Yeniden Refah Partili Suat Kılıç'tan Kanal İstanbul açıklaması: "İstanbul'un bir adaya dönüşmesi temennimiz değildir"

Yeniden Refah Partili Suat Kılıç'tan Kanal İstanbul açıklaması: "İstanbul'un bir adaya dönüşmesi temennimiz değildir"

(ANKARA) - Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, "İstanbul'un bir adaya dönüşmesi temennimiz değildir. Yeniden Refah Partisi olarak ilk günden bugüne Kanal İstanbul projesinin karşısındayız, net. Türkiye Kanal İstanbul'u değil, İstanbul'un depreme yönelik kentsel dönüşümünü konuşmalıdır" dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Suat Kılıç, partisinin MYK toplantısı sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kılıç’ın gündeminde CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, atama bekleyen öğretmenler ve zirai don vardı. Kılıç, şunları kaydetti:

"Delilden sanığı değil, sanıktan delile gidilmektedir"

"Ceza hukukunun konusu fiildir. Yargılanan kişi değil, eylemdir. Yargılamalar makul sürelerde tamamlanmalıdır. Makul sürede tamamlanmayan yargılama, doğrudan cezalandırmaya dönüşür. Bunun adı yargısız infazdır. Tutuklama rutin olamaz, bilakis, delil karartma ihtimalini bertaraf etmeye yönelik istisnai bir tedbirdir. Aslolan tutuksuz yargılamadır. Yurt dışı yasağı olabilir. Ev hapsi olabilir. Karakolda imza olabilir. Elektronik kelepçe olabilir. Ama süresi belirsiz, ucu açık tutuklama olmaz. Genelde iddianame hazırlanamadığı için tutukluluk süreleri uzatılıyor. İddianame yazılamıyorsa ya deliller yetersizdir ya da delil üretilmektedir. Delilden sanığa değil, sanıktan delile gidilmektedir. Sanıktan delile gitmek, delil üretmek, hukuken caiz değildir.

"Gençler ve Özdağ serbest bırakılmalı"

Turbun büyüğü elde de olsa, heybede de olsa aslolan yargılamanın tutuksuz yapılmasıdır ve yargılamanın ne aceleye getirilmesi ne de ağırdan alınması, en makul sürede sonuçlanmasıdır. Aç susuz yaşanır ama adaletsiz yaşanmaz. Adil-i Mutlak olan Allah, kimseyi adalete muhtaç bırakmasın. Bu vesileyle polise taş atmayan, silah kullanmayan tutuklu gençlerin tutuksuz yargılanmasını, salınmasını istiyoruz. Bununla birlikte, aylardır tutuklu olan, delil karartma ihtimali kalmayan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasını diliyoruz."

"Ataması yapılamayan bölümlerin kontenjanlarını azaltın"

Kılıç, YÖK ve üniversitelerin kontenjan planlamalarını acilen yapması gerektiğini belirterek, "Mezun olduğunda atamayacaksanız, liseyi bitirmiş gençlerimizi bu bölümlere almayın. Ataması yapılamayan bölümlerin kontenjanlarını azaltın. Eğitimde yılları gidiyor, mezun olunca hayalleri yıkılıyor. Eğitim masraflarıyla beli bükülen aileler de dram üstüne dram yaşıyor" dedi.

Atanamayan genç öğretmenlerin yanında olduklarını söyleyen Kılıç, şunları kaydetti:

"2025 itibarıyla, Türkiye’de 478 bin 395 atanamayan öğretmen atama bekliyor. 2025 için duyurulan 25 bin kontenjanın sadece 15 bini gerçekleştirildi, kalan 10 bin atama 2026’ya ertelendi. İşte atama bekleyen branşlar: Okul öncesi 56 bin 542, din kültürü 59 bin390, imam hatip meslek dersleri 44 bin 197, Türk dili ve edebiyatı 35 bin 791 kişi.

Birçok branşta kontenjanlar, mezun sayısının yanında yok denecek kadar az. Türkiye genelinde öğretmen açığı 100 binden fazla, İstanbul’da 20 bin, Şanlıurfa’da 12 bin. 86 bin ücretli öğretmen, düşük maaş ve formasyon eksikliği ile geçici olarak açığı kapatıyor. Mezun sayısıyla kontenjan kıyaslandığında, birçok branşta mezun/kontenjan oranı 10 kata kadar çıkıyor. Bu arada eğitim camiasında mülakatsız ve daha fazla atama talebi güçlü şekilde devam ediyor. Verilen sözlerin tutulmasını, mülakatın terkedilmesini bekliyoruz."

"Tabii afetler karşısında planlı programlı bir hazırlığımız yok"

"Ağır zirai don olayları da gösterdi ki, tabii afetler karşısında planlı programlı bir hazırlığımız yok" diyen Kılıç, devletin zararları karşılaması, TARSİM'in üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.

Kılıç, "Tarım Sigortası yaptırmayan üreticilerimiz de artık bu adımı atmalıdır. Ancak Tarım Bakanlığı da artık ürün ve bölge planlamasını yapmalıdır. Alternatif üretim sahaları ve zamanları, bakanlık tarafından oluşturulmalıdır. Bir milli güvenlik meselesi olan gıdada dışa bağımlılığın önlenmesi meselesi ciddiyet ve sorumlulukla ele alınmalıdır.” dedi.

"İstanbul'un bir adaya dönüşmesi temennimiz değildir"

Suat Kılıç, su kaynaklarına ciddi zarar vereceğine yönelik bilirkişi raporuna rağmen Kanal İstanbul projesinin devam etmesine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

"Kanal İstanbul kamuoyuna mal edilmedi, bilim kurullarından raporlar alınmadı, muhalif görüşlere kulak asılmadı, deyim yerindeyse ‘Ben yaptım oldu’ politikası olarak Kanal İstanbul'a körü körüne devam ediliyor. Bu konuda toplum kamuoyu bilgilendirilmelidir. İstanbul'un bir adaya dönüşmesi temennimiz değildir. Yeniden Refah Partisi olarak ilk günden bugüne Kanal İstanbul projesinin karşısındayız, net. Türkiye Kanal İstanbul'u değil, İstanbul'un depreme yönelik kentsel dönüşümünü konuşmalıdır. Bugünün meselesi budur: Depreme yönelik kentsel dönüşüm. İstanbul Belediye Başkanı cezaevinde. İstanbul'da olası bir depremin an meselesi olduğu bilim raporlarıyla ifade ve izah ediliyor. Allah olumsuz etkilerinden milletimizi korusun, bu ahval ve şerait içerisinde yapılması gereken kentsel dönüşümlere öncelik verilmesidir. Bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Emlak Konut gibi kurumlar üzerinden belli ölçülerde çevresel dönüşümlere devam ediliyor ama Kanal İstanbul'u değil, İstanbul'un depreme hazırlığını konuşmak bugün yapılması gerekendir" yanıtını verdi.

"Türkiye'nin demografik yapısı alarm vermektedir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın gençlerin evlenmemesi ve 1+1 evlerin sayısındaki artışa yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Kılıç, "Aileler çocuklarını evlenmeye ikna edemiyor. Çocuklara bir sormak lazım, niye acaba? Kız arkadaşı var, görüştüğü biri var, evlenmiyor; sözlüsü var nikah tarihi alamıyor, nikah tarihi almış sürekli ertelemek zorunda kalıyor. Niye acaba?

Bugün 1 gram altın 4 bin 300 lira. Hadi altında küresel oyunlar var. Tamam koyduk bir kenara, altınsız da düğün olur, yeter ki iki gönül bir olsun. Peki 2+1 bir daireyi kaça tutacağız Ankara'da en az 20-25 bin lira. Bir asgari ücret bir ev kirasına yetmiyor. O yüzden 1+1'ler çoğalmaya başladı. Sayın Cumhurbaşkanımıza hatırlatmış olalım; insanların gücü 2+1, 3+1 daireleri satın almaya yetmiyor. İnsanların gücü 2+1, 3+1, 4+1 evleri kiralamaya da yetmiyor. Böyle olunca konutların metrekaresi küçülmeye başladı. Deyim yerindeyse 10 yıl önceki Türkiye'de bir evin salonu kadar, 45 metrekare daireler var.

Evet Sayın Cumhurbaşkanı dikkat çekiyor boşanmalar arttı. Niye acaba? Bu soruyu da yine hükümet yetkililerine sormak lazım, gençler evlenemiyor ya da evlenmiyor niye acaba? Boşanma sayıları inanılmaz arttı, artıyor niye acaba? Boşan çiftler yeniden anne baba evine dönemediği için de 1+1, 2+1 konut talebinde patlamalar var, niye acaba? Bu niyelerin cevabını vermesi gereken hükümettir. Gençler evlenmiyor, evlenemiyor. İşi yok, aşı yok, evi yok, eşi de yok işte bunların dördü bir arada. Ekonomik sorunlar çözülmeden nüfus meselesini çözüme kavuşturabilmek ne yazık ki mümkün değildir. Türkiye'nin demografik yapısı alarm vermektedir, önümüzdeki yıllarda muhtemelen Türkiye'de yaşlı bezi ile çocuk bezi miktarı eşitlenecek. Sonra Japonya'da olduğu gibi yaşlı bezi miktarı, çocuk bezini geçiyor olacak bu konuda alınması gereken tedbirler var ve geç kalındı, daha fazla geç kalınmaz"