Sırrı Süreyya Önder, rahatsızlığını TBMM Genel Kurulu'nda anlatmıştı

Aliekber METE/ANKARA, (DHA)- İSTANBUL'da kalp rahatsızlığı ardından ameliyat edilen TBMM Meclis Başkan Vekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, geçen yıl 16 Mayıs'ta genel kurulda rahatsızlığını anlatmıştı. Önder, "Beynime genel kurulu yönetirken pıhtı attı. Gittik; işte her şer bir hayra gebedir; pankreasta tümör çıktı. Aort anevrizması, beyne pıhtı atmasıyla beraber yaşandı. Ağır da bir tedavi görüyorum" demişti.
İstanbul'da dün gece rahatsızlanan ve kaldırıldığı hastanede aort damarında yırtık tespit edilen TBMM Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder, ameliyat edildi. Yoğun bakımda tedavisi süren Önder, 16 Mayıs 2024'te Meclis Genel Kurulunda, 'Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sırasında gerginlik yaşanınca rahatsızlığına değinmişti. Önder, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin genel kurulu yönetme tutumuna ilişkin eleştirileri üzerine şöyle demişti:
"Bunu söylemek istemezdim ama genel kurulu yönetirken beynime pıhtı attı. Gittik; işte her şer bir hayra gebedir; pankreasta tümör çıktı. Beyne pıhtı atmasıyla beraber aort anevrizması yaşadık. Ağır da bir tedavi görüyorum. Ona rağmen ben bu kadar tahammüllü, saygılı ve bu kadar; aslında ayıp bir şey insanın kendisi için bu tanımı kullanmak da, zarafetle yürütmeye çalışırken, bu hoyratlık kabul edebileceğim bir şey değil. 'Acaba zarafetimizi, nezaketimizi, edebimizi başka bir şey olarak mı yorumluyorlar' duygusuna kapılıyorum. İncindiğim bir şey. Bu ikinci bir dakikada söze giremeyen bütün arkadaşlar beni demokrasi dışı davranmakla itham ettiler. Muhalefetten de vekiller geldi. Şimdi tabii ki ben de bütün bunlardan kendime bir ibret, ders çıkarmazsam ayıp olacak. Bundan sonra 20 kişiden başka hiçbir arkadaşıma söz vermeyeceğim. Muhalefetten gelip burada çemkirmeselerdi diyecektim ki, 'Yine ben eski tutumumu devam edeyim.' İç tüzükse iç tüzük nasıl uygulanır hepsini göreceğiz. Ama asgari bir konsorsiyum, asgari bir zarafet, asgari bir nezaket, anlayış, hemhal olma, empati, adına ne derseniz deyin, burada hepimizin dert ettiğimiz memleketin halidir. Bir şekilde bir yol bulmaya, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Onun için herhangi bir iç tüzüğün bana yüklediği o saygısızlıkla ilgili herhangi bir şey yapmayacağım. Onu bile ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriyorum. Saygı sınırlılarını zorlasa da ben bir Sayın Vekile bu konuda herhangi bir disiplin işlemi yapmak gibi bir tutum, 40 yıllık ilkelerimi çiğnemek olur. Hiçbir saygısızlık prensiplerimi çiğnetemez, ifade edebilmesi, bunda aşırıya bile gitse, kabalaşsa bile buna tahammül etmek şeklinde gelişiyor. Vaktinizi aldım. Özür dilerim, bağışlayın beni." (DHA)