AK Parti grup toplantısı... Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Örgütün Suriye ve Avrupa kollarının da bu gerçekleri görüp fesih ve silah bırakma sürecine katılmaları hayati öneme sahiptir"

AK Parti grup toplantısı... Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Örgütün Suriye ve Avrupa kollarının da bu gerçekleri görüp fesih ve silah bırakma sürecine katılmaları hayati öneme sahiptir"

(TBMM) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Örgüt, aldığı kararla bizim milletimizle zaten yaptığımız ortak yaşam ve ortak gelecek mutabakatına uygun bir adım atmıştır. Örgütün Suriye ve Avrupa kollarının da bu gerçekleri görüp fesih ve silah bırakma sürecine katılmaları hayati öneme sahiptir. Avrupa'daki ve dünyanın diğer yerlerindeki örgüte müzahir lobileri artık Türkiye karşıtı faaliyetler yerine ülkemizin yanında görmek istiyoruz. Türkiye'nin adının terörle değil, teknolojiyle, kültürle, sanatla, demokratik ve insani gelişim standartlarının yükselişiyle anılmasını arzu ediyoruz" dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündemi değerlendirdi. Erdoğan'ın PKK terör örgütünün fesih kararını da değerlendirdiği konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

"On binlerce vatan evladının hayatı pahasına süren bu terör iklimini bitirmek için biz de Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız dönemlerinde hep bir arayış içerisinde olduk. Hatta bu uğurda hiçbir siyasetçinin almadığı riskleri aldık, çok ağır yüklerin altına girdik. Maalesef bu arayışlarımızda karanlık ve kanlı hesapların mahsulü saldırılarla sabote edildi. Neticede örgütün eylemlerine başladığı tarihten bugüne geçen bu sürede Türkü, Kürdü ve diğer kesimleriyle milletimizin tüm fertleri acı çekmiş, kayıp vermiştir. Terör, sadece milletimizin canını yakmamış, ekonomimize de ağır darbe vurmuştur. Türkiye, vatandaşlarının refahı için kullanması gerken trilyon dolarlarla ifade edilen devasa bir kaynağı doğrudan terörle mücadele veya dolaylı olarak terörün yol açtığı ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için harcamıştır. Şunu ekonomi bilen herkes kabul ediyor; bizimle aynı kulvardaki kimi ülkeler gelişmişlik liglerinin en üstüne çıkarken biz yolumuza döşenen mayınları temizlemekle çok vakit kaybettik. Siyasi istikrarsızlığın da etkisiyle maruz kalınan yıkımlar ve ödenen büyük bedeller ülkemizin bugün dahi yaşadığı kimi sıkıntıların kaynağı oldu. Tecrübelerimiz bize ülkemizi kendi siyasi ajandalarının aparatı olarak kullanmak isteyen güçlerin sinsi oyunlarını bozdukça diğer sorunlarımızın çözümünün kolaylaştığını göstermektedir. Bilhassa son 10 yılımız bu gerçeğin pek çok örneğiyle bezelidir.

"Eski paradigmalarla devam etseydik çok açık söyleyeyim bu noktaya kesinlikle gelemezdik"

Eğer 2023 ve Türkiye Yüzyılı vizyonlarıyla değil de eski paradigmalarla devam etseydik çok açık söyleyeyim bu noktaya kesinlikle gelemezdik. İşte böylesine derin bir arka plana sahip terör sorunun ortak akıl, ortak vicdan, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet temelinde nihayetine erme yoluna girmiş olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. 'Sınanmadığın günahın masumu sayılmazsınız' diye güzel bir söz vardır. Devlet ve millet olarak terörle sınandık, bedelini ödedik, derslerini çıkardık ve nihayet bu musibetten tamamen kurtulma aşamasına geldik. Diğer yandan bölgemizde cereyan eden her gelişme terörle hiçbir hayırlı neticeye varmanın mümkün olmadığını da ortaya koymuştur. Terörün, silahın, şiddetin, illegalitenin devri artık kapanmıştır. Meşru ve makbul yollar varken başka yol aramak sadece akıl dışı değil, zamanın ruhuna da aykırıdır. Bunun aksini hiç kimse iddia edemez. Şimdi bir kere şunu açık açık ortaya koymak gerekiyor; güven, huzur, refah içinde yaşamak ancak ve ancak milletçe birlik ve beraberliğimizi güçlendirmekle, kendi geleceğimize sahip çıkmakla, kendi altyapımızı kurmakla, kendi yolumuzu çizmekle mümkündür. Bunu başaramayan ülkelerin ve toplumların ne hallere düştüğünü hep beraber görüyoruz.

"86 milyonun fertleri arasında ülkü, gönül ve fikir birliğini güçlendirmek için çabalıyoruz"

AK Parti olarak her kesimden ve inançtan insanımızla bu mutabakatı sağladığımız için 23 yıldır iktidardayız. Cumhur İttifakı olarak bu mutabakata inandığımız ve omuz verdiğimiz için ülkemizi nice badirelerden kurtardık. Arif Nihat Asya'nın şu sözüne özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Rahmetli şairimiz diyor ki; 'İçimizden biri köprü olmaya razı olmazsa, kıyamete kadar bu suyun kıyılarını bekleriz'. Biz işte bunun için mücadele ediyoruz. Bin yıllık maziden, parlak geleceğimize sağlam bir köprü kurmak istiyoruz. Dünyada siyasi, sosyal, kültürel, ahlaki dengelerin altüst olduğu bir dönemde 86 milyonun fertleri arasında ülkü, gönül ve fikir birliğini güçlendirmek için çabalıyoruz.

Örgüt, aldığı kararla bizim milletimizle zaten yaptığımız ortak yaşam ve ortak gelecek mutabakatına uygun bir adım atmıştır. Örgütün Suriye ve Avrupa kollarının da bu gerçekleri görüp fesih ve silah bırakma sürecine katılmaları hayati öneme sahiptir. Avrupa'daki ve dünyanın diğer yerlerindeki örgüte müzahir lobileri artık Türkiye karşıtı faaliyetler yerine ülkemizin yanında görmek istiyoruz. Türkiye'nin adının terörle değil, teknolojiyle, kültürle, sanatla, demokratik ve insani gelişim standartlarının yükselişiyle anılmasını arzu ediyoruz.

"Gelinen nokta önemli bir başarı ise bunun sahibi 86 milyonun tamamıdır"

Burada şunun altını çizmek durumundayım; şayet gelinen nokta önemli bir başarı ise bunun sahibi 86 milyonun tamamıdır. Bu vesileyle terörsüz Türkiye gayretimizin bugüne gelmesinde emeğini ve fedakarlığını yakinen bildiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli'ye hasseten şükranlarımızı ifade ediyorum. Cumhur İttifakı'nın gücü, dayanışması, ülkenin sorunlarını çözme iradesi ve siyaset üretme kabiliyeti bu süreçte bir kez daha tebellür etmiştir. Yine DEM Parti içerisinde sürece büyük destek veren rahmetli Sırrı Süreyya Önder başta olmak üzere sorumluluk bilinciyle hareket eden tüm isimlere, eş başkanlara, tüm siyasetçilere milletim adına teşekkür ediyorum. Sağduyulu söylemlerin önümüzdeki dönemde de aynen sürdürülmesini bekliyoruz. CHP Genel Başkanı Sayın Özel'e ve diğer siyasi parti yöneticilerine bu süreçte sergiledikleri yapıcı tutum için takdirlerimizi sunuyoruz. Her ne kadar sürece karşı mesafeli, hatta kimi zaman ciddi manada olumsuz tavır takınmış olsalar da sorumlu siyaset çizgisinden ayrılmayan muhalif parti genel başkanlarına da teşekkürlerimizi iletiyoruz. Siyasi rakibimiz de olsa, siyasetçilerin temsil ettikleri toplum kesimlerinin hissiyatına tercüman olma görevlerini demokratik siyasetin meşru zemininde kalarak yerine getirmeleri çok ama çok önemlidir.

"İyimser, ümitvar ama itidalli bir şekilde gelişmeleri takibe davet ediyoruz"

Tabii burada şu noktanın da asla göz ardı edilmemesi gerekir; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin verdiği imkanlar, sürecin bugüne kadar sorunsuz bir şekilde gelmesine hayati katkı sağlamıştır. Böylesine muhataralı bir meselenin yürütülmesinin, konuyu her biri farklı istikametlere çekiştiren koalisyon yapıları içerisinde mümkün olmadığı açıktır. Elbette asıl olan uygulamadır. Sözlerin tutulup tutulmadığının takibini Milli İstihbarat Teşkilatımız titizlikle yapacaktır. Örgüt kendi üzerine düşenleri yerine getirdiğinde artık kalan hususları konuşmak, görüşmek, ilerletmek siyasetin işi haline gelecektir. Dolayısıyla herkesi uçup kaçmadan, sağduyuyu elden bırakmadan, iyimser, ümitvar ama itidalli bir şekilde gelişmeleri takibe davet ediyoruz. İnşallah bundan sonra askerlerimiz vatan savunmasının ve sınır ötesi sorumluluklarının gerektirdiği vazifeleri artık daha rahat ve güven içerisinde yürütebilecektir.

Emniyet Teşkilatımız kaynaklarını ve mesailerini organize suç şebekeleri başta olmak üzere milletimizi tehdit eden yapılarla mücadeleye daha fazla teksif edebilecektir. Bölge insanımız üzerinden kalkan terör gölgesinin rahatlığı içerisinde yeni yatırımlarla, yeni gelir ve istihdam kaynaklarıyla inşallah yaşadığı yerin potansiyelini hakkıyla değerlendirebilecektir. Terörün vesayetinden kurtulan sivil siyaset alanında hem ülkemiz hem şehirlerimiz için artık daha iyi, daha hayırlı, daha etkin ümitler üretme imkanına kavuşacağız. Bu vesileyle uluslararası girişimcileri kazan kazan anlayışıyla ülkemizin ekonomik bakımdan bakir bölgelerine yatırım yapmaya çağırıyorum."

(SÜRECEK)