da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depreme ilişkin şunları söyledi:

“Milletimizin yaşadığı dünkü hadise sadece İstanbul'u vurmamış, hepimizi yürekten yaralamıştır ve bize ikaz niteliğinde on üç saniye süren bir depremi İstanbul'da yaşatmıştır. Geçmiş olsun diyoruz. Bir daha bu felaketlerin yaşanmamasını yüce Allah'tan niyaz ediyoruz. Yetkililerden depremden alınacak derslerin var olduğunu bizzat depremde yakınlarını kaybetmiş, Kahramanmaraş'ta 35 gün boyunca sokaklarda dolaşmış, enkaz altından insan çıkartmış ve ölülere bez taşımış, kefen taşımış bir insan olarak söylüyorum ki, yetkililer tehlike kapıda. Evlerin bize mezar olmasını mı bekliyorsunuz? Bilim, ilim ışığında ve yaşadıklarımız ışığında deprem yıkmadan bizi depremin yol açacağı zararları yok etmek için İstanbul başta olmak üzere deprem bölgesinde bulunan bütün yapıları yeniden elden geçirmek bu kadar mı zor? Depremin yıktığını yapmak daha da zor. Ülke ekonomisine ve Türkiye büyük bir yara açacak ve toparlanması zaman alacaktır. Ortada böyle bir gerçek varken yerel yönetimlerle genel yönetimin bir araya gelip bu konuda birlikte çalışması neden zor olsun? İnsanların ölmesini mi bekleyeceksiniz?”

"Mülakat yoluyla öğretmen alımı çok garip bir şey"

Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylemlerini sürdüren atanamayan öğretmenlere destek olacaklarını belirten Çayır, şu ifadeleri kullandı:

“Bu pazar Ankara Ulus’ta atanamayan öğretmenler bir nümayiş yapacaklar. Eğer herhangi bir sıkıntı olmazsa onların bu sesine ses katmak üzere yanlarında bulunacağız. Zira şu anda Türkiye'de 3 türlü öğretmen var. Birisi kadrolu öğretmen, birisi sözleşmeli öğretmen, birisi ücretli öğretmen. Öğretmenleri bile 3-4'e bölmüşler. Birisi asgari ücretin altında maaş alıyor, birisi ortasında alıyor, birisi yukarısında alıyor. Mülakat yoluyla öğretmen alımı çok garip bir şey. Siz üniversitelerde bunların öğretmen olması üzerine bir şekilde planlama yapmışsınız. Bu çocuklar, bu gençler de kendileri öğretmen olacak diye bir istikbale ait hayaller kurmuşlar. Hayalleri başlarına yıkmanın hiç kimsenin hakkı ve hukuku olmamalıdır. Öğretmenlere sahip çıkıyoruz. Öğretmenini öne çıkarmayan, el üstünde tutmayan ve gerektiği saygıyı göstermeyen hiçbir toplum geleceğini kuramaz.”

"Defosu olan insanlar korkar"

CHP Ankara İl Başkanlığı’nın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlediği Birinci Meclis’ten Anıtkabir’e yürüyüşe valiliğin izin vermemesine ve polisin barikat kurmasına tepki gösteren Çayır, şöyle konuştu:

“Anayasa diyor ki, bir parti, bir topluluk kendini ifade etmek için şiddete başvurmadığı müddetçe herhangi bir izin almaz ve kendilerini ifade edebilirler, görüşlerini sarf edebilirler toplumla şu veya bu şekilde bir araya gelebilirler. Şimdi ne hikmetse son dönemlerde İstanbul Valisi çıkıyor, ‘şu dönemden şu döneme kadar toplantı yapmak yasak’ diyor. Buna son dönemlerde Ankara Valisi de uydu. O da diyor ki, ‘şu tarihten bu tarihe kadar yürüyüş yasak, toplantı yasak, konuşmak yasak’. Ya siz nerede yaşıyorsunuz? Sizin derdiniz ne? Korkunuz ne? Ne yaptınız da bu kadar korkuyorsunuz? İnsanlar kendilerini ifade etmesinler. Bir parti demiş ki ben Antikabir'e yürüyeceğim. Birinci Meclis’te toplanmışlar, konuşmuşlar. Baktım tam bir komedi. Barikat kurmuş polis. Bir dakika sürmemiş. Barikat yerle bir. Yani otoriteyi de zayıflatıyorsun bir tarafta. Yani kendi kendini de yok ediyorsun. Niye yasaklıyorsun? Yanlış. Anayasa’ya da insanlığa da bu ülkeye de yazık ediyorsun. Ondan sonra ne oldu? Kitleler çekti gitti, kendilerini ifade etti. Bir şey mi oldu? Yok. Kavga mı çıktı, yok. Millet mi kaybetti, yok. Vatan mı zayıfladı, yok.Derdiniz ne? Değerli kardeşlerim. Kim korkar biliyor musunuz? Defosu olan insanlar korkar.”

"Her şeyi şehit hakkı tanıyarak yapacaksınız”

Yeni çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çayır, şunları kaydetti:

“Bir tarafına terörist başını koyuyorlar, müzakere ediyorlar. Öbür tarafta, nerede şehit? Şehidin yakını niye yok masada? Şehidin yakınına sordunuz mu? Milletin kendisine sordunuz mu, yok. Neyi müzareke ediyorsunuz? Söylemiyorlar. Neyi konuşuyorsunuz? Söylemiyorlar. Gerçeği kimden öğreniyoruz? PKK'nın sözcülerinden. Ne diyorlar? ‘Sıra sizde, hadi adım atın’ diyorlar. Soruyorsun ‘Ne adımı?’ Anayasa’da değişiklikler yapacaklardı. Başka? Yasalarda değişiklikler yapacaktı. Başka? Bilmem neyi tanıyacaklardı. Doğruyu söyleyin doğruyu. Yüreğiniz varsa eğer, elleriniz temizse millete gerçeği söyleyin de göreyim. Alttan alta gerçekleri üstünü örterek, toprakla örterek milleti aldatmaya, uyutmaya çalışmayın. Her şeyi milletin gözünün önünde yapın da göreyim. Bakın barış güvercini misiniz yoksa takla güvercini misiniz? O zaman ortaya çıkar. Değerli kardeşlerim, biz bu oyunu bir daha bu millete seyrettirmek zorunda değiliz. Seyrettirmeyeceğiz. Birinci filminiz hüsranla bitti. İkinci süreciniz de hüsranla bitecek. Niye? Çünkü gerçekleri milletten gizliyorsunuz. Bu toplulukta şu an içimizde bir tane Allah'ın kulu savaş ister mi? Kavga ister mi? Sokakta kaos ister mi? Asla. Şu an milletten gerçekleri gizlemeyin. Her şeyi şehitle beraber, şehidin rızasını alarak ve şehit hakkı tanıyarak yapacaksınız”