DEM Partili Altın: “Her dört çocuktan biri okula aç giderken MEB'in çocuk yoksulluğunun nasıl krize dönüştüğünden bihaber olduğunu görüyoruz”

(TBMM) - DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla TBMM’de düzenlediği basın toplantısında; DEM Parti Çocuk Komisyonu’nun çocukların yaşadığı sorunlara ilişkin tespitlerini paylaştı. Altın, “Her dört çocuktan biri okula aç giderken ne yazık ki Milli Eğitim Bakanlığı'nın her öğün ücretsiz yemeğe ilişkin başlatılan kampanyalara ihtiyaç olmadığını söylemesi, çocuk yoksulluğunun nasıl bir krize dönüştüğünden ve çocukların geleceğini nasıl tehdit ettiğinden ne yazık ki bihaber olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
DEM Partili Güneş Altın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Ülkede çocukların eğitim, sağlık, adalet ve barıştan muzdarip bir şekilde yaşadığına dikkat çekerek “Aslında ekonomik, psikolojik, sağlık sistemine ve eğitime yönelik pek çok sorunla birlikte yaşamlarını sürdürmeye, ağır bir yükün altında ezilmeye devam ediyor. Çünkü TÜİK’in 2024 yılı verilerinde de aslında çocuk yoksulluğunun ne boyutlara ulaştığının, çocuk yoksulluğunun bu şekilde devam ettiğinde bir toplumsal krize dönüşecek boyutlarda olduğunu aslında bir kez daha görüyoruz” diye konuştu.
“Çocuklar yetersiz beslenme ve yoksulluk sebebiyle okulları terk ediyor”
Bugün her dört çocuktan birinin okula aç gittiğini ve okulda açlık sebebiyle baygınlık geçirdiğini söyleyen Güneş Altın, şunları kaydetti:
“Sanıyorum bundan daha kötü olan başka bir şey daha var ki her dört çocuktan biri okula aç giderken ne yazık ki Milli Eğitim Bakanlığı'nın her öğün ücretsiz yemeğe ilişkin başlatılan kampanyalara da buna bir ihtiyaç olmadığını söylemesi ve aslında orada dağıtılacak olanların çocuklar tarafından yenmeyeceğini ifade ederek bu tablodan bihaber olduğundan, çocuk yoksulluğunun nasıl bir krize dönüştüğünden ve çocukların, toplumun geleceğini nasıl tehdit ettiğinden ne yazık ki bihaber olduğunu görüyoruz. Çünkü bu bihaber oluş aslında çocukların yetersiz beslenme, yoksulluk sebebiyle okul terkine sebep olduğu ve yaklaşık bir buçuk milyonu aşkın öğrencinin örgün eğitim dışında kaldığını gösteriyor. Aynı zamanda bu örgün eğitimden uzak kalma, çocuğu pek çok boyutuyla başka problemlere, başka risklere işçileştirilmiş çocuktan ne yazık ki bir cinsel istismar türü olan erken evliliğe kadar açan çok ciddi risklerin boyutlarını da ne yazık ki arttırdığını ifade edebiliriz.”
“İktidar en az bir öğün ücretsiz yemeği seçim vaadi sunsa da yerine getirmedi”
Güneş Altın, en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesine ilişkin “Aslında iktidar bunu bir seçim vaadi olarak sunmuş olsa da ne yazık ki bu vaadini yerine getirmediğini ve çocukların okullarda açlıkla, yoksullukla, sağlıklı beslenememenin getirdiği pek çok anemiyle, öğrenme güçlüğüyle, bilişsel gerilemeyle, raşitizmle, kas zayıflıklarıyla mücadele etmek zorunda kaldığını görüyoruz” dedi.
“Anadilde eğitim yalnızca kültürel hak olmanın ötesinde pedagojik gelişim açısından kritik bir öneme sahip”
Anadilde eğitime ilişkin de konuşan Güneş Altın, “Çocukların 100 yıldır kendi ana dillerinden eğitim alma haklarını engelleyerek aslında çocukları başka türlü bir yoksunluğa mahkum ettiği bir mesele var ki bu mesele 100 yıldır bizlerin gündeminde. 100 yıldır aslında örmeye çalıştığımız siyasetin ana dilde eğitimin çocuklar için ne kadar önemli bir mesele olduğunu belki 23 Nisan'ın yaklaştığı bu günlerde bir kez daha dile getirmek gerekir. Çünkü anadilde eğitim yalnızca bir kültürel hak olmanın ötesinde pedagojik ve psikolojik gelişim açısından kritik bir öneme sahiptir” diye konuştu.
“Nisan ayında dört tane çocuk MESEM'lerde hayatını kaybetti”
Güneş Altın, MESEM’lere ilişkin ise şunları söyledi:
“MESEM’ler artık yalnızca çocukların emeğinin sömürüldüğü bir mekanizma değil, çocukların katledildiği, çocukların canına kasteden bir mekanizma olarak da ne yazık ki kendini sürdürmeye devam ediyor. En son nisan ayı içerisinde dört tane çocuğun MESEM'lerde hayatını kaybettiğini ne yazık ki acı bir şekilde basından takip ettik. MESEM'ler adeta bir sömürü ordusu haline getirilmek istenen çocukların Türkiye'de yaşadığı gerçekliği çarpıcı bir şekilde yüzümüze vuruyor.”