‘PP üretim tesisi ve terminali Türkiye’ye 300 milyon dolar doğrudan katkı sağlayacak’

İSTANBUL, (DHA)- RÖNESANS Holding Onursal Başkanı Dr. Erman Ilıcak, Ceyhan Polipropilen (PP) Üretim Tesisi ve Terminali yatırımı için “Toplam yatırım tutarı 2 milyar doları bulan bu önemli girişim, Türkiye’nin endüstriyel yeterliliğini artırması, dışa bağımlılığını azaltması ve küresel ticaretteki konumunu güçlendirmesi açısından stratejik bir yatırım olarak dikkat çekiyor. Bu yatırımımız faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin cari açığının azaltılmasına yıllık 300 milyon dolar doğrudan katkı sağlayacak” dedi.
Rönesans Holding, Ceyhan Polipropilen (PP) Üretim Tesisi ve Terminali için geçtiğimiz günlerde ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumu’ndan (DFC) PP üretim tesisi için, İspanya İhracat Kredi Ajansı’ndan (Cesce) toplam 1,3 milyar dolarlık finansman sağladığını açıkladı. Rönesans Holding Onursal Başkanı Dr. Erman Ilıcak, ‘’Rönesans Holding ülke ekonomisine katma değer sağlıyor ve çok sayıda projeyi hayata geçiriyor’’ ifadelerini kullandı.
Ilıcak, sözlerine şu ifadeleri ekledi:
“Bizim hikâyemiz, yurtdışı müteahhitlik hizmetleriyle başladı. Bugüne kadar toplamda 50 milyar dolarlık proje gerçekleştirdik. Bunun yüzde 70’ini, yani yaklaşık 35 milyar dolarlık kısmını yurt dışında gerçekleştirdik ve dünyada bu alanda birçok ilke imza attık. Avrupa’nın en uzun tünelinden en yüksek binasına, dünyanın en büyük GTG tesisinden, en fazla sismik izolatör içeren binasına kadar geniş bir yelpazede çalıştık. Sonrasında gayrimenkul, sosyal altyapı, yenilenebilir enerji ve bugün de endüstriyel tesis yatırımlarını kapsayan büyük bir yatırım holdingi haline geldik. Son 15 yılda Dünya Bankası’nın yatırım kolu IFC ve EBRD gibi paydaşlarımızın büyük katkıları ile işlerimizi sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun şekilde yapılandırdık.”
Dr. Ilıcak, sözlerine şöyle devam etti:
“Singapur devlet fonu GIC, Fransız altyapı fonu Meridiam Infrastructure, Japon ticaret devi Sojitz, Samsung C&T, TotalEnergies ile bu modelin başarılı örneğini deneyimledik. Türkiye’de bugüne kadar birçok alanda iş ortaklarımızla birlikte 10 milyar dolar yatırımı hayata geçirdik. Bu projeler çok daha büyük bir dönüşüme öncülük etti. Bütün bu deneyimlerle ve bir araya getirdiğimiz paydaşlar ile önümüzdeki dönemde dış ticaret açığımızı azaltmaya yönelik projelere odaklandık.”
‘CEYHAN PP’Yİ 12 ÜLKEDEN ALANINDA UZMAN ÇÖZÜM ORTAKLARI İLE GELİŞTİRDİK’
Küresel ekonomide büyük değişim rüzgarları estiğinden bahseden Dr. Ilıcak, “Korumacılık artıyor, tedarik zincirleri yeniden şekilleniyor. Enerji ve üretim, yerelleşiyor. Bu dönüşüm, bizim gibi ülkeler için büyük fırsatlar içeriyor. Özellikle endüstriyel makine, plastik ve kimya, endüstriyel ve kıymetli metallerin ithal edilmesinden kaynaklanan dış ticaret açığının azaltılması için ise stratejik ağır sanayi yatırımlarının gerçekleştirilmesi gerekiyor. Son 10 yılda Türkiye’de, büyüklüğü 500 milyon doların üzerinde, savunma sanayi başta olmak üzere toplam yaklaşık 20 milyar dolarlık sanayi yatırımı yapılmış. Ama yeterli değil” dedi.
Bu alandaki dış ticaret açığını azaltmak için gelecek 5 yılda bu tür projelere her yıl en az 12 milyar dolar olmak üzere toplam 60 milyar dolar kaynak ayrılması gerektiğini söyleyen Dr. Ilıcak, şunları söyledi:
“Bu ölçekte bir yatırım hamlesi yapılması durumunda, GSYH’da yıllık 15 milyar dolar artış, dış ticaret açığında ise 10 milyar dolarlık bir azalma sağlanabilir. Rönesans Holding olarak bizim de bu amaca hizmet eden, toplam 2 milyar dolarlık Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisi ve Terminal yatırımlarımızın finansmanını uluslararası finans kuruluşları aracılığı ile sağladık. 12 ülkeden alanında uzman çözüm ortakları ile geliştirdiğimiz projenin inşaatı devam ediyor. Bu yatırımımız faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin cari açığının azaltılmasına yıllık 300 milyon dolar doğrudan katkı sağlayacak.”
‘YABANCI ORTAKLIKLARIMIZIN TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPMASINA KATKIDA BULUNUYORUZ’
Dr. Ilıcak, yıllar önce EBRD ve IFC ile çalışmaya başladıklarını belirli bir seviyeye geldikten sonra da ilişkilerinin geliştiğini söyledi. Ilıcak, şöyle konuştu:
“EBRD ile beraber yaptığımız belki de en zor proje, Türkiye’nin sağlıktaki dönüşümü oldu. EBRD, dünyanın dört bir tarafındaki bilgilerini paylaştı. Bunun sonucunda Türkiye yurt dışından 15 milyar dolar finansman çekerek sağlık dönüşümünü gerçekleştirebildi. IFC ile de yıllarca proje finansmanı konusunda çalıştık. Türkiye’nin zor koşullarında her zaman IFC yanımızda oldu. Şirket ortaklıklarını gerçekleştirdik. En son Kazakistan’daki PPP hastanesini beraber yapıyoruz. Her işe başladığımızda bu işin sosyal etkisi ne olacak dediler. Kârlılık en son konuştuğumuz konu oldu. Bu yüzden her iki bankaya da minnettarım.”
Türkiye’nin etki alanının genişlediğini belirten Ilıcak, “Özellikle Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerimiz çok gelişti. Ardından Afrika ülkeleri ile ilişkilerimiz gelişmeye başladı. Bugün baktığımızda Türkiye’nin kendi nüfusunun 10 katı kadar bir nüfusa hizmet sağlayan, tedavi, eğitim gibi ihtiyaçlarını giderecek bir merkez haline geldik. Biz de bunları takip ederek gelişen ilişkilerin ticarette de gelişmesini sağlıyoruz. Türkiye’deki sanayileşme hamlesinin gelişmesi için çalışıyoruz. Biz mümkün olduğu kadar, kendi ülkemizin kısıtlı kaynaklarını kullanmak yerine, başka ülkelerden finansman sağlayıp işler yapıyoruz” ifadelerini kullandı.