CHP İzmir İl Başkanlığı’ndan Aliağa’da 23 Nisan kutlaması

CHP İzmir İl Başkanlığı’ndan Aliağa’da 23 Nisan kutlaması

(İZMİR) – CHP İzmir İl Başkanlığı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 105. yılını Aliağa’da coşkulu bir törenle kutladı. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, "Bizi milli bayramları kutlayıp kutlamadığımız konusunda sorgulamışlar. Onlara milli bayramlar konusu iki gömlek büyük gelir. Ne zaman bir milli bayram olsa grip olanlar, nezle olanlar, karınları ağrıyanlar, hastaneye gidenler, Anıtkabir'e gitmekten imtina edenler bizim milli bayram kutlamamızı sorgulayamazlar. Hadi oradan" dedi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 105. yıl dönümü, CHP İzmir İl Başkanlığı tarafından Aliağa ilçesi Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törenle kutlandı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ile başlayan tören, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Kadın Kolları İl Başkanı Zahide Kurun ve CHP İzmir Gençlik Kolları İl Başkanı Ruhsar Selis Çelik’in Atatürk Anıtı’na çelenk sunumunun ardından öğrenciler tarafından 23 Nisan'la ilgili şiir okumasıyla devam etti.

CHP İzmir milletvekilleri, il, ilçe yöneticileri, belediye başkanları ve partililerin katılımıyla gerçekleşen törende konuşan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, "'Ulus egemendir' şiarıyla bugün bir araya geldik. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyen ülkemizin kurucusu, partimizin kurucusu, elimizin Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, egemenliği bir kişinin elinden alıp bütün millete vereli 105 oldu. 105 yıl önce dedi ki; bu düzen böyle sürmez. Bu düzen böyle sürmeyecek. Bir kişi bütün millet adına karar vermeyecek artık. O yüzden milletin kendisi karar verecek. Hem de bunu öyle bir zamanda yaptı ki savaşın ortasında. Savaş başladıktan bir yıl sonra. Dedi ki; bu ülkede bundan sonra rejimin ne olacağına da ülkenin geleceğinin nasıl olacağına da savaşın nasıl yapılacağına da barışın nasıl yapılacağına da bu ülkede yaşayan herkesin nasıl yaşayacağına da bu ülkenin milletin kendisi karar verecektir. O yüzden Türkiye'nin dört bir yanından milletin kendisini Ankara'ya davet etti. Milletin temsilcilerini, milletin mebuslarını, milletin vekillerini Ankara'ya davet etti ve milletin meclisini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurdu. O günden sonra bu ülke sadece bir adamın, sadece bir grup insanın, bir zümrenin değil, milletin egemenliğiyle yönetildi. Ve dedi ki bu millet egemenliğini, milletin iradesini de kime teslim edelim? Ülkenin geleceğine, çocuklarına. Bizim gözümüzün nuru, canımız, ciğerimiz, çocuklarımıza emanet etti" dedi.

"İki gömlek büyük gelir"

"Bugün birileri bizim milli bayram kutlamamızı kendilerine dert etmişler" diyerek sözlerini sürdüren Aslanoğlu, şunları kaydetti:

"Bizi milli bayramları kutlayıp kutlamadığımız konusunda sorgulamışlar. Onlara milli bayramlar konusu iki gömlek büyük gelir. Ne zaman bir milli bayram olsa grip olanlar, nezle olanlar, karınları ağrıyanlar, hastaneye gidenler, Anıtkabir'e gitmekten imtina edenler bizim milli bayram kutlamamızı sorgulayamazlar. Hadi oradan. Siz Cumhuriyet Halk Partilileri size rağmen 30 ilçenin 30'da öyle zorla falan değil sadece devlet törenlerin de değil bugün burada olduğu gibi her yerde gönülden Ata'sına bağlıdır, kurucusuna bağlıdır. Bu devleti kuran tüm kuruculara bağlıdır. Milli bayramlarını büyük bir coşkuyla kutlamaktan büyük bir keyif alır.

"Gönlümüz buruk kutluyoruz"

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı maalesef bugün her iki kısmında da gönlümüz buruk kutluyoruz. Çocuk bayramı ama bugün çocuklar yataklarına aç giriyorlar. Bugün birçok işçi kardeşim çocuğuna bayram elbisesi alamadı. Maaşı bir bayram elbisesi almaya yetmiyor. Gönlü buruk girdi, milyonlarca işçi kardeşim. Emekliler bundan 25-30 yıl önce bu ülkenin refahından öyle ya da böyle payını alan emekliler bu bayramda bırakın torunlarına bir bayram ayakkabısı almayı, torunlarına neneler, dedeler, emekliler bir bayram harçlığı bile veremediler. Esnaf bırakın çocuklarına bir bayram elbisesi almayı, kendisi bir elbise satamıyor ki zaten. Günlerdir kepengi hiçbir şey satamadan açıp kapatıyorlar. Siftah yapmadan evlerine gidiyor. Bu ülkede milyonlarca esnaf. Köylüler seslerini Yozgat'tan ne güzel duyurdular. Traktörleriyle gelip haykırdılar. 'Açız' dediler. 'Bu ülkede tarımı da hayvancılığı da siz bitirdiniz' dediler. 'Artık ne ekin ekebiliyoruz ne hayvan bakabiliyoruz' dediler. Bu ülkede çiftçiliği de hayvancılığı da bitirdiler. Yozgatlı amcam sadece açlık dersi vermedi başka bir ders daha verdi. 'Turp ile şalgam ile devlet idare edilmez' dedi. Bu devleti yönettiğini zanneden herkese akıl dolu bilgi bir ders verdi. Dedi ki; bu adaletsizliklerle bu ülke böyle gitmez. O yüzden bu bayramın ulusal egemenlik kısmında da problem var.

"Milletin iradesinin hapiste olduğu bir bayram yaşıyoruz"

Milletin iradesinin hapiste olduğu bir bayram yaşıyoruz. Bundan 34-35 gün önce, ilk önce 18 Mart'ta Sayın Ekrem İmamoğlu'nun girdiği üniversitedeki bütün dersleri takip etmiş, bütün derslerin sınavlarına girmiş. Bir yalanla, dolanla onun diplomasını iptal ettiler. Millet biliyor ki bu adaletsizlik böyle sürerse bir gün aynı şekilde çocuğuna da, kardeşine de bu zulmü yapacak. Millet görüyor. Nerede kime bir mikrofon uzatılsa yüksek sesle söylüyor. 'Bu işte bir adalet yok' diyor. Sadece bunla kalmadılar. Sayın Ekrem İmamoğlu'nu 19 Mart'ta yalanlarla, dolanlarla, iftiralarla içeri aldılar. Millet bunların hiçbirine inanmıyor. Siz attığınız iftiralarda boğulacaksınız ama eğer bu savlarınızı savunabilecek yüz varsa işte delikanlı meydanı orada. Canlı yayın talep ediyoruz. Ekrem İmamoğlu'nun yargılanmasının canlı yayında televizyonlarda 86 milyonun gözünün önünde yapılmasını istiyoruz. Siz soracaksınız. Silivri zindanında yatan aslan, aslan gibi cevaplayacak. Hepimiz göreceğiz. Bu iftiralarınızla, yalanınızla, dolanınızla siz bu süreci tamamlayamayacaksınız.

"İzmir'de imza sayısı 1 milyon 200 bin sayısını geçti"

Bunlar ihtirasla da milletin iradesine ipotek koymaya çalışsa da öyle sizi bir seçimde değil, iki seçimde değil, defalarca yenen Sayın Ekrem İmamoğlu'nu bir kez daha karşınıza aday olarak çıkacak korkusuyla içeri aldınız ya millet size cevabını verdi. İlk önce dayanışma sandıklarında milyonlarca vatandaş Ekrem İmamoğlu'nu Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı olarak görmek istediğini haykırdı. Ardından milyonlarca vatandaşımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun aday olabilmesi için imza veriyor. Ne mutlu ki bugün itibarıyla İzmir'de imza sayısı 1 milyon 200 bin sayısını geçti. Neredeyse 31 Mart'ta Cumhuriyet Halk Partisi'nin aldığı oy sayısını geçtik. 19 Mayıs'a kadar da bu sayı 2 milyona yaklaşacak inanıyorum. Biz bu mücadeleyi büyüterek devam ettireceğiz. İlk önce 1 Mayıs'ta hepimiz alanlarda olacağız. 'İş, emek, özgürlük' diye bütün meydanlarda bağırmaya ve 'adayımızı yanımızda sandığı önümüzde görmek istiyoruz' diyeceğiz. Ardından 19 Mayıs'ta İzmir'in gördüğü en büyük mitingle birlikte hep beraber haykıracağız. Ekrem İmamoğlu'nu ve üniversite öğrencisi kardeşlerimizi haksız, hukuksuz yere içeride yatan bütün düşünce suçlularını içeriden dışarıya çıkartana kadar bu mücadelemiz devam edecek."

Özlale: "970 bin çocuk işçi var"

CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale ise çocuk işsizliğine dikkat çekerek “Dünyada çocuklara bayramı emanet eden başka bir ülke yok. Başka bir lider yok. Maalesef bugün Türkiye'de herkes sizin kadar şanslı, neşeli değil. 970 bin çocuk işçi var. Çırakları da eklediğimiz zaman 1 milyon 300 bin. Bugün sadece buradaki yüzü gülen yavruların değil bütün yavrulara daha iyi bir gelecek, hak ettikleri gelecek için sonsuza kadar mücadele edeceğiz. Genel Başkanımızın dediği gibi bugün bayrakları asacağız. 19 Mayıs'a kadar da balkonlarımızdan o bayrakları indirmeyeceğiz. Zaten o bayrağın temsil ettiği değerler de partimizin temsil ettiği değerler. Bize mücadelede ışık tutacaklar" diye konuştu.

Taşkın: "Türkiye Cumhuriyeti genç, dipdiri, demokratik ve özgür bir şekilde ilelebet payidar olacak"

CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın da “Bir ülkenin ulusal egemenliğinin çocuklarla yan yana anılması çocuklara verilen önemin göstergesi. 23 Nisan'dan kısa bir süre sonra 19 Mayıs var. O da gençliğe verilen önemin en önemli göstergesi. Bu da bize şunu gösteriyor; Türkiye Cumhuriyeti genç, dipdiri, demokratik ve özgür bir şekilde ilelebet payidar olacaktır. Milli egemenliğe bugün darbe vurmaya çalışanlar yarın tarihe kavuşmuş olacak. 15-20 yıl sonra, 30 yıl sonra, 40 yıl sonra hâla Cumhuriyet Halk Partisi dimdik ayakta olacak, ulusal egemenliği korumaya devam edecek. Ona bu kumpasları kuranlar ise tarihinin bilinmedik bir yerinde unutulacaklar. Buna inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Serçe: "Halk iradesine ve demokrasiye yönelik tehditleri büyük bir endişeyle izliyoruz"

CHP Aliağa İlçe Başkanı Ali Serçe de "105. yılında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken halk iradesine ve demokrasiye yönelik tehditleri büyük bir endişeyle izliyoruz. Çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras özgürlük, eşitlik ve adalettir. Bu değerlerin teminatı ise halkın egemenliğidir. Bu egemenliğe gölge düşürmeye çalışan her türlü antidemokratik girişimin karşısında durmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.