Yankı Bağcıoğlu: "Milli Savunma Sanayimizin güçlendirilmesi kritik önem taşımaktadır"

Yankı Bağcıoğlu: "Milli Savunma Sanayimizin güçlendirilmesi kritik önem taşımaktadır"

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, "Bu kutlu günde, Çanakkale’deki şehitlerimizin bizlere emanet ettiği mirasa sahip çıkmak için, yalnızca duygusal bir bağlılıkla yetinmek değil, güçlü bir savunma sanayi ve bağımsız bir savunma kapasitesine sahip olmamız gerektiği aşikârdır. Bu bağlamda, Milli Savunma Sanayimizin güçlendirilmesi ve harekât bağımsızlığımıza sahip silah ve araçlar geliştirilmesi kritik bir önem taşımaktadır" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Savunma Sanayi’ne yönelik son gelişmeler ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Bağcıoğlu, şunları kaydetti:

"Bugün, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simgesi olan 18 Mart Deniz Çanakkale Zaferi’ni ve bu topraklar uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. 'Dur yolcu' dediğimiz o kutlu topraklarda, atalarımızın gösterdiği kahramanlık, bizlere vatanımızın değerini hatırlatırken, Cumhuriyetimize ve güzel vatanımıza olan bağlılığımızı bir kez daha perçinlemektedir. Bu kutlu günde, Çanakkale’deki şehitlerimizin bizlere emanet ettiği mirasa sahip çıkmak için, yalnızca duygusal bir bağlılıkla yetinmek değil, güçlü bir savunma sanayi ve bağımsız bir savunma kapasitesine sahip olmamız gerektiği aşikârdır. Bu bağlamda, Milli Savunma Sanayimizin güçlendirilmesi ve harekât bağımsızlığımıza sahip silah ve araçlar geliştirilmesi kritik bir önem taşımaktadır.

"Milli harp silah ve araçlarının geliştirilmesi, milli güvenliğimiz açısından hayati öneme sahiptir"

Dünya harp tarihi, milli üretim olmayan ve harekât bağımsızlığına sahip olmayan harp silah ve araçlarının muharebe ortamında nasıl etkisiz hale getirildiği veya etkinliğinin nasıl azaltıldığının örnekleriyle doludur. Bu gerçeği göz önünde bulundurduğumuzda, harekât bağımsızlığına sahip milli harp silah ve araçlarının geliştirilmesi, milli güvenliğimiz açısından hayati öneme sahiptir. Bugün, savunma sanayimizde geldiğimiz son noktada, harekât bağımsızlığına sahip iki önemli silah, ATMACA güdümlü mermisi ve AKYA torpidosu yer almaktadır. ATMACA güdümlü mermisi, önce su üstü gemilerinden sonra karadan başarıyla atılmış, sonunda ise denizaltılardan da atılabilir hale gelerek dünya bahriyesinde önemli bir kabiliyet kazanmıştır. AKYA torpidosu ve ATMACA güdümlü mermisi, milli hedef tespit, teşhis ve aktarım sistemleri ile birlikte dünyadaki sayılı Deniz Kuvvetlerinin sahip olabileceği bir kabiliyet oluşturmuştur. Bu projeler, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ufkun ötesine odaklanan görev vizyonunu gözler önüne sermektedir.

Milli savunma sanayi projelerinin hiçbirinin birkaç yıllık geçmişi yoktur. Konsept oluşturulması, harekât ihtiyaçlarının belirlenmesi ve dizayn çalışmaları onlarca yıllık bir sürecin sonucudur. Örneğin, Milli Gemi Projelerinin ve TCG Anadolu’nun konsept çalışmalarının 1990’lara kadar gitmesi, bu doğal sürecin bir sonucudur. Savunma sanayisi projelerinin başarısı, 1974’ten itibaren tüm Cumhuriyet hükümetlerinin, halkımızın, şehit ve gazilerimizin, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerli personelinin emeklerinin bir ürünüdür.

"Hayalini kurduğumuz KAAN MMU ve MİLGEM projeleri gibi önemli projelerin gecikmesine sebep olmuştur"

Milli gururumuz olan bu projelerde emeği geçenlere, projeleri destekleyenlere ve siyasi irade ortaya koyanlara takdir göstermenin yanı sıra, geçmişteki katkıları unutmamak ve proje başlatıcılarına vefa göstermek, vatanseverlik gereğidir. Milli savunma sanayiinin sahiplenilmesi veya desteklenmesi, siyasi parti taraftarlığına indirgenmemeli, bu mesele siyaset üstü bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. Ne yazık ki, günümüzde milli savunma projelerine yönelik haklı ve yerinde eleştiriler, bazen vatan hainliği olarak etiketlenmektedir. Ayrıca, 2007-2015 dönemi arasında FETÖ’nün kumpasları nedeniyle yüzlerce general, amiral, subay ve astsubay hapse atılmış, tasfiye edilmiş ve bir kısmı hayatını kaybetmiştir. Bu dönemde gemi komutanları, pilotlar, birlik komutanları iftiralarla tasfiye edilmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde büyük zafiyetler oluşmuştur. Bu süreç, savunma sanayimizin gelişimini de olumsuz etkilemiş, hayalini kurduğumuz KAAN MMU ve MİLGEM projeleri gibi önemli projelerin gecikmesine sebep olmuştur.

"Bu kutsal emanetin güvence altına alınması için kararlılıkla ilerleyeceğiz"

CHP olarak, milli savunma sanayiine ilişkin en önemli hedeflerimiz, siyaset üstü olan projelerimizin akamete uğratılmaması, kayırmacılık ve ayrımcılıktan uzak durulması, savunma sanayi şirketlerinin eşit şekilde desteklenmesi, özellikle mühendislerin beyin göçü ile yurtdışına gitmelerinin engellenmesidir. Milli Savunma Sanayisine verilecek sürekli ve tam destek, savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan kurtaracak, etkin proje yönetimi oluşturacak, ihracatı artıracak ve adil rekabeti destekleyecek bir politika uygulanacaktır. Harekâtın dayandırıldığı kritik silahlar, gözetleme, erken ihbar, elektronik harp, siber harekât, iletişim ve komuta kontrol sistemlerinde dışa bağımlılığın azaltılması için gerekli tedbirler alınacaktır. Gelecekte, savunma sanayimizi daha da ileriye taşıyacak stratejiler, Etkin Proje Yönetimi, Adil Proje Yönetimi, Denetlenebilir Proje Yönetimi, Nepotizmden Uzak Personel Yönetimi ve Bilgi Güvenliği gibi başlıklar altında “Savunma Sanayi-2030 Politika Belgesi’nde yer alacaktır. Bu politikalar, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olacak, güçlü bir Türkiye için savunma sanayisinde yeni bir çağ başlatacaktır.

Sonuç olarak, güçlü bir savunma sanayi ve harekât bağımsızlığı için atılacak her adım, hem Çanakkale Zaferi’ne hem de şehitlerimize olan borcumuzu ödemek anlamına gelir; bu kutsal emanetin güvence altına alınması için kararlılıkla ilerleyeceğiz."