TÜRK-İŞ, Taksim Meydanı’nda... TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Irgat: "Haklar sadece talep etmekle değil, mücadeleyle alınıyor"
(İSTANBUL) - TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Irgat, "Haklar sadece talep etmekle değil, mücadeleyle alınıyor. Çalışanlarımız, işçiler, en tabii insan hakkı olarak gördüğümüz örgütlenme hakkını kullanamıyor. Bugünkü ekonomik sistemde ucuz emek üzerine kurgulanmış bir sistem var. Bu sistemin artık dayanılmaz olduğu, bu sistemin insanlara mutluluk getirmediği, refah sağlamadığı açık. Bu sistem devam ediyor, uygulamacılar değişiyor. Buna itirazımız var. Bu olumsuzluklara ve haksızlıklara karşı mücadele etmek için bugün hep birlikte 1 Mayıs alanlardayız. Yaşasın onurlu mücadelemiz" dedi.
TÜRK-İŞ, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Kazancı Yokuşu’nda 1 Mayıs 1977'de hayatını kaybedenleri anmak için karanfil bıraktı. TÜRK-İŞ heyeti, daha sonra Taksim Anıtı’na çelenk bıraktı. TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Irgat, Kazancı Yokuşu'nda yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"Bugün, 1 Mayıs 1977 yılı itibarıyla burada, bu alanda onurlu yaşam, insanca yaşam, adaletli gelir dağılımı için mücadele verirken, hayatlarını kaybeden 36 insanımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. O yıldan bu yana, yarım asra yakın zaman içinde işçi hareketinin, çalışma hayatının sorunları azalmadı, artarak devam ediyor. O günden bugüne geçen zaman içinde yaşam şartları, gıda başta olmak üzere diğer ürünlerin alımında fiyatlar artarak devam ediyor. Dolayısıyla çalışanlar büyük ve derin bir yoksulluk içine düştü. Maalesef TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranıyla, gerçek hayattaki enflasyon arasında büyük farkların olmasının nedeniyle alınan ücretler yetersiz kalmakta. Halkımız daha da yoksullaşmış durumda. Dünyanın en büyük vergi oranları bizde ödeniyor.
Ocak ayında aldığımız maaşı aralık ayında alamıyoruz. Daha yılın ilk üç ayında, ilk dilimi, atlamak zorunda kalıyorlar. Geçen yıl 2024 yılı bütçe görüşmeleri başlamadan önce biliyorsunuz Türkiye genelinde alanlardaydık. 3 büyük mitingimiz oldu. Ancak sesimize duyarlılık gösterilmedi. Bu mücadelemiz bundan sonra da devam edecek. İş kazalarında her yıl ortalama iki bin civarında, günde 5 kişi hayatını kaybediyor. Ancak toplu ölümler olduğu zaman gündeme getirilebiliyor. İş güvenliği önlemleri işverenler tarafından hala maliyet unsuru olarak görünüyor. Elbette ki tüm bu sorunları 1 Mayıs günü işçilerin birlik ve dayanışma gününde, mücadele gününde dile getirebiliyoruz.
Biliyoruz ki haklar sadece talep etmekle değil, mücadeleyle alınıyor. Çalışanlarımız, işçiler, en tabii insan hakkı olarak gördüğümüz örgütlenme hakkını kullanamıyor. Bugün itibarıyla Bakanlığın açıkladığı istatistiklere göre, yüzde 15 oranında sendikalı var. Yani çalışanların yüzde 85'i sendikasız. Özel sektörde yüzde 95'i sendikasız. Ama asıl sorun bugünkü yaşanan ekonomik sistemde. Her ekonomik sistem kendi kültürünü ve siyasetini üretiyor. Bugünkü ekonomik sistemde ucuz emek üzerine kurgulanmış bir sistem var. Bu sistemde nerede ucuz emek var, nerede ucuz ham madde var, sermaye oraya gidiyor. Rekabet ucuz emek üzerine oluyor. Bu sistemin artık dayanılmaz olduğu, bu sistemin insanlara mutluluk getirmediği, refah sağlamadığı açık. Bu sistem devam ediyor, uygulamacılar değişiyor. Hoş zaten 23 yıldır da değişmedi ama maalesef sorun burada. Kalkınmacı, modernist ve devletin de ekonominin içinde olduğu bir model olması gerekiyor. Büyük Atatürk daha 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi'nde devletin yapması gerekenler sıraladı. Devletin de ekonomi içinde bulunduğu, yoksulu gözeten, dar gelirlinin yanında olan, parasız eğitim, parasız sağlık gibi sistemlerin uygulandığı, dünyadan vazgeçildiği, bu yeni dünya düzeni içinde işçinin emeğini sömüren, doğayı katleden sistem elbette ki değişmek zorundadır. Buna itirazımız var. Hayatını kaybedenlere tekrar rahmet diliyorum. Bu olumsuzluklara ve haksızlıklara karşı mücadele etmek için bugün hep birlikte 1 Mayıs alanlardayız. Yaşasın onurlu mücadelemiz."
