Yankı Bağcıoğlu’ndan 18 Mart mesajı: “Çanakkale Zaferi milletimizin bağımsızlık azminin ve fedakârlığının en büyük sembollerinden biridir”

Yankı Bağcıoğlu’ndan 18 Mart mesajı: “Çanakkale Zaferi milletimizin bağımsızlık azminin ve fedakârlığının en büyük sembollerinden biridir”

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Şehitlerimiz bu vatanın toprak altındaki ulu çınarları, gazilerimiz ise dimdik ayakta duran onur abideleridir” diyerek, Çanakkale Zaferi’nin sadece bir askeri başarı değil, milletimizin bağımsızlık azminin ve fedakârlığının en büyük sembollerinden biri olduğunu söyledi.

CHP Milli Savunma Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Bağcıoğlu’nun açıklaması şöyle:

"110 yıl önce bugün Çanakkale’de kahramanlık destanı yazan, Çanakkale’nin geçilemeyeceğini yedi düvele gösteren, Nusret Mayın Gemisi ve sahil bataryalarımızla harekâtı keşif faaliyetleri icra ederek destekleyen havacılık birliğinin fedakâr personelini rahmet ve minnetle anıyorum. 18 Mart 1915 Deniz Zaferi sonucunda, düşmanın denizden geçerek payitahta ulaşması engellenmiş ve başta birleşik işgalci güçler olmak üzere tüm dünyaya destansı bir savunma ve kahramanlık dersi verilmiştir. Çanakkale Deniz Zaferi ve müteakiben karada da elde edilen nihai ve stratejik zafer, elbette birçok sonucu ortaya çıkarmıştır. Ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’in askeri dehasının dünya harp sahnesinde tescil edilmesi, Türk askerinin büyük fedakârlık ve kahramanlığı bunlardan en önemlileridir. Ama stratejik bir ders de anavatanımızın donanma varlığı olmadan savunulamayacağıdır.

“‘Donanmasız Anadolu olamaz’ gerçeği, öncelikle devleti idare edenlerin şiarı olmalıdır”

27 Mart 1909 tarihli Bahriye Encümeni Mazbatası’nda devleti yönetenlerin korku, kuruntu, ihmal ve yanlış yönlendirmeyle Osmanlı Donanması’nı düşürdükleri durum çok net bir şekilde özetlenmektedir: ‘Donanma Haliç'te hareketsiz bırakılmış, ateş talimi ve manevradan kaçınmakta, buna kalkışmak bile büyük suç sayılmaktaydı. Bakımları yapılmayan gemiler pastan çürüyorlardı.’ Denizci personelin fedakârca gemileri faal tutma gayretlerine rağmen hareket ve harekât kabiliyetini kaybeden donanma, Türk yurdunu tehdit eden düşmana ileriden karşı koyamamış ve bu zafiyetin sonucu olarak binlerce vatan evladımız şehit olmuştur. ‘Donanmasız Anadolu olamaz’ gerçeği, öncelikle devleti idare edenlerin sonra da Türk milletinin şiarı olmalıdır.

“Bir daha Çanakkale’de düşman muharip gemilerini görmemek adına donanmamızı hür ve gür tutmalıyız”

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, ‘Zaferi denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan şeyi ihtiyacı olduğu zaman istediği yere ulaştırabilen ülke kazanır’ anlayışımızla bir daha Çanakkale’de düşman muharip gemilerini görmemek adına donanmamızı hür ve gür tutmalıyız. 2005-2015 yılları arasında göz yumulan ve işbirliği yapılan hain kumpasların öncelikli hedefinin Türk Deniz Kuvvetleri personeli olduğu da unutulmaması gereken acı bir gerçektir. Bu durumda gemiler belki harekât kabiliyetlerini kaybetmemiş ancak çok değerli amiral, subay ve astsubaylar tasfiye edilmiştir. Aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin anılması için CHP’nin Üçüncü Genel Başkanı Sayın Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde, 2000 yılında yayımlanan genelgeyle ilk adım atılmış ve 19 Eylül günü, ‘Şehitler ve Gaziler Günü’ olarak ilan edilmiştir. 27 Haziran 2002 tarihinde yine Sayın Ecevit’in başbakanlığı döneminde kabul edilen 4768 sayılı Kanunla da 18 Mart günü ‘Şehitler Günü’ olarak kabul edilmiştir.

“Kahramanlarımıza ve bize emanet edilen ailelerine her türlü destek en öncelikli görevimizdir”

Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rastlanmamıştır. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir’ sözünün vücut bulmuş halidir kahraman gazilerimiz. Şehit yakınlarımız ise bu vatan için nihai fedakarlığı yapan birer metanet, fazilet ve vatanseverlik abidesidir. Cumhuriyetimizin kurucu ve koruyucu partisi olarak her zaman olduğu gibi bundan sonra da kahramanlarımıza ve bize emanet edilen ailelerine her türlü destek en öncelikli görevimizdir.

“Son 14 aydır 333 şehit yakını ve bin 77 gaziyle istişarelerde bulunduk”

Son 14 aydır 91 il ve 156 ilçede, şehit ailesi ve gazi derneklerini ziyaret ettik. Gerek aile ziyaretlerinde gerekse derneklerde toplam 333 şehit yakını ve bin 77 gaziyle istişarelerde bulunarak mevcut problemleri ve sıkıntıları birinci ağızdan dinledik, çözüm yolları ürettik. 12-13 Haziran 2024 tarihinde şehit aileleri ve gazilerimiz tarafından kurulan derneklerimizin katılımıyla düzenlediğimiz, ‘Şehit Aileleri ve Gaziler/Kahramanlara Vefa Çalıştayı’nda, er gazilerimiz başta olmak üzere maaşlardaki adaletsizlikler, istihdam imkanı yaratılması, terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayan kahramanlarımızın durumu, çocuklarının eğitimi, emsal özlük hakları, ortez ve protez işlemleri başta sağlık ihtiyaçları gibi birçok sorun alanında ortak akılla çözüm yolları üretmeye çalıştık. Ne yazık ki verilen 18 kanun teklifi halen TBMM ilgili komisyonunda bekletilmektedir. Bu bağlamda siyaset dışı olan bu konuda tüm siyasi partilerin gerekli desteği göstererek şehit aileleri ve gazilerimizin sorunlarına yönelik gerekli desteği sağlayacağını umut ediyoruz.

“Rahmetle ve minnetle anıyorum”

Şehitlerimiz bu vatanın toprak altındaki ulu çınarları, gazilerimiz ise dimdik ayakta duran onur abideleridir. Çanakkale Zaferi sadece bir askeri başarı değil, milletimizin bağımsızlık azminin ve fedakârlığının en büyük sembollerinden biridir. Bu onurlu ve önemli günde, ebedi Başkomutanımız Çanakkale Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, Nusret Mayın Gemisi ile Türk bahriyesi, sahil bataryalarının kahraman personelini ve bu toprakları vatan yapan tüm şehitlerimizle ebediyete intikal eden gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Tüm gazilerimize ve şehit yakınlarımıza sağlıklı bir yaşam diliyorum."