'İklim Kanunu Teklifi' Meclis'te

Aliekber METE-Muhammet BAYRAM/ANKARA, (DHA)- AK Parti, Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefi ve yeşil büyüme vizyonu çerçevesinde sera gazı emisyonlarının azaltılması, çevre şartlarına uygun olan yatırımların desteklenmesi amacıyla kurulması planlanan Türkiye Yeşil Taksonomisinin de yer aldığı 'İklim Kanunu Teklifi'ni TBMM Başkanlığı'na sundu.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, partisinin iklim değişikliğiyle mücadeleyi siyaset üstü gördüğünü ve dünyanın iklim krizinin artan etkileriyle karşılaştığını söyledi. İklim değişikliği ile mücadeleyi merkeze aldıklarını aktaran Güler, "İklim Kanunu ile şehirlerimizin iklim şartlarına uyum sürecinin güçlendirilmesini, ekonomimizin olumsuz sonuçlara dirençli hale getirilmesini, sektörlerin uluslararası rekabet gücünün arttırılmasını ve özellikle bütün sektörlerimizde daha temiz ve daha verimli bir üretim sürecinin ve zincirinin oluşturulmasını da amaçlıyoruz. Bu kanun teklifimizin yalnızca sanayi sektörünü değil, yaşadığımız şehirleri, tarımı, hayvancılığı ve yeşil alanları da koruyan bir yaklaşımla hazırlandığını ifade etmek isterim" dedi.
'2053 NET SIFIR EMİSYON HEDEFİ VE YEŞİL BÜYÜME VİZYONU HEDEFLENMEKTEDİR'
Kanun teklifiyle sıfırdan bir düzenlemeye gittiklerini kaydeden Güler, "Bu teklifle, daha az enerjiyle daha verimli üretim sağlayarak yaşanılabilir bir dünya hedeflenmekte ve bu doğrultuda 2053 net sıfır emisyon hedefi ve yeşil büyüme vizyonu hedeflenmektedir. İklim değişikliğiyle mücadelede esas alınan; istihdam süreçlerinin adil bir şekilde yönetilmesini ifade eden adil geçiş ve mücadeledeki eşitsizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan iklim adaleti, sürdürülebilirlik, şeffaflık gibi temel ilkeler de kanun teklifimizde yer almaktadır. Sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin izlemeler, başkanlığın yetkileri, projelerin yapılması, iş birliği ve veri paylaşımına ilişkin esaslar ayrıca düzenlenmektedir. Kanun teklifimiz ile ülkemizin kalkınma öncelikleri ve özel koşulları göz önünde bulundurularak ilgili kurum ve kuruluşlara yükümlülükler öngörülmektedir. Bu bağlamda kurum ve kuruluşlara yol gösterecek nitelikte somut sera gazı emisyonu azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerinden bazılarına yer verilmektedir" diye konuştu.
'GELİRLER, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELE DESTEKLERİNE AYRILACAK'
Yerelde yaşanan sorunların çözüme kavuşturulması ve illerin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları hazırlanacağını vurgulayan Güler, "Diğer bir değişiklikle iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik finansman, teknoloji geliştirme ve transferiyle kapasite geliştirme faaliyetlerini içeren uygulama araçlarına yer verilmektedir. Bir yatırımın gerçekten çevreci ve iklim değişikliğini olumsuz etkilemeyen yatırım olup olmadığını belirleyen, izleyen ve bu sayede uluslararası finans akışlarını hızlandıracak, destekleyecek Türkiye Yeşil Taksonomisinin de kurulacağı da ayrıca teklifimizde yer almaktadır. Diğer bir madde de 2053 net sıfır emisyon hedefimiz ve yeşil büyüme vizyonumuzun en önemli araçlarından biri olan ve sektörlerimizin de rekabet gücünü artıracak, emisyon ticaret sistemi düzenlenmekte ve ülkemizde ilk defa uygulanmaya başlayacak olan bu sistemin ana hatları ve kuralları da bu teklifimizde yer almaktır. Diğer bir madde ile, gönüllü karbon piyasalarında yer alan karbon kredilerinin oluşturulması ve uygulamaya geçmesine yönelik hükümler de teklifimizde yer almaktadır. Kanun teklifi kapsamında yapılan iş ve işlemlerden oluşan gelirler sayılmış olup elde edilen gelirlerin, 'özel gelir' olarak yeşil dönüşüme ve iklim değişikliğine mücadele desteklerine aktarılması da hüküm olarak kanun teklifimizde yer almaktadır" ifadelerini kullandı. Güler ayrıca teklifin, 'Çatı kanun' olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve ilerleyen yıllarda güncelleneceğini söyledi.
'TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİ İÇİN HER TÜRLÜ GAYRETİ GÖSTERİYORUZ'
Abdullah Güler, kanun teklifine ilişkin açıklamalarının ardından basım mensuplarının sorularını yanıtladı. Güler, Hür Dava Partisi'nin (HÜDA-PAR) Diyarbakır'da düzenlediği çalıştayla ilgili, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasal bir hukuk devletidir. Türkiye'de 1980'li yıllardan itibaren bir terör ve şiddet sorunu vardır. Meseleye bu bağlamda bakarsanız ve Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen yıldan itibaren iç cephenin güçlendirilmesi, dünyanın şu anda evrildiği bölgesel krizlerde öncü rolü, tüm bunları dikkate aldığımızda; terörsüz bir Türkiye hedefine ulaşmak için elimizdeki her türlü imkanı, çabayı, gayreti gösteriyoruz. Ancak şunu çok net olarak söyleyelim; terör ve şiddet hiçbir kavram adı altında meşrulaştırılamaz. Özgürlük, ifade hürriyeti, temel insan hak ve özgürlükleri, barış gibi kavramlar ile dünyanın hiçbir medeni ülkesinde terörü, şiddeti kamufle edemezsiniz, meşrulaştıramazsınız. Tabii ben çalıştayı çok detaylı bilmiyorum. Bir program mıdır, orada ifade edilen hususlar nedir? Bazı basın mensuplarımız, maalesef bazı kavramların önünü, arkasını, çerçevesini bilmeden, tamamını ifade etmeden sadece bazı kavramları öne çıkartmak suretiyle yorum istiyorlar. O konuda detaylı benim bilgim yok. Eğer burada söylenen sözlerde açıkça suç eylemine uygun bir durum varsa, bölücülüğü, terör ve şiddeti meşrulaştırıcı bir şey varsa o ayrı değerlendirilir, onu reddederiz. Ama Türkiye'nin temel insan hak ve özgürlükleri noktasında bir şeyler varsa onu da değerlendiririz" dedi.
'SAMİMİ DEĞİLLER'
Ardından TÜSİAD'ın açıklamalarına değinen Güler, derneğin Orta Vadeli Program (OVP), enflasyon, bütçe disiplini gibi başlıklarda açıklamalar yapması gerektiğini kaydederek, şöyle konuştu:
"Hepimizi derinden üzen, yaralayan, Meclis'te de araştırma komisyonu kurduğumuz Kartalkaya'da bir otel yangını oldu değil mi? İliç'te bir maden kazası oldu değil mi? Hepimiz üzüldük. Bunları da arkadaşlarımız açıkladı. Peki, TÜSİAD'ın merkezine 1 kilometre uzaklıkta bulunan bir restoranda yangın oldu, 29 kişi öldü. TÜSİAD'ı bu niye ilgilendirmiyor. Mesela İzmir'in göbeğinde, yağmurda bütün yolları su bastığı için alıştık artık, Körfez kokuyor ve yağmur yağdığında sular her tarafı basıyor. Klasik İzmir örneği bu, 2 tane üniversite öğrencisi genç kardeşimiz kaçak elektrikten dolayı orada vefat ettiler değil mi? TÜSİAD'ı niye ilgilendirmiyor bu husus? Yani İliç kazası ilgilendiriyor, Kartalkaya ilgilendiriyor. Peki, Beşiktaş'taki bu yangında ölenler ilgilendirmiyor mu? Yazsınlar o zaman oraya, şöyle desinler, 'CHP'li belediyelerin yetki sorumluluğunda olan yerlerdeki kazalar bizi ilgilendirmiyor. Biz onlarla ilgili herhangi bir şekilde açıklama yapmayacağız. Biz diğer hususları açıklayacağız'. Böyle deselerdi çok daha inandırıcı olurlardı. Buradan ben onlara da hitapta bulunuyorum; sizi doğrudan ilgilendiren bu İklim Kanunu hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Doğrudan onları ilgilendiriyor, inşallah bu konuda açıklama yaparlar. Siyasi açıklama yapmak daha kolay, eline bir metin tutuştur. Ben bütün kesimleri ülkemizin geleceği adına, birliği beraberliği adına, ekonominin büyümesi, altyapımızın güçlenmesi adına ellerinde imkanlar varsa destek olmaya davet ediyorum. Bu ülkenin bir gram ileriye gitmesi, ülkemizin büyümesi, kalkınması daha da güçlenmesi noktasında herkesin desteğini bekliyoruz. Lütfen kendi alanlarında olmayan, bilmedikleri alanlarda ellerine tutuşturulmuş metinleri, 'Bir bildiri' gibi, 'Bir hatırlatma' gibi okumasınlar. İnandırıcı değiller, samimi değiller. Bunu görüyoruz."
Güler ayrıca, emekli ikramiyeleri ile ilgili bir çalışmaları olmadığını söyledi. (DHA)