Hollanda Dışişleri Bakanı Veldkamp, yarın Türkiye’yi ziyaret edecek

Hollanda Dışişleri Bakanı Veldkamp, yarın Türkiye’yi ziyaret edecek

(ANKARA) - Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, yarın Türkiye’yi ziyaret edecek. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Hollandalı mevkidaşı Veldkamp ile yapacağı görüşmelerde, iki ülke arasındaki diplomatik, ekonomik, askeri ve savunma sanayii alanlarındaki iş birliğinin yanı sıra PKK ve FETÖ başta olmak üzere terörle mücadele, Rusya-Ukrayna barışı ile Türkiye-AB ilişkileri için Hollanda’nın tutumunun da ele alınması bekleniyor.

Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, yarın Türkiye’yi ziyaret edecek. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Hollandalı mevkidaşı Veldkamp ile yapacağı görüşmelerde, iki ülke arasındaki ilişkileri ve olumlu gündemi daha da geliştirmeye yönelik kararlılığı vurgulayarak, Wittenburg Konferansı’nın bir sonraki toplantısının Türkiye’de gerçekleştirilmesine hazır olunduğunu ifade etmesi, askeri ve savunma sanayii alanlarındaki iş birliğinin geliştirilmesinin, iki ülke arasında halihazırda güçlü durumdaki ekonomik ilişkilere ilave katkı sağlayacağını belirtmesi, PKK ve FETÖ başta olmak üzere, Türkiye’nin terörle mücadele konusunda Hollanda’dan daha yakın iş birliği beklentisini aktarması ve Türkiye-AB ilişkileri için Hollanda’nın yapıcı ve destekleyici tutumda olmasının önem teşkil ettiğini ifade etmesi, bekleniyor.

Bakan Fidan’ın ayrıca Rusya-Ukrayna savaşının adil ve kalıcı barışa ulaşarak sonlandırılması ve Avrupa güvenliğine yönelik müzakere süreçlerine Türkiye’nin katılımının önemli olduğunu vurgulaması, Suriye’nin istikrarlı ve müreffeh bir yapıya kavuşması ve yeniden yapılanma çabalarının desteklenmesinin önem arz ettiğinin; bu doğrultuda, Suriye’ye yönelik yaptırımların tamamen kaldırılması gerektiğinin altını çizmesi, Filistin’de iki devletli çözümün tek seçenek olduğunu ve bu konudaki ortak çabaların yoğunlaştırılmasının önem taşıdığını kaydetmesi ve İsrail’in bölgedeki ülkelerin güvenliğini ve bölgesel istikrarı tehdit eden eylemlerinin durdurulması için uluslararası toplumun harekete geçmesinin şart olduğunu yinelemesi de öngörülüyor.