Özgür Özel: "Teğmenler o uzun adamdan hakkını mutlaka alacaklar"
(İZMİR)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, teğmenlerin TSK'dan ihracına ilişkin "Teğmenlerin önlerinde koca bir ömür var ve onlar mutlaka hakkını alacaklar. Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacağı gibi bugün ezmeye çalıştığı teğmenler de o uzun adamdan hakkını mutlaka alacaklar" dedi. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin de Özel, "Çağır bir bilgisine başvur bakalım. Yalan olduğunu nereden biliyorsun. Sen buna direkt yalan diyorsan kendin gerçeğe kapalısın zaten. Böyle bir durum var ortada. Araştırılır ortaya çıkar ama yaklaşım son derece yanlış" diye konuştu.
CHP Genel Başkan Özgür Özel, İzmir'de gündeme dair basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Teğmenlerin ihracıyla ilgili sürece ilişkin soruya Özel, "Yüksek Disiplin K'urulunda bir de çok şerh olduğunu bana iletti arkadaşlar. Önümüzdeki günlerde mutlaka idari yargıya gideceği için konu dosya aleniyet kazanacak. Biz de bunu göreceğiz. Ama gayet normal. Zaten eğer o Disiplin Kurulundakiler gerçekten Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusunun disiplin kurulu olsalar, teğmenleri değil, teğmenleri disipline verenleri ordudan atarlar. Çünkü 'Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz' diyen bir teğmeni disipline veren kimse esas bu ordu için tehlike odur. O yüzden şerh yazanların yaptığı iş doğrudur. Ben yazmayanlarla ilgileniyorum. İhracı yapanlarla ilgileniyorum. Bunu onaylayanlarla ilgileniyorum. Esas olarak da bu süreci birtakım cemaatlerin, tarikatların istemesiyle 8 gün önce tebrik ettiği, gözünün içine baktığı, selamını aldığı teğmeni ve bir kadın teğmeni ihraç sürecini tetikleyen Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat kendisiyle ilgileniyorum. Sekiz gün önce tebrik ediyor. Her şey yolunda. Sekiz gün sonra sosyal medya linçiyle bir takım şeriatçı hesaplar, teğmenleri hedef gösteriyor. O da bu yola giriyor. Bu yolun yol olmadığını kendisine söylemiştim. Teğmenlerin önlerinde koca bir ömür var ve onlar mutlaka hakkını alacaklar. Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacağı gibi bugün ezmeye çalıştığı teğmenler de o uzun adamdan hakkını mutlaka alacaklar" diye yanıt verdi.
"Çatır çatır istifa etmesi lazım"
Bolu'daki yangının üzerinden 10 gün geçtiğinin hatırlatılarak olayla ilgili İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın sözlerinin sorulması üzerine ise Özel, şunları söyledi:
"Bir bilirkişi raporu biliyorsunuz. İlk önce korsan dedikleri sonra ismiyle cismiyle çalışırken fotoğraflarıyla görevlendirme yazılarıyla resmi bir bilirkişi raporu var. O bilirkişi raporunu yok edemedikleri için yok saymaya çalıştılar ve gözaltıları tutuklamalara çevirirken bile bilirkişi raporunu dosyaya sunmadılar. Şimdi de bu konuda o bilirkişi raporu gizlenemeyecek, mızrağın çuvala sığmadığını gösteriyordu. Sorumluyu valilik, il özel idaresi ve bakanlık olarak ifade ediyordu. Bakanlığı sil, yerine Bolu Belediyesi'ni yaz. Bilirkişiler mesleki onurlarına sahip çıktılar. Bu baskıya direndiler. Ben de raporu yayınladım. O günlerde rapora 'korsan' diyordu. Korsan olması için yetkisiz olması lazım. Yetki belgesi de çıktı. Çalışırken ki isimleri de çıktı. Bir kere Adalet Bakanı'nın benim şahsımdan değil benden yana sorun yok ama manipülasyon yaptığı, kandırdığı ve duygularıyla oynadığı hem o mağdur insanlardan hem de bütün milletimizden özür dilemesi gerekir. İkincisi ben İçişleri Bakanı söylediğinde kendisini dinledik. Müfettişlerimiz var. Kimin sorumlu olduğu ortaya çıkacak diye. Niye açıklamıyorlar? Neyi bekliyorlar biliyor musunuz? Nasıl o gün vefat sayısını açıklamak için Ankara İl Kongresi'ni bekledilerse şimdi de büyük kongrelerini bekliyorlar. Büyük kongrede birkaç bakanla birlikte veya çok sayıda bakanla birlikte takdir kendilerinin ama bu bakanı da içine koyup normal bir kabine revizyonuymuş gibi bakan değiştirecek. Böylelikle bu bakanın yaptığı sorumluluğun partisinin sırtına yük olmamasını istiyor. Ama böyle oyunlarla devlet yönetilmez, bu ciddiyetsizlik. Ve hepimiz biliyoruz ki sorumlu Turizm Bakanı'dır. Koca tabelada yazdığı gibi, bilirkişi raporunda yazdığı gibi, bütün kanunlarda yazdığı gibi. Ve bu bakanı atayan da Recep Tayyip Erdoğan'ın ta kendisidir. İyi bir şey olduğunda ben yaptım ben deyip kötü bir şey olduğunda susmak ve daha sonra da normal kabine revizyonuyla bakan değiştirme numaraları çekmek olmaz. Çatır çatır istifa etmesi lazım. İstifa etmiyorsa görevden alması lazım. Ama maalesef suçluların telaşıyla ve kendisini gizleme amacıyla böyle bir yola gidiyor."
"2025 yılında sandık gelecek"
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecine ilişkin ise Özel, şu değerlendirmeyi yaptı:
"2025 yılında sandık gelecek. Sandığın gelmesi için var gücümüzle çalışacağız. Aksi takdirde biz bu milletin önüne bir sandık koyacağız ve bu milletin bu iktidardan artık desteğini çektiğini göstereceğiz. Bunun bir başka yolu yok. Bunun için bütün hazırlıklarımızı yaparken aday belirleme sürecine de başlamış durumdayız. Bu benim şahsi kararım değil. Zaten eğer şahsen ben kendim aday olacağım desem bu bir şahsi karardır. Ben ondan feragat etmişim. Bir partinin genel başkanı aday olursa aday olur zaten. Ama ben bundan feragat etmişim. Biz belirleyeceğiz bir grupla desek onu yapmıyoruz. Sadece MYK'yla desek yapmıyoruz. Ben bunu nasıl yapalım diye partinin bütün seçilmişlerini bir dizi toplantıya çağırdım biliyorsunuz. Tüm milletvekillerimizi çağırdık. Parti Meclisi üyelerimizi, MYK'mızı defalarca topladık. Ortak akıl artık bizim adayımızın belli olması yönünde. Nasıl belirleyelim dedi en geniş katılımla en geniş katılım kim? Sayıları 1 milyon 600 bine yaklaşan Cumhuriyet Halk Partisi üyesi. Burada da şöyle bir süreç tarif ettik. Dedik ki üyelikleri açalım. Ve Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde söz sahibi olmak isteyen herkesin Cumhuriyet Halk Partisi'ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisine davet edelim dedik. Şu anda online üyeliklerde günlük 10-12 kat artış var. Zaten bunun çok üstünde de bütün il ve ilçelerimize aday üyelik başvuruları var. Ensar Aytekin ve Selin Sayek Böke imzasıyla gönderdiğimiz talimatla Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilçe ve il başkanlıkları cumartesi pazar dahil gece 21.00 kadar üye kaydı için açık tutuluyor. Nöbetçiler var. Yoğun bir üye kaydı yapıyoruz. İleride bu rakamlar paylaşılır. Şu anda adeta Türkiye'de bir seçmen kaydı yapılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayının dolayısıyla geleceğin cumhurbaşkanının aday gösterilme sürecinde seçmen olmak isteyen herkes şu anda kayıtlarını yaptırıyorlar. CHP üyesiyseniz yeniden kayıt yaptırmanıza gerek yok. CHP üyesi değilseniz ama gönlünüzden geçen bir adayı desteklemek istiyorsanız baba evinin kapıları ardına kadar açık. O sürecin içindeyiz. Partinin seçilmiş bütün seçilmişlerine danıştığımız, görüşleri aldığımız ve ekseriyece uyduğumuz bir sürecin içindeyiz. Bazı farklı görüşler elbette olabilir. Her konuda olabilir. Onlara da saygı duyuyoruz ama bu organlardaki toplantılardaki genel eğilimin bu olduğunu zaten bu organlardaki herkes biliyor."
"Kimseye düşman hukuku uygulanmayacak"
Gazeteci Suat Toktaş'ın tutuklanması ve Silivri Cezaevi'yle ilgili ise Özel, "Önce Suat Bey'i çıkaracağız sonra Silivri'yi kapatacağız. Yani Suat Bey'in Silivri'nin kapatılmasını bekleyene kadar bekletemeyiz. En kısa zamanda öyle işte itiraz dilekçesinin sonucunu hızla alacağımızı düşünüyoruz. En kısa zamanda Suat Bey'in aramıza dönmesini bekliyoruz. Ama Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu artık yargının bir talimatlandırılmış yargının ön infaz yöntemi terk edilecek. Herkesin tutuklanması, tutuklu yargılanması, tutuklama çok istisnai bir durum olacak. Hızlı ve adil yargılamalar yapılacak. Kimseye düşman hukuku uygulanmayacak. Zaten kimseye düşman gözüyle bakılmayacak. O zaman da Silivri gibi devasa yapılara değil, daha mütevazi ve mahkum yakınlarının da daha rahat gidip gelebilecekleri, daha mütevazi binalara ihtiyaç olacak. Bizim büyük binalara, üniversiteler için, araştırma, ARGE merkezleri için, silikon vadileri için ihtiyacımız var. Silivri'deki o binalar yıkılmayacak. Sadece tabelası değişecek. Bilime hizmet eden, insanlığa hizmet eden bir yer olacak. Mansur Bey'in dün ifade ettiği, sevgili Ekrem İmamoğlu'nun sahiplendiği konu, Cumhuriyet Halk Partili'nin hepsinin geleceğe ilişkin umududur, beklentisidir. Bunları mutlaka hep birlikte omuz omuza, el ele, kol kola gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
"Yalan olduğunu nereden biliyorsun"
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında, cezaevlerinde "suikast olabileceğini" ilişkin açıklamalarının ardından "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan resen soruşturma başlatılmasıyla ilgili soru üzerine Özel, şu yanıtı verdi:
"Tuncay Özkan bir iddia ortaya koymuş ve bunu kendisi yaşadığını söylüyor. Bu iddiaya soruşturma açmak yerine Tuncay Özkan'a soruşturma açıyorlar. Tuncay Özkan ne diyor, bize de geçmişte anlattı; 'Böyle süreçler oldu. Gittim tahlillerimde şu ağır metaller çıktı. Karaciğerim şu zararları gördü. Şu tedavileri gördüm' diye. Aklı başında bir savcı, burada çok kıymetli hukukçular var belediye başkanlarımız, il ilçe yöneticilerimiz içinde, bana düşmez ama aklı başında bir savcı bu durumda Tuncay Özkan'a soruşturma açmak yerine Tuncay Özkan'a bilgi vermek üzere, bu konuyu tahkik etmek üzere bilgisine başvurması lazım Tuncay Özkan'ın. Tuncay Özkan'dan yapacakları basit. Tahlillerini isteyecekler. Hangi süreçte ne saptanmış, bilirkişi tayin edecekler, bu kişinin vücudunda bu nasıl bulunabilir, Tuncay Özkan'ın iddiasını bilirkişilere soracaklar ve bir soruşturma başlayacaklar. Bir kere Tuncay Özkan'ın söylediğinin yalan olduğunu nereden biliyor? Diyor ki; 'gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu.' Bilgi daha bugün sabah söylendi. 'Beni zehirlediler' diyor. Önce bir bakalım zehirlemişler mi zehirlememişler mi. Zehirledilerse zehirleyenleri yargılarsın. Yok zehirlemedilerse o zaman gerçek olmayan bilgi dersin. Kötü niyet buradan belli. Tuncay Özkan'ın da elinde kapı gibi Almanya'da tedavi gördüğü ağır metalden vücudunu arındırdığı, daha öncesinde tahlilleri var bana kendisi bunları bir uçak yolculuğumuzda uzun uzun anlatmıştı. Böyle şeyler yaşandı bu ülkede dedi. Tabii ki ispata muhtaç ama Tuncay Özkan'ı çağır bir bilgisine başvur bakalım. Elinden al. Yalan olduğunu nereden biliyorsun. Sen buna direkt yalan diyorsan kendin gerçeğe kapalısın zaten. Böyle bir durum var ortada. Araştırılır ortaya çıkar ama yaklaşım son derece yanlış."