Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız: "Ülkemizin sulak alanları ve gölleri büyük tehdit altında"

Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız: "Ülkemizin sulak alanları ve gölleri büyük tehdit altında"

(ANKARA)- Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, son 60 yılda Türkiye'deki sulak alanların yaklaşık yarısının nicelik ve nitelik açısından özelliklerini yitirdiğini vurgulayarak "Ülkemizin sulak alanları ve gölleri büyük tehditler altında. Ortak geleceğimiz için göllerimizin ve sulak alanlarımızın korunması artık bizim bir tercihimiz olmaktan çıktı ve artık bir sorumluluk olarak ele almamız gereken bir konu olarak önümüzde duruyor" dedi.

Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, 2 Şubat Dünya Sulak Alan günü dolayısıyla açıklama yaptı. Yıldız, şunları söyledi:

"Dünyadaki tüm bitki ve hayvan türlerinin yaklaşık yüzde 40’ı, dünya kara yüzeyinin yalnızca yüzde 6’sını kaplayan göl, nehir, sazlık, bataklık, delta, longoz ve deniz kıyısı gibi sulak alanlarda yaşıyor. Sulak alanlar tatlı su temini, gıda üretimi ve biyolojik çeşitlilikten taşkın kontrolüne, yeraltı suyunun beslenmesine ve iklim değişikliği etkilerinin azaltılmasına kadar insanlığa sayısız hizmetler sunuyor. Bu nedenle de uluslararası sözleşmelerle korunuyor ve her yıl 2 Şubat Dünya Sulak Alan Günü olarak bu konudaki farkındalığını arttırmak için etkinliklerin düzenlendiği bir gün olarak kutlanıyor. Ülkemizde tescilli olarak 122 adet sulak alan mevcut. Bunların 14'ü ramsar alanı olarak korunuyor. Ayrıca yaklaşık 1.6 milyon hektar genişliğinde 6 bin 140 k civarında irili ufaklı sulak alanımızda sulak alan yönetim bilgi sistemine kayıtlı."

"Ülkemizin sulak alanları ve gölleri büyük tehditler altında"

Yıldız, Türkiye'nin sahip olduğu sulak alanların neredeyse yarısının nicelik ve nitelik bakımından özelliklerini yitirdiğini belirterek sözlerine şu şekilde devam etti:

"Ancak ülkemizin sulak alanları ve gölleri bildiğiniz gibi büyük tehditler altında. Bu tehditleri iklim değişikliği, kirlilik, yanlış su yönetimi şeklinde sayabiliriz. Son 60 yılda maalesef sulak alanlarımızın yaklaşık yarısı nicelik ve nitelik açısından özelliklerini kaybetmiş durumda. Bu nedenle sulak alanlarımızı yönetmek zorundayız ve bu yönetimi de nehir havzası ölçeğinde gerçekleştirmeliyiz çünkü sulak alanların korunması ve yönetimiyle, nehir havza yönetimi arasında güçlü bir ilişki var. Sulak alanlar, nehir havzalarının önemli bileşenlerinden bir tanesi. Bu iki sistem birbirlerine ekolojik, hidrolojik ve yönetsel olarak bağlılar. Sulak alanların korunması nehir havza yönetim planlarıyla uyumlu olursa su kaynaklarımızın verimli kullanımı, ekosistem hizmetlerinin devamlılığı ve biyolojik çeşitliliğin korunması sağlanabilir. Kendimize olduğu kadar gelecek nesilleri de sulak alanların sağladığı olanaklardan mahrum etme hakkımız yok. Bu nedenle, ortak geleceğimiz için göllerimizin ve sulak alanlarımızın korunması artık bizim bir tercihimiz olmaktan çıktı ve artık bir sorumluluk olarak ele almamız gereken bir konu olarak önümüzde duruyor."