Eskişehir’de kurulan feminist takas pazarında iktidara tepki: “Sezaryen de doğurmak da doğurmamak da bizim kararımız”

(ESKİŞEHİR) - Eskişehir'de Kadın Savunma Ağı tarafından kurulan takas pazarında konuşan Nazlıcan Arık Kaya, sezaryen tartışmalarıyla ilgili, “Kendi bedenimiz üzerindeki söz hakkı yalnızca bize aittir. Kürtaj da sezaryen de doğurmak da doğurmamak da bizim kararımızdır” dedi.
Kadın Savunma Ağı tarafından Eskişehir’de Ulus Anıtı’nın bulunduğu alana feminist takas pazarı kuruldu. Takas pazarında ellerinde, "Kadının yeri direniştir", "Kadın, yaşam, özgürlük" yazılı dövizler taşıyan kadınlar, son günlerde yapılan sezaryen doğumla ilgili açıklamalara tepki gösterdi.
Burada açıklama yapan Nazlıcan Arık Kaya, şu ifadeleri kullandı:
"Bugün burada, direnişin barışçıl ve dayanışmacı haliyle buluştuk. Tüketimden gelen gücümüzü sivil bir direnişe dönüştürmenin zamanıdır. Takas, sadece bir alışveriş biçimi değil; Anadolu’nun hafızasından gelen bir karşı duruştur. Kapitalizmin 'hep daha fazlası' dayatmasına karşı bir hayırdır. İhtiyacımız olmayanı paylaşmak, ihtiyacımız olanı harcamadan edinmek; doğaya ve birbirimize kulak vermektir. Atık değil, ihtiyaç görüyoruz. Harcamak değil, paylaşmak istiyoruz. Doğayı sömüren değil, ona kulak veren bir toplumsal hafızayı birlikte yeniden kuruyoruz. Küle muhtaç kaldığımız şu günlerde, komşumuza kibrit veriyoruz. Kötülerin inşa ettiği sistemi, bu kibritle tutuşturacağız.
“Toplumsal dayanışma ağlarımızı yeniden örüyoruz”
Ve bunu yaparken uzun zamandır unutturulmuş toplumsal dayanışma ağlarımızı yeniden örüyor, tanışıyor, kaynaşıyor, kahkahayla güçleniyoruz. Umutsuzluk, bizi evde tutmak istiyor. Ama biz biliyoruz: Bu karanlıkta, kahkahalarımızın sesi en çok duyulan şey olacak. Sermayeyle iç içe geçmiş iktidarın aldığı her karar, bizim yaşamlarımızı şekillendiriyor. Diplomalarımız iptal edilebiliyor, tapularımız güvencesiz hale getirilebiliyor. Deprem bölgesi Hatay’da, Samandağ’da acele kamulaştırma kararıyla halkın geçim kaynağı olan topraklar gasp edildi. Zeytin ağaçları yalnızca ağaç değil, hafızadır. Ve biz bu hafızayı sermayeye karşı koruyoruz. Kar hırsıyla altın madeni işletenler Eskişehir’de, Sakarya Havzası’nda, Kazdağları’nda doğayı talan etmeye çalışıyor. Sokak hayvanlarının katledilmesine zemin hazırlayan yasaların karşısındayız. Ölüm kampına döndürdükleri barınaklarda yetkililerin cezasızlık politikalarıyla hayvanlara yönelik şiddeti teşvik ettiğini gözlerimiz önünde görüyoruz. Buldozerlerin önünde, hayvanların yaşam haklarının yanında, ağacın gövdesindeyiz.
“Sezaryen de doğurmak da doğurmamak da bizim kararımız”
Ve bedenlerimiz. Kendi bedenimiz üzerindeki söz hakkı yalnızca bize aittir. Kürtaj da sezaryen de doğurmak da doğurmamak da bizim kararımızdır. Kadınların doğum tercihlerine dair kurulan ikiliklerle bedenimiz denetleniyor. Futbol sahalarında 'doğal olan normal doğumdur' pankartı açtıranlara sesleniyoruz, vajina diyemeyenler doğum politikası yapamaz! Bedenimiz küfür nesnesi değil, direniş alanıdır! Doğumu da doğurmamayı da kürtajı da kararı da biz belirleyeceğiz."