TBMM Genel Kurulu... Gökhan Günaydın: "Ayıp olan AYM kararını burada okuyamamak, seçilmiş milletvekilini buraya getirememektir"

(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda, muhalefet partileri geçen hafta milletvekilliğinin düşürülmesinin hükümsüz olduğuna ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı okunan Gezi davası hükümlüsü Can Atalay’ın bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirtti. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Ayıp olan AYM kararını burada okuyamamak, seçilmiş milletvekilini buraya getirememektir" dedi. Yeni Yol Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen ise "Milli egemenlik bayramında Meclis'e yakışan Can Atalay'ın Meclis kürsüsüne kaydı yapılarak kendisinin AYM kararları doğrultusunda tahliye edilmesidir" diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu'nda, bugün siyasi partilerin grup başkanvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Grup Başkanvekilleri sözlerine tedavisi devam eden Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'e geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı.
Yeni Yol Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen, şunları söyledi:
"Yarın milletimizin bağımsızlığına ve egemenliğine giden yolda atılan adımlardan birini yani TBMM'nin açılışının 105. yılını ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayacağız. Milli egemenliğin temsil edildiği yegane mecra burasıdır ve buraya gelen 600 milletvekili milletimizin şerefli ve onurlu oylarıyla seçilerek gelir. Ancak bu milletvekillerinden biri burada sürdürülen bir inat nedeniyle vazifesini yerine getirememektedir. Hatay Milletvekili Can Atalay, kendisi cezaevinde ve dosyası Yargıtay'dayken Meclis kütüğüne kaydı gerçekleştirilmişti. Daha sonra dosyası Yargıtay'da usule aykırı bir şekilde onandı. Karar ise 30 Ocak 2024 tarihinde burada okundu. Aradan geçen dört ay boyunca Meclis Başkanı takdire şayan bir şekilde AYM kararını fiilen bekletmiş oldu. Milli egemenlik bayramında Meclis'e yakışan Can Atalay'ın Meclis kürsüsüne kaydı yapılarak kendisinin AYM kararları doğrultusunda tahliye edilmesidir."
"AK Parti sebep, enflasyon sonuçtur" dövizini gösteren Ekmen, "Burada yazanlar nedeniyle dün bir kişi tutuklandı. Gerçekten içinde bulunduğumuz büyük ekonomik buhran en yıkıcı sonuçlarından biri olan enflasyonun, AK Parti'nin ekonomi politikalarından bağımsız olduğunu mu düşünüyor savcı ve hakimler" diyerek tepki gösterdi.
"Bu egemenlik millete mi vahşi bir sisteme mi ait?"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, şöyle konuştu:
“Ne yazık ki biz bu bayramı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu sistemin gölgesinde kutlamak zorunda kalıyoruz. Umarım bir sonraki 106. yıl bu ucube sistemde değil parlamenter demokrasiye yakışır bir şekilde kutlanır.
Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede hakimiyetin millete ait olduğundan bahsedebilir misiniz? İktidarın istediği sonuçlar çıkmadığında seçimlerin iptal edildiği bir ülkede egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu söyleyebilir misiniz? Çok uzağa gitmeyin az ötede Milli Eğitim Bakanlığı önünde mülakata itiraz eden öğretmenler var. Bu insanlar adam kayırmaya, nepotizmin, kamu yararının değil de yeniden seçilebilmenin hakim olduğu bir ülkede siz hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu söyleyebilir misiniz? Bir hastanede rahatsızlanan görevliye bir fatura çıkarılıyor. Bu faturayı ödeyemeyeceği için evine gidiyor ve ölüyor. Böyle bir ülkede siz hakimiyetin millete ait olduğundan bahsedebilir misiniz? Bu egemenlik millete mi vahşi bir sisteme mi ait?"
"Biz bu ismin İstanbul'da yaratmış olduğu hukuk dışılığı taşımak zorunda değiliz"
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, tutuklu milletvekili Can Atalay'a ilişkin şunları söyledi:
"Burada AYM'nin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen hala şekil şartlarına takılıp kalıyoruz. Meclis halkın iradesidir ve sorunları çözecek biricik adrestir diyoruz ama halkın iradesini bu şekilde yok saymaya devam ediyoruz. Tıpkı belediyelerde olduğu gibi, Ekrem İmamoğlu'na ve diğer belediye başkanlarına yönelik kayyum sisteminde olduğu gibi. Tüm bunlar bizim barışımızın önüne bir barikat gibi dikiliyor. Barışı inşa edeceksek buradan başlamak lazım. Kayyum politikalarının da hasta mahpusların da mağdur olmasından da kurtulmamız gerekiyor. Yargının sorunları bitmek bilmiyor ama sorunları 'sorun' diye tarif etmek de çok mümkün değil. En son Selçuk Kozağaçlı tahliye edildi. 8 buçuk yıldır haksız hukuksuz bir şekilde tutukluyken tahliye ediliyor sonrasında aynı mahkeme aynı heyet yeniden tutukluyor. Neden; Akın Gürlek'in adı yine karşımıza çıkıyor. Böyle bir adalet olamaz. Biz bu ismin İstanbul'da yaratmış olduğu hukuk dışılığı taşımak zorunda değiliz."
"Meclis'in başkasının hukukunu korumak konusunda garanti verebilme hakkı var mı?"
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise "Yarın bu Meclis'in 105. kuruluş yıl dönümünü kutlayacağız. 105 yıl evvel İstanbul İngilizlerin, İzmir'den Afyon'a kadar Yunanların, Antalya İtalyanların, Gaziantep Fransızların işgalindedir. Böyle bir ortamda Samsun'a çıkıp ardından Millet Meclisi’ni oluşturan Mustafa Kemal Atatürk ve yoldaşlarını saygı ve özlemle anıyorum. 105 yıl sonra 'keşke Yunan kazansaydı' diyenleri de unutmayarak Atatürk ve ideolojisini anlamlandırabileceğimizi görüyoruz" dedi.
Günaydın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Seçilmiş bir milletvekilinin iki yıl geçmesine rağmen hakkını, hukukunu koruyamayan ve buraya getiremeyen Meclis'in bir başkasının hukukunu korumak konusunda millete garanti verebilme hakkı ve yetkisi var mıdır? Büyük bir kör dövüşüne dönüyor. Meclis Başkanvekilimiz Gülizar Biçer Karaca AYM kararının hükmünü okutturdu.
Ayıp olan AYM kararını burada okuyamamaktır. Ayıp olan seçilmiş milletvekilini buraya getirememektir. Ben iki yıldır hücresinde bizim onun hakkında yapacağımız işlemi bekleyen Can Atalay'ı ve Can Atalay gibi hukuksuz bir şekilde memleketin mahpushanelerinde tutulan tüm tutsaklara selam söylüyorum."