Yeniden Refah Partisi Bilecik İl Başkanı Arslanboğa: "Abdullah Öcalan affedilmek istiyorsa, 40 bin şehit annesine bunu söylemek gerekir"

Haber: Gökay ŞİMŞEK
(BİLECİK) - Yeniden Refah Partisi Bilecik İl Başkanı Cafer Arslanboğa ekonomik krize ve Abdullah Öcal’ın çağrısına yönelik açıklamalarda bulundu. Arslanboğa, "Abdullah Öcalan'ın affedilmesi ve meclise getirilmesi mümkün değildir. Abdullah Öcalan affedilmek istiyorsa, 40 bin şehit annesine bunu söylemek gerekir. Bunun yolunda yapılması gerekeni de yaparız. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kara bir lekesi vardır aslında. 25 yıl boyunca bu sorunu çözememiş olduk. Neredeyse 'Sayın Abdullah Öcalan gelsin, bu işe yardımcı olsun' denecekti. Bu tavırla işin çözülmesi mümkün değil" dedi.
YRP Bilecik İl Başkanı Cafer Arslanboğa, düzenlediği basın toplantısında ekonomik sıkıntılara dikkati çekti. Ramazan ayı öncesi vatandaşların ekonomik durumunun iç açıcı olmadığını ifade eden Arslanboğa, "Ramazan’a giriyoruz, ama maalesef buruk ve mahzun bir şekilde. Öncelikle, başta Gazze olmak üzere, Dünyada, milyonlarca Müslüman; toprakları işgale uğramış, evleri başlarına yıkılmış, aç, bir ilaç olarak giriyor mübarek Ramazan ayına. Yokluklar içinde, yoksul ve çaresiz olarak. Allah’tan, kendilerine ebedi kurtuluş ve huzur diliyor, öz yurtlarında düşman işgalinin bir an önce son bulmasını temenni ediyoruz" dedi.
"Bakan çok, vatandaşın halini gören yok"
Arslanboğa, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Ülkemizde maalesef, vatandaşlarımızın, Ramazan öncesi ekonomik durumu hiç iyi değil, hiç iç açıcı değil. Ramazan öncesi iyice tırmanışa geçen gıda fiyatları, dar gelirli ve yoksul milyonlarca insanımızın belini maalesef büktükçe büküyor. İnsanlarımız, mübarek oruç ayı öncesi hurma, zeytin, kayısı gibi iftarlıkları bile ne yazık ki camın gerisinden ancak vitrinden izleyebiliyor. Ramazan pidesi, et, kıyma, kuruyemişler almış başını gidiyor. Sucuğun, pastırmanın televizyon reklamları dışında yüzüne bakılmıyor. Ramazan fırsatçıları da bu arada işbaşında. Gıda fiyatları, fırsatçıların tekelinde, tırmandıkça tırmanıyor. Piyasayı kontrol altında tutması gereken Ticaret Bakanlığı da Ticaret Bakanı da ortalıkta görünmüyor. Tarıma destek sağlayarak, çiftçiye sahip çıkarak gıda arzını yüksek tutması, sebze ve meyve hallerini, toptancıları denetleyerek gıda fiyatlarını kontrol altına alması gereken Tarım Bakanı’nı gören var mı? Maalesef Tarım Bakanı da Bakanlığı da yok. Bakan çok, vatandaşın halini gören yok.
Bu şartlar altında Diyanet İşleri Başkanlığımız, çok ince hesaplar yaparak fitre rakamını açıklıyor; 180 lira. Harca harca bitmez. Türkiye’nin anlata anlata bitiremedikleri ekonomik ve sosyal gelişmesinden, kalkınmasından, refahından, garip gurebanın, fakir fukaranın payına düşen 300 gram kıyma parası. Şimdi gelin kişi başı 180 lirayla 4 kişilik bir ailenin 30 günlük gıda harcamasının Mübarek Ramazan ayında iftar ve sahur hesabıyla kaç lira tuttuğuna bakalım; 4 kişi 180 liradan 1 sahur 720 lira. 4 kişi 180 liradan bir iftar 720 lira. 4 kişilik ailenin bir günlük iftar ve sahurunun toplamı bin 440 lira. 4 kişilik ailenin 30 günlük iftar ve sahurunun toplamı 43 bin 200 lira. Asgari ücret ne kadar; 22 bin 104 lira. En düşük emekli aylığı ne kadar; 14 bin 469 lira. Nasıl çıkacağız bu hesabın içinden? İnsanlarımız Ramazan’ı nasıl geçirecek."
"25 yıl boyunca bu sorunu çözememiş olduk"
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Arslanboğa, şunları ifade etti:
"Abdullah Öcalan'ın affedilmesi ve meclise getirilmesi mümkün değildir. Abdullah Öcalan affedilmek istiyorsa, 40 bin şehit annesine bunu söylemek gerekir. Bunun yolunda yapılması gerekeni de yaparız. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kara bir lekesi vardır aslında. 25 yıl boyunca bu sorunu çözememiş olduk. Neredeyse 'Sayın Abdullah Öcalan gelsin, bu işe yardımcı olsun' denecekti. Bu tavırla işin çözülmesi mümkün değil çünkü PYD ve diğer terör örgütleriyle anlaşarak bu işin uzlaşma noktasına varılması mümkün değildir ve herkes de bunu biliyor. Böyle bir şeyin olması da mümkün değildir."