Van'da 4 siyasi partiden çalıştay: "Kürtler ne yapmalı?”

Van'da 4 siyasi partiden çalıştay: "Kürtler ne yapmalı?”

(VAN) - Van'da 4 siyasi partinin katılımıyla, Kürt sorununun çözümüne yönelik gelinen aşamanın ele alındığı "Yaşanan Son Gelişmeler Karşısında Kürtler Ne Yapmalı?" başlıklı bir çalıştay düzenlendi. Çalıştayda Kürt halkının önündeki fırsatları değerlendirmesi gerektiği ve barışçıl, demokratik yöntemlerle hak mücadelesinin sürdürülmesi gerektiği mesajı verildi.

Van Ticaret ve Sanayi Odası’nda 4 siyasi partinin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştaya yoğun katılım oldu. Çalıştaya Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK PAR), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) temsilcileri katıldı. Etkinlikte divan başkanlığını PWK Van İl Başkanı Hüsammetin Acar, PSK Van İl Başkanı Tayip Kızılyıldız, HAK PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdulmanav Kıran ve Sinan Elçi üstlendi.

İlk olarak söz alan PSK Van İl Başkanı Tayip Kızılyıldız, dört Kürt siyasi hareketinin toplumun gündeminde yer alan sürece dair gelişmelere karşı "Kürtler ne yapmalı" başlığı altında çalıştay düzenlediklerini belirtti.

"Kürt meselesi bir milletin temel hak ve özgürlükler meselesidir"

PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel Orta Doğu’da yeni bir düzenin kurulduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Türkiye'de geçen sene Bahçeli'nin yaptığı çağrıyla başlayan bir süreç var ve bu süreç Orta Doğu'daki gelişmelerle paralel olarak giderek hızlanıyor. Orta Doğu'da yeni bir düzen kuruluyor. Esad rejimi yıkıldı. İran topun ağzında. Kürt karşıtı düzen önemli darbeler yiyor. Suriye'de Kürtlerin önünde tarihi fırsat Türkiye'de Kürtlerin önünde tarihi fırsatlar var ve biz inanıyoruz ki hem Suriye'deki Kürt halkı hem de diğer halklar önümüzdeki süreçte elbette yoğun diplomatik görüşmeler sonucunda orada demokratik, ademi merkeziyetçi bir sistem kuracaklardır. Bunun hem Türkiye'ye hem diğer ülkelere yansıması olacaktır. Türkiye'de de işleyen bir süreç var henüz adı konulmasa bile.

Şu anda Sayın Erdoğan bu süreci daha çok PKK'nın silahsızlandırması olarak nitelendiriyor. Elbette bu önemli bir adım. Türkiye'nin, Kürtlerin silahlardan, çatışmadan kurtulması, PKK'nın bu sürece son vermesi önemlidir. Siyaseti rahatlatacaktır, siyasete yeni bir soluk aldıracaktır ve Kürtlerin temel hakları için verdiği mücadeleye yeni bir ivme kazandıracaktır. Ama hep söylüyoruz, Kürt meselesi PKK meselesi değildir, sadece terör meselesi değildir. Kürt meselesi bir milletin temel hak ve özgürlükler meselesidir. Kendi coğrafyasında özgürce yaşamak, kendi kimliğiyle tanınmak, kendi dilini kullanmak ve Türkiye'de federal sistem içinde kendi bölgesinde kendi kendisini idare etmesidir. Biz buradaki üç parti bütün bu gelişmeleri değerlendirip toplumun, halkımızın görüşlerini alarak bu sürece ilişkin nasıl doğru, nasıl gerçekçi bir politika izleyebiliriz ve bu süreci hem Kürtlerin hem Türkiye'deki demokrasi güçlerinin lehine nasıl çevirebiliriz bunun çabası içindeyiz. Halkımızın ilgisi son derece iyi çünkü herkes bu yaşanan meselelerden muzdarip silahtan savaştan herkes de bir an önce silahların susması ve siyasetin normalleşmesini istiyor ve destekliyor."

"Şu andaki süreci negatif bir bakış olarak nitelendirebiliriz"

KDP Temsilcisi Sertaç Bucak ise, şunları kaydetti:

"Biliyorsunuz Ekim 2024'te sayın Bahçeli'nin bir açıklamasıyla bir sürecin olduğundan hepimiz haberdar olduk. Tabi bu sürecin arkasında sponsor devletler de var, Batılı ülkeler. Sayın Öcalan 27 Şubat'ta yaptığı açıklamada partisinin silah bırakmasını ve kendisini bir kongre kararıyla feshetmesini istedi. Biz bu adımı destekliyoruz. Çünkü Kürt hareketinin şiddetten arındırılması Kürt meselesinin Türkiye'de barışçıl, demokratik, siyasal bir çözümün katkı sunacak. Hatta silahların susmasıyla, bırakılmasıyla birlikte yasal, demokratik, meşru çalışma ve mücadele öncelik kazanacaktır. Ve Kürt sorununun çözümü için asıl mesele o zaman başlayacaktır. Yani şu andaki durumu negatif bir barış olarak nitelendirebiliriz. Yani silahlar susacak ama silahların veya şiddetin bir daha halkımızın yaşamına girmemesi için sorunun anayasal çerçevede mutlaka çözülmesi gerekiyor. Bu ikinci adımdır ama şu andaki önemli olan şey silahların susması ve Kürt hareketinin şiddetten arındırılmasıdır."

Bucak, Cumhurbaşkanının İmralı Heyeti'yle görüşmesinin umut verici olduğunu belirterek, "Ama burası Orta Doğu, devletler var, İran var, her şey her zaman karışabilir. Onun için bu işi bir an evvel bitirmekte ve adımlar atmakta fayda var" diye konuştu.

"Ortadoğu'da Kürt halkı eski bir kavimdir"

HAK PAR Genel Başkanı Düzgün Kaplan, şöyle konuştu:

"Ortadoğu'da önemli değişimler var. Yani özellikle Arap Baharı ile başlayan ve İsrail-İran Savaşı ile devam eden Orta Doğu'da önemli değişimler var. Bu değişimler hem kendi çıkarları için büyük emperyal devletler için tarihi fırsatlar, ezilenler için de tarihi fırsatlar. Yani Kürt meselesi çözülmediği sürece Orta Doğu'da kan revanın durmayacağı kanaatindeyiz. Yani Kürtler de ulus olmaktan, millet olmaktan kaynaklanan haklarını almak zorundadır. Böyle bir süreç yaşıyoruz. Türkiye'de de biliyorsunuz bu son dönemlerde bu PKK'nın silah bırakma meselesi var. Biz PKK'nin silah bırakmasını, kendisinin feshetmesini destekliyoruz. Çünkü bu silah Kürt halkına, en başta Kürt halkına zarar verdi. O yüzden silahın durması önemlidir. Fakat mesele sadece PKK'nın silah bırakma meselesi de değil mesele Kürt meselesidir. Bu meselenin çözümü konusunda da devlet adım atmalı. Biz de diyoruz ki Kürt tarafı olarak, yani Kürtler de haklarını alanlara ve Türkiye siyasetine söylemeli. Bu çalıştayı yapıyoruz. Çalıştayı da onun içindir. Van'daki halkımızı dinlemek istiyoruz."

Son olarak söz alan Kürdistan Yurtseverler Partisi Genel Başkanı Mustafa Özçelik ise, Kürt sorununun ancak Kürt partileri, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerinden oluşan güçlü bir Kürt temsil heyetinin Türkiye Devleti ile doğrudan müzakereler yürütmesiyle çözülebileceğini söyledi. Bu sorunun özünde bir halkın kendi vatanında kendini yönetme ve demokratik haklarını elde etme meselesi olduğunu belirtti.

Konferansta ortak olarak, Kürt halkının önündeki tarihi fırsatları değerlendirmesi gerektiği ve barışçıl demokratik yöntemlerle hak mücadelesinin sürdürülmesi gerektiği mesajı verildi.