İmamoğlu'nun gözaltına alınması... Ali Mahir Başarır: "Sandığa, iradenize kelepçe vuruluyor, bu ülkeyi tek adama teslim etmeyin"

(TBMM) - CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Sokakta olmak, eylem yapmak suç değil. Belediye başkanı nezaretteyse 86 milyon sokakta olur. Bunu suç olarak görenler suç işliyor. 19 Mart’ta metroyu kilitleyenler, interneti sınırlayanlar, ‘Sokağa çıkmayın’ diye insanları tehdit edenler, İstanbul’da, ODTÜ’de protesto eyleminde bulunan çocuklarımızı coplattıranlar suç işliyor. Sandığa, iradenize kelepçe vuruluyor. Bu ülkeyi tek adama teslim etmeyin. Ekrem Bey, adliyeye sevk edildiği zaman tüm Türkiye’yi oraya davet ediyoruz. Oyunu kullansınlar pazar günü, herkes oraya gelsin, iradesine, Cumhurbaşkanı adayına, demokrasisine, ülkesine sahip çıksın" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. 18-19 Mart'ın Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçtiğini belirten Başarır, 19 Mart tarihinin de darbe olarak anılacağını söyledi.
Başarır'ın açıklamaları şöyle:
"Tıpkı 12 Mart ve 12 Eylül gibi 19 Mart da bu ülkede darbe olarak anılacaktır. Birileri bu kelimeden rahatsız oluyor. Adalet Bakanı rahatsız oluyor. Hasta yatağında Devlet Bahçeli rahatsız oluyor. İstanbul’u üç kez kazanan, 16 milyonu aşkın İstanbullunun seçtiği bir belediye başkanını önce diploması hukuk ayaklar altına alınarak iptal ediliyor. Bir gün sonra şafak vakti gözaltına alınıyorsa bu ülkede ne vardır? Demokrasi rafa kalkmıştır, hukuk düzeni son bulmuştur. Adalet Bakanı, ‘Buna darbe demeyin’ diyor, ne diyelim? Yaşanan olaylar utanç verici. Atanmış hakimler, seçilmiş hakim ve savcılar bu ülkede muhalefete partisiyle, kurultayıyla, belediye başkanıyla, milletvekilleriyle siyaset yaptırmama zemini yaratmaya çalışıyor ama biz 86 milyon, milletçe direneceğiz. Sayın Ekrem İmamoğlu ‘Kendimi millete emanet ediyorum’ dedi. Dün de millet ona sahip çıktı. 86 milyon sahip çıktı. Trabzon, Mersin, Adana, İstanbul, Ankara... Güvenpark’ta hiçbir haber vermememize rağmen binlerce insan geldi.
Bunlarla ilgili ve sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili İçişleri Bakanı soruşturma açmış, 37 kişiyi gözaltına almış. Neymiş, huzuru bozuyorlarmış! Bu ülkenin huzuru 19 Mart’ta ve öncesinde kaçtı. Bu ülkenin hukukunun, demokrasisinin, sisteminin altına dinamit yerleştirdiniz. İnsanlar sessiz kalacak, öyle mi! Diplomayı iptal edeceksin, gözaltına alacaksın, belediye başkanlarını tutuklayacaksın, milletvekili cezaevinde olacak, İstanbul Üniversitesi’ni ablukaya alacaksın, o öğrenciler susacak, tweet atmayacak! Halkın huzurunu kaçıran bu kararlardır. Bu yanlışlardan dönün. 86 milyon anayasal haklarını kullanıyor, niye sokağa çıkmak suç olsun, niye eylem yapmak suç olsun? Tabii ki insanlar tepkisini anayasal sınırlarda sokaklarda verecektir.
"Gözaltına alınacak kişileri Cem Küçük’ten, Abdülkadir Selvi’den, Nedim Şener’den öğreniyoruz"
Bu ülkede soruşturma sayısını, gözaltına alınacak kişileri Cem Küçük’ten, Abdülkadir Selvi’den, Nedim Şener’den öğreniyoruz. Her gün Fuat Uğur’un tehditleriyle uyanıyor bu insanlar. Aynı FETÖ döneminde olduğu gibi, aynı insanlar Genelkurmay Başkanı’nı, askerleri hedef gösteriyordu, soruşturmalar başlıyordu, tutuklamalar oluyordu. Aynı aktörler, dün FETÖ’yle beraber olanlar hedef gösteriyor sosyal medya paylaşımını ve tutuklamalar geliyor. Cem Küçük nereden biliyor? Avukatlar bilmiyor gözaltına alınan insan sayısını. Bu ülkenin Adalet Bakanı, Bakan Yardımcısı, İstanbul gölge başsavcısı Cem Küçük mü? Sonra milletvekillerine fezleke geliyor. Sıra bize geliyormuş, gelsin beyler gelsin! Biz buradayız, korkmuyoruz, korkmayacağız, korkutulmayacağız.
Fakülte diploma konusunda karar verecekken fakülteyi bir kenara attınız, yönetim kurulu atadığınız rektöre karar verdirdiniz. Üniversite 1453’te kuruldu, Türkiye hukukunu ondan geriye götürdünüz. Hak ettiği, sınavlara girdiği, not aldığı, anasının ak sütü gibi helal olan bir diplomayı iptal ettiniz. Transkriptinde, sınavlarda hiçbir sorun yok. Üniversite dekanı ‘Olmaz’ diyor. Türk Hava Kurumu Üniversitesi’ndeki sahte diplomaları anlattım. Ne dedi YÖK? AK Partili milletvekilleri, yöneticiler okula gelmemiş, sınava girmemiş. Yüksek lisans diplomaları vermişsiniz. Birini öğrendik, Şebnem Bursalı. Milletvekili, YÖK’ün ‘Okula gelmedi’ dediği Şebnem Bursalı, AKP’nin milletvekili. Tamamen sahte bir evrak. Peki Bursalı’ya soruşturma açtın mı Akın Gürlek? Muhalefete gürlüyorsun. İşte hukuk burada bitmiştir. Bir yanda hak edilen, tüm sınavlara giren, eksik dersleri bile tamamlayan 35 yıl önceki diploma iptal ediliyor; iki yıl önce milletvekilleri, bürokratlara patates gibi basıp basıp diploma vermişler. Çünkü bu ülkede hukuk artık askıya alınmıştır.
"Mecbur muyuz sarayın ucube tekliflerine ve sadakasına biz"
MASAK raporundan, İstanbul’la ilgili raporlardan bahsediyorsunuz. Göreceksiniz ki somut hiçbir şeyi ortaya koyamayacaklar. İstanbul’un 7 yıllık bütçesi kadar yolsuzluk olduğunu iddia eden Yeni Şafak, Yeni Akit; bunlara soruşturma yok mu? Diploma iptal olduğu gün takla atarak Meclis’te gezen bir şarlatan var, Osman Gökçek. 600 milyonluk evin var dediğimizde, ‘Hayır, 500 milyon ediyor bu ev’ dedi. Akın Gürlek, Osman Gökçek’e sordun mu ‘500 milyonu nereden buldun’ diye? İlk sigortalı işi milletvekilliği bu arkadaşın. Ülkeyi soyanlar, bu hale getirenler yargılanmayacak; 86 milyonun arkasında olduğu, 3 kez seçim kazanan belediye başkanı bugün Vatan Emniyet’te olacak... Bu bir rezalettir, utanç verici olaydır.
Meclis’te ülke gündemini, darbeyi konuşacağız. Emekliye verilen 1000 lira ne olacak? Türkiye demokrasisi, hukuku bin yıl geriye gitti. Bu olay olmasa da zaten bu torba yasaya direnecektik. 100 lirayla 50 tane pideye el kaldıracaksınız, 1,5 kilo kıymaya el kaldıracaksınız utanmadan, 10 litre ayçiçek yağına, 40 kilo una el kaldıracaksınız utanmadan. Gündem darbe, gelin bunu artırın, hemen geçirin bu yasayı. Mecbur muyuz sarayın ucube tekliflerine ve sadakasına biz? Gündem bu değil. Emekli de istemiyor, 86 milyon da istemiyor.”
"Demokrasi cinayeti var. Cinayeti işleyen katil de ‘benim’ diyemiyor"
Açıklamalarından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başarır, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün yaşanan olaylara ilişkin hiçbir açıklama yapmamasına dair; "Bu ülkede 18 - 19 Mart’ta demokrasi ve hukuk cinayeti işlenmiştir. Cinayeti işleyen katil, ‘benim’ der mi? O yüzden Cumhurbaşkanı susuyor. Dün her şeyden bahsediyor ama Türkiye’de ekonomi, borsa çökmüş, dolar artmış, Türkiye fakirleşmiş, dünya Türkiye’yi konuşuyor; bu konuda konuşamıyor. Yüzü yük çünkü. Demokrasi cinayeti var. Cinayeti işleyen katil de ‘benim’ diyemiyor, o yüzden konuşamıyor" dedi.
Başarır, sokak eylemlerine ilişkin gelen soruya da şöyle yanıt verdi:
"Sokakta olmak, eylem yapmak suç değil. Belediye başkanı ve her şeyden önemlisi bu ülkenin birinci partisinin Cumhurbaşkanı adayı emniyette nezaretteyse 86 milyon sokakta olur, biz de onlarla oluruz. Bunu suç olarak görenler suç işliyor. 19 Mart’ta metroyu kilitleyenler, interneti sınırlayanlar, ‘Sokağa çıkmayın’ diye insanları tehdit edenler, İstanbul’da, ODTÜ’de protesto eyleminde bulunan çocuklarımızı joplattıranlar suç işliyor. Bu ülke her zaman sokağı kullanmıştır anayasal sınırları içerisinde, kullanacaktır. Ben halkı demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyorum. Sandığa, iradenize kelepçe vuruluyor. Bu ülkeyi tek adama teslim etmeyin. Ekrem Bey, adliyeye sevk edildiği zaman tüm Türkiye’yi oraya davet ediyoruz. Oyunu kullansınlar pazar günü, herkes oraya gelsin, iradesine, Cumhurbaşkanı adayına, demokrasisine, ülkesine sahip çıksın."