CHP’li Çakırözer Eskişehir’deki proje okul mağduru öğretmenlerle iktidara seslendi: "Keyfi atamalara derhal son verilsin"

(ESKİŞEHİR) - CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, proje okulları uygulaması kapsamında yapılan atamalara ilişkin "Okullarda kadrolaşma amacıyla bilgili, donanımlı, iyi yetişmiş, Cumhuriyet değerlerini, Atatürk ilkelerini, çağdaş eğitimi kendine ilke edinen öğretmenleri yok sayıyorlar. Okullardan gönderiyorlar. Hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde öğretmenin sözü dinlenmiyor. Ortada büyük bir yanlış var. Yapılması gereken bir an önce bu atamaların iptal edilmesi ve en kısa sürede bu proje okulları garabetine son verilmesidir. Burada ortak talebimiz, ne olduğu belli olmayan tamamen keyfi atamalara derhal son verilsin" dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Çakırözer, Eskişehir’de proje okulları uygulamasındaki atamalar nedeniyle yerlerinden gönderilen öğretmenlerle bir araya gelerek, yaşadıkları mağdriyetleri dinledi.
CHP’li Çakırözer’in dinlediği Gazi Meslek Lisesi’nde uygulama anaokulu öğretmeni, "40 yıldır öğretmenim. 38 yıldır okulumda öğretmenlik yapıyorum. Ben Anaokulu öğretmeniyim. Ama beni de proje okulları için mağdur ettiler, ben de gidiyorum. Okulumuzda proje okulu olarak bir bölüm var, grafik bölümü. Biz sadece bir bölümden dolayı mağdur oluyoruz. Sınavla gelmedim, 3-6 yaş çocuklara öğretmenlik yapıyorum. Ama proje okulu diye beni de mağdur ediyorlar. Benim aylıkla ödüllendirmem var, kaymakamlık ödüllerim var. Ben 40 yıllık öğretmenin ama asla oturmuyor, çalışıyorum. Havuza alındım" ifadelerini kullandı.
"Kara listeye alınan öğretmenleriz"
Çocuk Gelişimi Bölümü öğretmeni de "Ben de 40 yıldır bu mesleği yapıyorum. Yurt dışında da 5 yıllık hizmetim var. Bolca ödülümüz var. Okulda en yüksek puanlı öğretmenlerden biriyim. Ben de müdürün keyfi atamasına dahil olmuş, listesine girmiş öğretmenlerden biriyim. Biz bu özelliklerimize rağmen kara listeye alınan öğretmenleriz" şeklinde konuştu.
"Çoğu atanan öğretmenlerin kriterlerini de bilmiyoruz"
Proje okuldaki bir Edebiyat öğretmeni de puanı yüksek olduğu halde atanamadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Benden daha düşük puanı olan arkadaşlarımız atandı. Neye göre yapıldı bilmiyoruz. Aramızda doktorası, üstün başarı belgesi olan öğretmenlere hiçbir sebep gösterilmeden ‘siz gidin’ denildi. Ancak gidebilecekleri okulları bile engellediler, havuzda kaldılar. Şu durumda ciddi bir mağduriyet var.
Sayın Bakan, bizler bu okulları işgal etmişiz, bu okullardan gitmek istemiyoruz gibi bir algı yaratıyor. Kesinlikle böyle bir şey yok. Bizler misyonumuzu tamamladığımız zaman kesinlikle gideriz. Tek istediğimiz şu, yeni gelen arkadaşlarımızın dosyasını açsınlar, bizim dosyamızı açsınlar ve bize ‘Hocam yeni gelen arkadaş donanımlı, sizden daha donanımlı’ desinler. Biz gönül huzuruyla kurumlarımızı o arkadaşlarımıza teslim etmeye hazırız. Ve severek, arkadaşlarımızı takdir ederek, kurumdan ayrılırız tek istediğimiz bu. Bizim amacımız zaten çocuklarımızı bizden daha iyi öğretmenlere bırakmak. Ama yaşanan bu değil. İyi bir kriter olsun. Ve bizim yerlerimizi onlar alsın. Biz hangi kriterleri karşılayamıyoruz belli olmadığı gibi çoğu atanan öğretmenlerin kriterlerini de bilmiyoruz."
"Benden düşük puanlı 3 kişi okulunda kaldı"
Bilişim Teknolojileri Bölümü öğretmeni de "Alanımda puan sıralamasında 5. sıradayım. Benden düşük puanlı 3 kişi okulunda kaldı. Tezli yüksek lisansım da olmasına rağmen hiçbir açıklama yapılmadan il emrine alındım" diye konuştu.
"Herkes eşit imkanlarda eğitim almalıdır"
Eskişehir Eğitim İş Şube Başkanı Fadime Arslan da şunları söyledi:
"181 öğretmen Eskişehir’de istemelerine rağmen hiçbir okula atanmamıştır. Neden olduğunu sorduğumuzda hiçbir cevap alamıyoruz. Burada atanamayan öğretmenler de mağdur. Yani o okulda olmayıp da proje okulu isteyen ‘neden atanmadım’ sorusuna cevap bulamıyor. Öğretmen odasını ayrıştırdılar öğretmenleri birbirine düşürdüler çünkü bir kriter olsaydı kalan da zan altında kalmayacaktı. Giden ‘neden gidiyorum’ diye soruyor gelemeyen ‘neden gelemedim’ diye soruyor. Ama Bakanlık, bize her zamanki gibi kör, sağır, dilsiz.
Nitelikli eğitim almak anayasal haktır. Her çocuğumuz eşit imkanlarda eğitim almalıdır. Bu yüzden de okulları proje okulları, nitelikli okul, niteliksiz okul diye ayırmak hem velilere hem öğrencilere hem de öğretmenlere yapılan büyük bir haksızlıktır. Proje okullarının asıl amacı, nitelikli okul diye tabir ettikleri ve Eskişehir'in gerçekten çok iyi öğrencilerinin gittiği bu okullardaki kurum hafızasını yok etmektir. Özellikle Atatürkçü, Cumhuriyetçi öğretmenleri buradan alıp o kurumdaki kültürü yok etmek istiyorlar. Çünkü okul bir kültürdür. Bu haksızlıktan bir an önce vazgeçilmelidir. Proje okulları bir garabettir ve bu garabete son verilmelidir. Herkes eşit imkanlarda eğitim almalıdır.
"Veliler de yine vefa örneği gösteriyorlar"
Gençlik bugün dedi ki ben öğretmenimi yalnız bırakmayacağım. Bütün okullarda öğretmenlerine destek vermek için onlar da bahçede değişik etkinlikler yaptılar. Buna eylem deyip çocuklara disiplin cezası vermeye çalışıyorlar. Eylem değildir bu vefadır. Bu vefa duygusuyla öğretmene sahip çıkmadır. Bu da proje okullarındaki öğretmenlerin aslında öğrencilerle çok iyi bir bağ kurduğunu göstermiştir bugün. Sadece bu da değil, veliler de yine vefa örneği gösteriyorlar."
"Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız"
Eskişehir Eğitim Sen Şube Başkanı Özkan Demirkol da büyük bir haksızlık söz konusu olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Tamamen keyfiyete dayalı atamalar. Arkadaşlarımızın liyakatlerinin hiçe sayılıp öğrencilerinden koparılması ve itibarlarının bu şekilde yerler altına alınması bizim için kabul edilebilir bir durum değil. Bundan sonraki eylemliliklerimiz devam edecek. Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız."
"Ortada büyük bir keyfiyet var"
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de "Bu keyfiyetin arkasında siyasi bir amaç var" diye konuştu. Proje okul uygulamasından derhal vazgeçilmesi çağrısında bulunan Çakırözer, şunları söyledi:
"Görüyoruz ki Milli Eğitime yönelik, okullara yönelik ele geçirme amacı var. Öğretmenler mağdur, öğrenciler mağdur, veliler mağdur. Bu öğretmenlerin hepsi yıllarını bu mesleğe vermiş alanlarının en iyi isimler ama neden gönderildiklerini bilmiyorlar. Yine proje okuluna gelmek için başvurmuş birbirinden değerli öğretmenler var neden alınmadıklarını bilmiyorlar. Ortada büyük bir keyfiyet var. Türkiye'de okulların daha da iktidarın güdümünde ideolojik yönlendirmeyi amaçlayan bir kampanyanın son ayağı ile karşı karşıyayız. Okullarda kadrolaşma amacıyla bilgili, donanımlı, iyi yetişmiş, Cumhuriyet değerlerini, Atatürk ilkelerini, çağdaş eğitimi kendine ilke edinen öğretmenleri yok sayıyorlar, okullardan gönderiyorlar. Burada maalesef ne eğitim camiasının emekçileri olan öğretmenlerin sözleri dinleniyor ne onların tavsiyeleri dinleniyor ne liyakate bakılıyor ne deneyime bakılıyor. Hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde öğretmenin sözü dinlenmiyor. Ortada büyük bir yanlış var. Yapılması gereken bir an önce bu atamaların iptal edilmesi ve en kısa sürede bu proje okulları garabetine son verilmesidir. Burada ortak talebimiz, ne olduğu belli olmayan tamamen keyfi atamalara derhal son verilsin."