PKK'nın fesih kararı... DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan: "Hep birlikte Demokratik Cumhuriyet inşa etmek istiyoruz"

PKK'nın fesih kararı... DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan: "Hep birlikte Demokratik Cumhuriyet inşa etmek istiyoruz"

(ANKARA) - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin, "Bir dönem kapanıyor. Evet, yeni ve umut dolu bir dönemin kapıları aralanıyor. Hepimiz için aralanıyor. Yalnızca yeni bir tarihe tanıklık etmiyoruz, aynı zamanda yeni bir tarih yazımına da talibiz. Eleştirimizle, önerilerimizle, yapıcı katkılarımızla bu süreçte hepimiz rol alabiliriz. Çünkü hep birlikte Demokratik Cumhuriyet inşa etmek istiyoruz. Bu süreç, ne taviz ne teslimiyet ne yenme ne yenilme sürecidir. Bu süreç, barış ve demokratik toplumu inşa etme sürecidir" dedi.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan başkanlığında, parti genel merkezinde toplandı.

Toplantı devam ederken açıklamalarda bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bugün siyasi hayatlarının en önemli MYK toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Doğan, "MYK toplantımız rutin bir toplantının ötesinde büyük bir anlam ve önem taşıyor. Uzun süreli çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anarak başladık. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıdığımızı, tüm yitirdiklerimizin anısını, hiçbir ayrım fark etmeksizin kutsal bir emanet olarak koruyarak; ortak geleceğimizi inşa etme sözümüzü yineledik ve bugün ilk kez Merkez Yürütme Kurulumuz, bunlara sadakat için saygı duruşuyla başladı" diye konuştu.

"Yeni ve umut dolu bir dönemin kapıları aralanıyor"

Türkiye'nin bir asırdır gündeminde yer alan ve son 50 yılda derin toplumsal yaralar açan bir sorunun çözümünde, yeni bir sayfanın açıldığına hep birlikte tanıklık ettiklerini söyleyen Ayşegül Doğan, şunları kaydetti:

"PKK kongre kararlarını açıkladı ve fesih kararını duyurdu. Aslında beklenen oldu. Çünkü ilk gün, yani 27 Şubat çağrısından hemen sonra PKK’lı yöneticiler yaptıkları açıklamada, bu çağrının gereklerini koşullar sağlandığı takdirde yerine getireceklerini duyurmuşlardı. Bu kararın tarihsel öneminin altını çiziyoruz. Bu sadece bir fesih kararı değil. Herkesi demokratik değişim ve dönüşüme davet eden yeni bir inşa süreci. Biz DEM Parti olarak, bu kararın bu yüzden de çok önemli bir karar olduğunun altını çiziyoruz. Bir dönem kapanıyor. Evet, yeni ve umut dolu bir dönemin kapıları aralanıyor. Hepimiz için aralanıyor. Yalnızca yeni bir tarihe tanıklık etmiyoruz, aynı zamanda yeni bir tarih yazımına da talibiz. Dolayısıyla bugün MYK’de alacağımız kararlar, çizeceğimiz yol haritası yalnızca bu anı değil, ülkenin geleceğini şekillendirecek bir ciddiyetle tartışılıyor.

Bu değişim ve dönüşüm sürecindeki sorumluluğumuzun farkındayız, bu sorumluluğun farkındayız. Hem buna hazırız hem de bunu pamuklara sarıp sarmalamamız gerektiğini defaatle buradan ifade ettik. Önümüzdeki dönemlerde yapacağımız tüm çalışmaların bir arada barışçı bir yaşam zeminini güçlendireceğine inanıyoruz. Bugün açıklanan kararların hepimize, özellikle de annelere, çocuklara, gençlere ve gelecek nesillere hayırlar getirmesini yürekten diliyoruz. Hayırlar getireceğine de uğur getireceğine de inanıyoruz. Düşünün bu gelişme yıllardır içimizi kanatan, her gün yüreğimizi burkan Kürt sorununa siyasetle çözüm kapısını ardına kadar açmış bulunuyor.

"İyi ki halkların yüzyılını birlikte inşa ettik diyebilmeliyiz"

Artık Kürt sorununun demokratik çözümünün önünde engel gibi gösterilen, her defasında bir gerekçe olarak masaya konulan her şey ortadan kalkmış görünüyor. Çünkü PKK bugün silahlara veda ettiğini duyurdu. Bu büyük fırsatı heba etmemeliyiz. 'Keşke' dememeliyiz. 'İyi ki yaptık' diyebilmeliyiz. 'İyi ki halkların yüzyılını birlikte inşa ettik' diyebilmeliyiz. Bu, omuzlarımızdaki ağır ve çok kutsal bir sorumluluktur. O nedenle hepimiz buna itina ile yaklaşmalıyız. Bu tarihi gün, halkların gözyaşlarıyla, acılarla dolu geçmişinden bir gelecek yaratma iradesi, cesareti olarak görülmeli ve bu irade ve cesaret barışın, büyük bir barışı kurmanın iradesi ve cesareti olarak kabul edilmeli.

Burada altını çizmek istediğimiz bir başka önemli konu, bıkmadan ve usanmadan, komplolara, suikast girişimlerine, sabotajlara, provokasyonlara ve yıllardır tutulduğu tecride rağmen Öcalan’ın onlarca yıldır yürüttüğü demokratik çözüm çabalarının bugün meyvesini verdiğini görüyoruz. Bu nedenle bunun öneminin ısrarla altını çiziyoruz. Koşulları, geçen dönemleri, akamete uğramış süreçleri, provokasyonları ve ardındaki tarihsel arka planı hatırladığımızda, tüm bu arka planla birlikte bunun başarılabilmiş olması ve bugün ortaya çıkmış olması herhangi bir karar olarak değerlendirilmemeli, bu şekilde yaklaşılmalıdır.

Şu saatlere kadar iktidar kanadından bu konuya dair gelen açıklamaları memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek isteriz. Bu dakikalara kadar takip edebildiğimiz kadarıyla yapılan ilk açıklamalar olumlu açıklamalardır. Ancak tabii önümüzdeki günleri ve bundan sonrasını da birlikte izleyecek, göreceğiz.

"Demokratik siyaset zemininde eşit yurttaşlığı tesis etme sorumluluğuyla karşı karşıyayız"

Artık demokratik siyaset zemininde eşit yurttaşlığı, eşitlikçi bir kardeşlik hukukunu tesis etme sorumluluğuyla karşı karşıyayız. İşte o yüzden bundan sonrası iktidarından muhalefetine herkesi, hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü bu büyük bir sorumluluk. Tam 53 yıllık acı dolu bir tarihin ardından atılan bu adım, halkların birlikte yaşam isteğinin, Kürt halkının barışçıl çözüm özleminin ve eşit yurttaşlık talebinin çığlığıdır. Böyle değerlendirilmeli. Biz DEM Parti olarak bugünkü kararı barış, demokrasi ve özgürlük temelinde yepyeni bir olanak olarak görüyoruz. Bu olanakda buluşmaya davet ediyoruz herkesi. Bu çok tarihsel imkanı kalıcı hale getirmek için buluşmaya, güçlerimizi birleştirmeye ihtiyacımız var. Artık görevlerimiz de belli. Silahların değil, sözlerin konuştuğu bir dönemden bahsediyoruz. Hukukun ve siyasetin işlediği bir demokratik Cumhuriyeti hep birlikte inşa edebilme göreviyle ve tarihsel sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bunun elbette en önemli adreslerinden biri Meclis. Bunu epey zamandır söylüyoruz. Çünkü TBMM, yüzyılın en hayırlı çalışmasını yapma sorumluluğu ile karşı karşıya. Temennimiz Meclis'in bu sorumluluğu layıkıyla üstlenmesi ve bu şekilde yaklaşmasıdır. Başta siyaset kurumu olmak üzere toplumsal dinamikler için tarihsel bir vicdan borcuyla karşı karşıyayız. O yüzden yalnızca siyaset kurumu değil, toplumun tamamına çağrı yapıyoruz; hepimizin bu sürece katabilecekleri var. Eleştirimizle, önerilerimizle, yapıcı katkılarımızla bu süreçte hepimiz rol alabiliriz. Çünkü hep birlikte Demokratik Cumhuriyet inşa etmek istiyoruz.

"Bu süreç ne taviz ne teslimiyet, ne yenme ne yenilme sürecidir"

Sonuna kadar açılmış bu kapıdan içeri girip yeni ve demokratik Türkiye'yi birlikte çalışarak örmeliyiz. Sevgili Türkiye halkları şimdi barışa, eşitliğe ses verme zamanı diyoruz. Bu tarihi çağrının yaşam bulması için var gücümüzle çalışacağız. Kimsenin şüphesi olmasın. Barış artık bir düş değil, yalnızca bir ihtimal değil, çok daha ötesine geçti. Barış artık yalnızca üzerine konuşabileceğimiz bir konu değil. Çok daha ötesine geçti. İstersek, yapabilirsek, güçlerimizi birleştirirsek büyük toplumsal barışı gerçekleştirebiliriz. Biz DEM Parti olarak herkesi ama herkesi aynı zamanda ezberlerini bozmaya davet ediyoruz. Bu fırsatın ciddiyetine uygun bir şekilde pozisyon almaya davet ediyoruz. Bu süreç, ne taviz ne teslimiyet ne yenme ne yenilme sürecidir. Bu süreç, barış ve demokratik toplumu inşa etme sürecidir.

Telaşa mahal yok ama hıza ihtiyacımız var. Niye hıza ihtiyacımız var, çünkü böylesi süreçler aynı zamanda kırılganlıkları bağrında taşır. Kırılgan olmaması için telaş yapmadan hızlı bir biçimde bunu hukukla güçlendirmemiz gerekiyor. Hukukla güçlendirebilmek için de çok çeşitli yerlerin ve toplumun görevlerini az önce hatırlattık. O yüzden bu süreci korumak zorundayız."