Hakan Fidan: 15 Filistinli hapishaneden bırakıldıktan sonra Kahire Büyükelçiliğimiz üzerinden kardeşlerimize vize verildi ve Türkiye’ye geldiler
(ANKARA) - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati ile düzenlediği ortak basın toplantısında; Gazze'deki ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılan bazı esirlerle ilgili, “Türkiye’de gelen talep üzerine bu konuda Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle olumlu bir tavır gösterdik. Birkaç gün önce 15 Filistinli hapishaneden bırakıldıktan sonra Kahire’deki Büyükelçiliğimiz üzerinden kardeşlerimize vizeleri verildi ve Türkiye’ye geldiler. Diğer bölge ülkelerinin de bu konuda rol almasının çok yararlı olacağını düşünüyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati ile Bakanlık’ta bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Fidan şöyle konuştu:
“Mısır ile olan ilişkilerimiz her geçen gün kuvvetleniyor. Bölgesel konularda daha yakın iş birliği yapıyoruz. 2025 yılı Mısır ile diplomatik ilişkilerin tesisinin 100’ücncü yıl dönümünü teşkil ediyor. Bu önemli yılda gerek ikili gerek bölgesel konularda daha yakın bir çalışma içinde olacağız.
2024 yılında ticaret hacmimiz bir önceki yıla göre yaklaşık 1 milyar dolar artışla 9 milyar dolara ulaştı. Mısır’daki Türk yatırımcılar kapasitelerini genişletiyor, yeni üretim tesisleri kuruyor.
“Yerel sorunlara ithal çözüm arayışları bölgemize huzur getirmedi”
Bizler bölgemizdeki sorunlarla ilgilenmezsek üçüncü ülkeler gelip bölgesel meselelerde belirleyici politikalar izliyorlar. Şu hususun artık kabul edilmesi gerekiyor, yerel sorunlara ithal çözüm arayışları bölgemize huzur getirmedi. Tam aksine yabancı güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda attığı adımlar bize savaş, istikrarsızlık ve yoksullu olarak geri döndü. Bu gözlemden hareketle çevremizdeki sorunlarla daha yakından ilgilenmemiz ve kendi çözümlerimizi ortaya koymamız gerekiyor.
“Filistin’in de İsrail’in de barışa, huzura ihtiyacı var”
Gazze’deki ateşkesin sağlanması için gösterdikleri çabalardan ötürü Mısırlı kardeşlerimize teşekkür borçluyuz. Kendileri olağanüstü bir gayret ortaya koydular. Mısırlı yetkililer Katar ve diğer ülkelerle beraber büyük bir çaba sergilediler. Şimdi bu ateşkesin kalıcı olması için uluslararası toplumun seferber olması gerekiyor. Pazar günü Doha’da Hamas Siyasi Büro üyeleriyle bir görüşme yaptım. Hamas tarafı ateşkes anlaşmasının gereklerini yerine getirmek konusunda herhangi bir tereddüt taşımıyor. Ancak İsrailli esirler serbest bırakıldıktan sonra Netanyahu hükümetinin nasıl bir tavır takınacağı hususunda tüm dünyada bazı soru işaretleri var. Netenyahu’nun savaşı yeniden başlatma ihtimali barıştan yana olan herkesi endişelendiriyor. 16 ay süren savaşın ardından Filistin’in de İsrail’in de barışa, huzura ihtiyacı var. Uluslararası toplum ortak bir duruş sergilemeli ve Netanyahu’nun siyasi çıkarlar uğruna soykırımı yeniden başlatmasına engel olmalıdır.
Türkiye olarak ateşkesin ilanından bu yana Gazze’ye 8 bin 500 ton insani ton yardım sevk ettik. Böylece krizin başından itibaren yolladığımız yardım miktarı 97 bin tona ulaştı.
“Filistinlileri anayurtlarından kovmayı hedefleyen her türlü girişime karşıyız”
Son günlerde Filistinli halkını kendi topraklarından koparılması fikri tekrar gündeme getiriliyor. Filistinlileri anayurtlarından kovmayı hedefleyen her türlü girişime karşıyız. Bu fikir uluslararası hukuka da insanlık vicdanına da aykırıdır. Böylesi bir adım hiçbir sonuç vermeyecek sadece ve sadece yeni çatışmalara yol açacaktır. Aynı zamanda bölge ülkelerin iç huzurunu olumsuz etkileyecektir. Filistinlileri ana yurtlarından kovmaya dönük her türlü girişimin karşısında durmalıyız. Batı Şeria’da Filistinlileri hedef alan saldırıların artmasından da büyük endişe duyuyoruz. Batı Şeria’daki operasyonlara ve yerleşimcilerin yarattığı teröre bir an önce son verilmesi gerekiyor. Filistinlilerin Mısır’a ve Ürdün’e sürgüne gönderilmesi konusunda ortaya atılan fikirlerin beyhude olduğunu, bu konuya sonsuza kadar karşı çıkacağımızı Mısır ile bu konuda dayanışma içerisinde olduğumu bir kez daha dünyaya duyurmak istiyorum.
“Suriye’deki istikrarın ön koşulu ülkenin terörden arındırılmasıdır”
Suriye’nin istikrarlı ve huzur dolu bir ülkeye dönmesi bölgesel düzeyde hepimizin çıkarına olacaktır. Geçiş sürecinin kapsayıcı olması ve hukukun üstünlüğü temelinde ilerleyebilmesi için Suriye’nin yeni yönetimine destek sağlaması önem taşımakta. Suriye’deki istikrarın ön koşulu ülkenin terörden arındırılmasıdır. DEAŞ ve PKK/YPG terör örgütleri Suriye’ye yönelik en önemli iki tehdit kaynağı durumundadır. Suriye’nin normal bir ülkeye dönüşmesi için tarihi bir fırsat yakalanmıştır. Böylesi bir dönemde terör örgütlerine yönelik ortak bir mücadele yürütülmesi gerekmektedir. Bu amaçla Suriye’ye komşu ülkelerin DEAş’a karşı beraber çalışabileceğini düşünüyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor. Suriye’deki yönetimin terörle mücadele kapasitesini de desteklemeyi sürdüreceğiz.”
Abdulati: Dışişleri Bakanı olarak ilk ziyaretim
Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati ise konuşmasında şunları kaydetti:
“Bu ziyaretim benim Dışişleri Bakanı olarak ilk ziyaretim. İlk ziyaretimin iki ülkenin diplomatik ilişkilerinin 100’üncü yılının kutlanmasıyla tevakkuf ediyor. İki ülkenin ortak tarihi ve kardeşleri bağları var. Derin geçmişe dayanan bir iş birliği var.
Ortak tarihi geçmiş iki ülkenin ilişkilerinin geliştirilmesine de katkı sunuyor. Bölgesel ve uluslararası meselelerde de vizyon ve misyon birliğini ifade ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı Sisi ve değerli Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Yüksek Stratejik Konseyi de bu bağlamda kurulmuştu. Değerli kardeşim Hakan Fidan ile çok verimli bir görüşme icra ettik. İki ülke arasındaki ikili meseleleri görüştük. İkili ilişkiler ve iş birliğinin ilerlemesinden duyduğumuz memnuniyeti karşılıklı ifade ettik.
Bu sene 8,9 milyar dolara ulaştı ticaret hacmimiz. 15 milyar dolar hedefimizi yakalamanın önemini vurguladık. İki ülkenin Cumhurbaşkanı bu konuda anlaşmışlardı. Bunun için de yol haritası belirlenmesinin önemini ve bunun için oluşabilecek engel ve handikapların kaldırılmasının önemini vurguladık.
“Filistin halkının haklarına gasp eden bütün müdahalelere karşıyız”
Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki gelişmeleri ele aldık. Ateşkes anlaşması sonrası Gazze’deki durumu detaylıca ele aldık. Üç aşamalı olarak imzalanan ateşkes anlaşması ve anlaşılan esir takası, uzun bir çaba ile gerçekleştirdi. Mısır, Katar ve ABD 15 aylık süreci sonunda gerçekleştirdi. Bakan Fidan’a son gelişmeler hakkında bilgi verdim ve buradaki handikaplardan da bahsettim. Kendisiyle şu konuda anlaştık, ortak çalışmaya ve bu anlaşmanın bütün maddeleriyle gerçekleştirilmesi için ortak çalışacağımız konusunda anlaştık. Türkiye ve Mısır’ın bu konudaki görüş birliğini vurguladık. Özellikle de iki devletli çözümü, 1967 sınırları esasında, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasının önemini vurguladık. Ben de Filistin halkının haklarına gasp eden bütün müdahalelere karşı olduğumuzu ifade ettim ve ayrıca işgal altındaki Filistin topraklarındaki tek taraflı girişimlerin, yerleşim girişimlerinin ve askeri baskınların sonlandırılması gerektiğini ifade ettik.
Uluslararası çabaları birleştirmek amacıyla Mısır’da geniş kapsamlı bir konferans düzenlenmesi planlanıyor. Filistin halkının haklarına verdiğimiz desteği vurgulamış olacağız.
Gazze’deki Filistin halkının kendi topraklarında, ana yurdunda yaşama hakkını vurguladık. Bu yüce halkı kendi toprağından kovmaya yönelik bütün girişimlere karşı olduğumuzu da ifade ettik.
“Suriye’in Arap dünyasındaki etkin rolüne tekrar dönmesi yönündeki temennilerimizi ifade etmek istiyorum”
Suriye’nin istikrarı, güvenliği, toprak bütünlüğü ve halkının refahı Mısır için bir önceliktir. Kardeş ülke Suriye için biz böyle düşünüyoruz. Kardeş Suriye halkının yanındayız. Suriye’in Arap dünyasındaki etkin rolüne tekrar dönmesini yönündeki temennilerimizi ifade etmek istiyorum. Sayın Bakan Fidan ile gerçek bir siyasi sürecin başlaması ve terörle mücadele konusunda Suriye halkının beklenti ve taleplerinin gerçekleştirilmesi önemini vurguladık.”
“Bu iyi niyetin daha sonra Türkiye aleyhine bir propaganda materyaline dönmesini kabul etmiyoruz”
Ortak açıklamanın ardından iki Bakan gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazze'deki ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılan bazı esirlerin Türkiye’ye gelmesiyle ilgili soru üzerine Fidan şöyle konuştu:
“Türkiye, Filistin’de devam eden barış görüşmesine başından muazzam bir destek vermiştir. Ateşkesin sağlanması birinci önceliğimiz olmuştur. Devam eden soykırımın, insan dramının bir an önce son bulması gerekiyordu. Biz hem arabuluculara Mısırlı ve Katarlı kardeşlerimize her türlü desteği verdik hem de taraflar tarafından mutabık kalınmış ateşkes hükümlerinin hayata geçmesi için olabilecek bütün destekleri verdik.
Belli miktarda Filistinlinin, Filistin topraklarında kalmaması şartı var, taraflar tarafından mutabık kalındı. Bu kardeşlerimizin serbest bırakıldıktan sonra belli ülkelerde ağırlanması söz konusu. Türkiye’de gelen talep üzerine bu konuda Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle olumlu bir tavır gösterdik. Birkaç gün önce 15 Filistinli hapishaneden bırakıldıktan sonra Kahire’deki Büyükelçiliğimiz üzerinden kardeşlerimize vizeleri verildi ve Türkiye’ye geldiler. Diğer bölge ülkelerinin de bu konuda rol almasının çok yararlı olacağını düşünüyoruz. Mısır bu konuda rol oynayacak, Katar oynacak, Türkiye oynuyor. Bazı ülkeler de bunu gözden geçiriyorlar.
Bu vesileyle şunu da ifade etmek istiyorum uluslararası topluma. Türkiye’nin insanlık dramını sona erdirmek amacıyla taşıdığı bu iyi niyetin daha sonra belli çevrelerce Türkiye aleyhine bir propaganda materyaline dönmesini kabul etmiyoruz. Bunun için de şimdiden bir uyarı getirmek istiyorum.”
“İnşallah Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır’a bir başka ziyaretini bekliyoruz”
Abdulati, ikili ilişkilerle ilgili soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
“İki ülke arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Komitesi toplantısı Cumhurbaşkanımız Sisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleşiyor. Bu komitenin ilk toplantısı geçen yıl aralık ayında gerçekleşmişti. İkinci toplantısını önümüzdeki yıl Kahire’de gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Benim de sayın Bakan Hakan Fidan’ın da görevimiz bu kapsamda Bakanlık düzeyinde görüşmelerimizi ve hazırlıklarımızı yapmak. Böylece ikinci toplantıyı da en verimli şekilde gerçekleştirelim.
İki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi bekleniyor. İş birliğini geliştirilebileceği çok daha fazla alan var. Özellikle ekonomi, ticaret ve siyasi istişari bağlamında da çok fazla iş birliği alanı bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce D-8 Toplantısı’na katılmak üzere Kahire’yi ziyaret etmişti. Ondan önce de Cumhurbaşkanımız Sisi Ankara’daydı. İnşallah Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir başka ziyaretini bekliyoruz Mısır’a. Karşılıklı ziyaretlerin yoğunluğu iki ülke arasındaki iş birliğini ve iş birliğini geliştirmek için iki ülkenin azmini gösteriyor. İki ülkenin de Cumhurbaşkanı’nın siyasi iradesi bu iş birliğinin geliştirilmesi doğrultusunda.”
“Filistin sorunu Filistinlilerin yerlerinden edilmesiyle beraber başlamıştı”
Bakan Fidan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistinlilerin Gazze’den başka ülkelere gönderilmesiyle ilgili açıklamalarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz bu teklife sonuna kadar karşıyız. Zaten bütün Filistin sorunu Filistinlilerin yerlerinden edilmesiyle beraber başlamıştı. Bu sorunu kalıcı olarak çözmek için ‘Filistinliler kalıcı olarak bulundukları topraklar üzerinde devlet hakkı tanınsın, iki devletli çözümle artık bu çatışmaya bir son verilsin’ fikrini savunurken, tam da bunun aksine bir teklifle gelmek, tarihi iyi okumamak demektir. Tarihte bu yöntem denendi ve 60-70 yıldır devam eden bir savaş var. Bu yöntemi tekrar ileri götürürlerse hem bölgesel barışı hem küresel barışı tehlikeye atacak bir durum ortaya çıkar.
Diyoruz ki, bu türden gelecek nesillere savaş bırakacak, intikam bırakacak, yıkım bırakacak projelerden vazgeçmek lazım. Konjonktürel olarak gücünüz olabilir, birtakım şeyleri yapmaya muktedir olabilirsiniz. Fakat biz uluslararası ilişkilerin hem bugününde hem geçmişinde şunu çok gördük. Bir meseleyi çözmek için attığınız adım başka bir meselede sizin inanılmaz bir derecede aleyhinize sonuç üretebiliyor.
Netanyahu’nun zihnine bütün bir bölgeye bir Amerikan politikasını hapsedip oradan politika geliştirmek büyük bir yanlış. Bunu anlamak için dahi olmaya gerek yok.”