İzmir’den İmamoğlu’na tam destek: ‘Ya sandığa gelip İmamoğlu’ndan yana olacaklar ya da gelmeyip Erdoğan’dan yana olacaklar’

İzmir’den İmamoğlu’na tam destek: ‘Ya sandığa gelip İmamoğlu’ndan yana olacaklar ya da gelmeyip Erdoğan’dan yana olacaklar’

(İZMİR) – Bornova Belediyesi “Demokrasi Yoluna Dönüş” panelinin açılışında, CHP’nin cumhurbaşkanı aday adayı olarak önseçime girecek İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na tam destek mesajı geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Ben Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını yürekten destekliyorum ve tüm CHP örgütünü bu yolda çalışmaya davet ediyorum” derken Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, “Ekrem Başkanım Genel Merkezde yaptığı konuşmada örgütüne ‘Ya sandığa gelip İmamoğlu’ndan yana olacaklar ya da gelmeyip Erdoğan’dan yana olacaklar’ dedi. Ben örgütümüzde Erdoğan’dan yana olacak insan olmadığına eminim” diye konuştu.

Bornova Belediyesi, “Demokrasi Yoluna Dönüş” paneli düzenledi. Panele, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki’nin yanı sıra; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen katılırken, Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Subaşı da konuşmacı olarak yer aldı.

Subaşı: "Yine bir demokrasi yoluna girmeliyiz"

Panelin açılış konuşmasını yapan Subaşı, “2021 yılında vakıf başkanı olduğumda 2021 ve sonrasındaki üç yılda Cumhuriyetin 2. Yüzyılı konulu çalışmalar yapalım, dedik. Birinci yüzyılın muhasebesi ve ikinci yüzyıl için hayallerini çalıştık. Türkiye’de siyasal, ekonomik yapı, dış politika ve güvenlik konusunda çok önemli konferanslar düzenledik. Bunları yazılı hale getirdik ve bütün üst düzey kamu yönetimlerine gönderdik. 2024 yılında ikinci üç yıllık göreve başladım. Bu dönemde şöyle bir tespitte bulunduk: Türkiye, bir iktidar değişimine hazırlanıyor. Otoriter, tek adam rejimi denen ve antidemokratik bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Bunun demokratikleşeceği bir dönem var dedik. Demokratik bir Türkiye’nin dış politikası, eğitim, adalet sistemi, ekonomisi nasıl olacak ona çalıştık. İlk etkinliğimiz demokrasiye geçiş olsun dedik. Sonra demokrasiye geçiş doğru bir kavram mı diye tartıştık. Demokrasiye geçiş değil, demokrasi yoluna dönüş diyelim diye karar verdik. Yine bir demokrasi yoluna girmeliyiz. Belki iktidar değişince her şey sıfırdan hemen pırıl pırıl olmayacak ama biz doğru bir yola girmiş olacağız” diye konuştu.

“25 yıllık bir otoriter rejimde dimdik ayakta durdunuz”

Demokrasi dinamiklerinde İzmir’in önemli bir yeri olduğunu belirten Subaşı, şunları söyledi:

“Dünyada otoriter sistemden demokrasiye geçen pek çok ülke var. İspanya, Portekiz var. Bütün bunlar 1970’li yıllarda değişti. Latin Amerika’da örnekleri var. Biz Türkiye olarak da… Bizde de demokrasiye geçiş süreçleri yaşandı. O yüzden 1960’ları ve 1980’i konuşalım dedik. Türkiye, bu konuda deneyimli bir ülke. İzmir çok şanslı. Kendinizle gurur duymalısınız. 25 yıllık bir otoriter rejimde dimdik ayakta durdunuz. Bunun bedelini de ödediniz. Ama asla vazgeçmediniz. Bu, basit gibi gelebilir ama inanılmaz şeyler başardınız. Bu duygu ve düşüncelerle Ekrem İmamoğlu’nun önseçim kampanyası İzmir’den başlıyor.”

Tugay: “Bugün bir demokrasi bunalımı yaşıyoruz”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay, demokrasinin sağlıklı işlemesi için insan hakları temelinde olması gerektiğinin altını çizerek “Demokrasinin ne olduğu üzerine yapılan konuşmalarda hep şu söylenir: Demokrasi, halkın kendini yönetecek kişileri özgür iradeleriyle seçmesidir. Ama ya halkın çoğunluğu kötü şeyleri tercih ederse? Onun için insan haklarının önemi üzerine uzun yıllar öncesinden kurgular yapılmış. İnsan hakları eşiğinde olmayan demokrasinin sağlıklı bir şekilde işleyemeyeceği konuşulmuş. Biz Türkiye’de insan haklarıyla ilgili ciddi sorunlar yaşamaktayız. Sağlıklı siyaset yapma ortamının da bozulmuş olması nedeniyle bugün bir demokrasi bunalımı yaşıyoruz. Seçim yapılıyor ama çok sağlıksız şartlarda yapılıyor. Partilerimiz var ama parti içerisinde demokratik yapının işleyişini bozan bir Siyasi Partiler Kanunu var. Seçim yasasında çok sıkça oynandı, bugün pek çok açıdan eleştirebileceğimiz bir konuma geldi.” dedi.

“Ne kadar erken yola çıkarsanız o kadar çok insanla temasınız olur”

Demokrasi okur-yazarlığı ve iktidarın ‘algı’ çalışmaları karşısında muhalefet adayının erken açıklanmasının doğru olduğunu ifade eden Tugay, şunları söyledi:

“Toplumumuzda fark etmeden bir demokrasi okur-yazarlığı sorunu gelişti. Karşıyaka Belediye başkanlığım döneminde toplumda belli konularda bilimcin olmasının çok önemli olduğunu anladım. Toplumda belli konularda belli bir bilincin olmasının çok önemli olduğunu anladım. Mesela kültür sanat okur-yazarlığını beli bir seviyede tutmak zorundayız. Mesela teknoloji… Teknoloji okur-yazarlığında da belli bir seviyede değilseniz teknolojinin kurbanı olursunuz. Benzer şeyi içinde yaşadığımız siyasi ortamın gerçeklerini, eksi ve artılarını görememek, o konuda bir bilgisizlik içinde olmaya da uyarladığınızda bir demokrasi okur-yazarlığından bahsedebiliriz. Bence Türkiye’nin en çok üzerinde durması gereken konulardan biri bu.

Milyonlarca seçmen sandığa gidiyor. Belirli tercihlerde bulunuyor. Ama bu tercihleri yaparken ulusal medyanın, sosyal medyanın ve ulusal iletişim kanallarının kurbanı oluyor. Bana geçen gün ‘bu kadar erken tarihte aday belirlemek doğru mu’ diye sordular. Erken seçimin yapılacağını biliyoruz ama ne zaman yapılacağını bilmiyoruz. O yüzden ne kadar erken yola çıkarsanız o kadar çok insanla temasınız olur. O bakımdan aday belirlemek için erken değil. Gönül isterdi ki TRT bütün adaylara eşit oranda yer versin. Ama biliyoruz ki Anadolu’da bugün en fazla TRT izleniyor. Kahvehanelerde en fazla TRT ve A Haber açıktır. Masada Sabah gazetesi vardır. İnsanlar bunları duyuyor ve etkileniyor. Bir yandan Abdullah Öcalan’la pazarlık yaparken ‘CHP PKK ile işbirliği içinde’ diye yorum yapabiliyorlar. O yüzden bizim demokrasi okuryazarlığını geliştirmek için çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bunu gerçekleştirmek için bir yerde iktidar olmanız gerekiyor. Diğer taraftan biz varız. Bizlerin bu konuda çalışmalar yapması lazım.”

“Yerelde demokrasi uygulamalarını geliştirmek için büyük bir sorumluluğumuz var”

Yerel yönetimlerin demokratikleşme yolundaki önemine değinen Tugay, “Demokrasi toplum tarafınca ne kadar talep ediliyor diye de sormak lazım. Herkes, devletin yönetiminde söz sahibi olmak istiyor ama görebildiğim kadarıyla bunu yerelleştirme çabası içinde. Sanki merkezi hükümet kendi iradesi dışında şekilleniyormuş gibi bir düşünce içinde. O yüzden bizlerin, yerelde demokrasi uygulamalarını geliştirmek için büyük bir sorumluluğumuz var. Krizleri yöneten, ülkenin iradesine hakim çıkan liderlerimiz olmazsa daha ağır yoksulluğu daha ağır adaletsizlikleri daha kötü siyasi ortamları, mecbur bırakıldığımız seçimleri yapan bir topluma dönüşeceğiz. Bundan kaçınmak için bilgi sahibi olan insanlara kulak vermemiz gerekiyor. Bu ülkeye sahip çıkmamız gerekiyor. Ben Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını yürekten destekliyorum ve tüm CHP örgütünü bu yolda çalışmaya davet ediyorum” diye konuştu.

Eşki: “Açlığı, yoksulluğu ve yolsuzluğu bu ülkede yasaklayacağız”

‘CHP iktidarında ne olmayacak’ sorusuna yanıt veren Bornova Belediye Başkanı Eşki, şu ifadeleri kullandı:

“Vakfın İstanbul dışındaki ilk toplantısı burada gerçekleşiyor. Bugün yaptıkları işler çok değerli. Çok kısa bir süre sonra önümüzdeki genel seçimden sonra bugün değerli bulduğumuz kavramların ülkenin tamamı için çok önemli bir hale geldiğini göreceğiz. Hepimiz bir değişme adayız. CHP, iktidar olacak. Ekrem İmamoğlu da cumhurbaşkanı olacak. Bizim aday olduğumuz değişim budur. Bu değişimden sonra ne olacak? Ne olmayacağını biliyoruz. Bu ülkede yoksullardan toplanan vergilerle zenginin daha da zengin olduğu bir yasa olmayacak. Hukuk, rakiplerini egale etmek için kullanılan bir sopa olmayacak. Çocuk gelinlerle karşılaşmayacağız. Kadınların kendilerini ifade etme özgürlüğü ellerinden alınmayacak. Hastane sahibinden sağlık bakanı yapıp vatandaşlarımızı müşteri haline getirmeyeceğiz, otel sahiplerinden turizm bakanı yapıp insanların otellerde diri diri yakılmasına izin vermeyeceğiz. Bakanlıklarda planlar yapıp doğamızı müteahhitlere telsim etmeyeceğiz. Açlığı, yoksulluğu ve yolsuzluğu bu ülkede yasaklayacağız.”

“CHP örgütü ayağa kalkmadan Türkiye’nin ayağa kalkmayacağını biliyoruz”

CHP’de 23 Mart’ta yapılacak önseçimde ‘demokrasi’ göndermesi yapan Eşki, “Bugünün dünyasını incelediğimizde bir tarafta saldırgan bir Amerika ve Trump gerçeği, işgalci Rusya, bütün dünyayı yıkmaya çalışan Çin… Burada bizim ülkemizin durabileceği tek yer, unutuldu ama bir AB süreci olması gerekiyor. Türkiye, yeniden yüzünü demokrasiye, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına çevirdiğinde buranın coğrafyası gereği unuttuğumuz ama Türkiye’ye çok şey katacağına inandığımız bir yola çıkacağız. Biz de AB kriterlerini belediyemizde eş zamanlı olarak aldık. İktidara gitmek kolay olmayacak. Hepimizin çok çalışması gerek. Öncelikle 23 Mart’ta… O gün kutsal bir gün. Çünkü bizler, CHP örgütü ayağa kalkmadan Türkiye’nin ayağa kalkmayacağını biliyoruz. Örgütü ayağa kaldırmak için hiçbir bahaneye, ayrılığa ve kızgınlığa izin vermeyeceğiz. Ekrem Başkanım Genel Merkezde yaptığı konuşmada örgütüne ‘Ya sandığa gelip İmamoğlu’ndan yana olacaklar ya da gelmeyip Erdoğan’dan yana olacaklar’ dedi. Ben örgütümüzde Erdoğan’dan yana olacak insan olmadığına eminim” diye konuştu.

Temizel: “Türkiye, yeniden gerçek demokrasiyle yönetilen bir ülke haline gelecek”

ÜPV Kurucu Başkanı ve eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, Türkiye’nin demokrasi potansiyelinin harekete geçmesi gerektiğinin altını çizerek, “Vakfı kurarken ülkenin kullanılmayan potansiyelini harekete geçirmek için yola çıkıldı. Bu potansiyel politikada, üretimde, tarımda, eğitimde de vardı. Bu vakıf bu işlemi görmek için 20 yılı aşkın süredir çalışıyor. Şu anda otokrasiye karşı demokrasi potansiyelini ortaya koyacak çalışmalar yapılıyor. Otokrasiye karşı demokrasi, kesinlikle bu potansiyeller sayesinde yürüdüğü yolun sonuna ulaşacak. Türkiye, yeniden gerçek demokrasiyle yönetilen bir ülke haline gelecek” dedi.