Murat Emir’den Silivri’de İmamoğlu’na ziyaret: Sanıktan delile gitmeye çalışan bir düşman hukuku uyguluyorlar

Murat Emir’den Silivri’de İmamoğlu’na ziyaret: Sanıktan delile gitmeye çalışan bir düşman hukuku uyguluyorlar

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: MEHMET ÇALPAR

(İSTANBUL) - CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, partisinin cumhurbaşkanı adayı ve görevden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. Emir, ziyareti sonrasında, “Ekrem İmamoğlu ve onunla birlikte tutuklananlar açısından iddianamenin bir an evvel yazılması gerekiyor. Çünkü atılı suçları destekleyecek herhangi bir delil ortada yok. Dosya çökmüş durumda. Üç tane gizli tanığa dayanıyorlar. Yapabilirlerse itirafçı yaratmaya çalışıyorlar. Sanıktan delile gitmeye çalışan bir düşman hukuku uyguluyorlar” açıklamasını yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, beraberindeki Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan ile Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde, aralarında CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili seçilen ancak mahkeme kararlarıyla engellenen Can Atalay’ın da olduğu 11 kişiyi ziyaret etti. Emir, ziyareti sonrasında cezaevi önünde ANKA Haber Ajansı’na açıklama yaptı.

Görüşmelere ilişkin “Hepsinde haklı ve masum olmanın gücünü fark ettik” diyen Emir, şunları söyledi:

“Ayakta duruyorlar. İnançlılar. Morallerini yüksek tutuyorlar. Sudan iddianamelerle suçlandıklarının farkındalar. Birçoğunun iddianamesi dahi ortada yok. Özellikle Sayın Ekrem İmamoğlu ve onunla birlikte tutuklananlar açısından iddianamenin bir an evvel yazılması gerekiyor. Çünkü atılı suçları destekleyecek herhangi bir delil ortada yok. Dosya çökmüş durumda. Üç tane gizli tanığa dayanıyorlar. Yapabilirlerse itirafçı yaratmaya çalışıyorlar. Sanıktan delile gitmeye çalışan bir düşman hukuku uyguluyorlar ama biz inanıyoruz ki, halkımızın kararlılığı oldukça, halkımızın demokrasiye bağlılığı devam ettikçe -ki edecek- ve biz geri adım atmadıkça buradaki hukuksuzluklar son bulacak ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılacaklar. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Herkes yargılanabilir ama böylesine önemli davalarda seçilmiş insanların, milletvekillerinin, belediye başkanlarının, parti genel başkanlarının cezaevinde tutulması; adliye koridorlarında savcılar, avukatlar eliyle siyasetin dizayn edilmesi çabasıdır ve Sayın İmamoğlu’na yapılan da cumhurbaşkanı adayımızı cezaevine koyarak bir sonraki seçimleri kazanma çabasından başka bir şey değildir. Biz 19 Mart darbe girişimini de onu tasarlayan cuntayı da kabul etmiyoruz. Demokrasiye ve sandığa sonuna kadar sahip çıkacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Dün İstanbul’da bir deprem gerçekleşti. Deprem cezaevinde yoğun bir şekilde hissedilmiş ve depremden sonra tabii normalde insanlar önce dışarı çıkmak isterler ama tabii ki çıkamadılar dışarıya. Sonra yakınlarına sağlıklı olduklarını haber vermek isterler. Onu da haber veremediler ve onun üzüntüsünü bize ilettiler.

“Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir”

Onun dışında en önemli nokta, buradaki kişilerin tutuklu yargılanıyor oluşu ve özellikle tutukluluğun devamına dönük olarak verilen kararların bir dakikada, üç dakikada dosyaya bakılmadan, dosyanın kapağı dahi kaldırılmadan verildiğini biliyoruz. Bu da hukuk devletinde asla olamayacak bir durumdur. Çünkü bu kişileri özgürlüğünden alıyorsunuz. Bu kişileri tutukluyorsunuz. Bu kişileri seçen milyonların iradesine el koyuyorsunuz ama bu kişiler ‘Ben tutuklu olmamalıyım. Ceza usul kanunundan kaynaklanan haklarımı kullanmak istiyorum. Tekrar dosyama bakılsın. Deliler tekrar değerlendirilsin’ dediğinde de sadece bir dakika bakılıyor veya dosyanın kapağı açılmadan tutukluluğunun devamına kararı veriliyor. Oysa burada verilen karar Sayın İmamoğlu için 16 milyon İstanbullunun verdiği karardır. Ümit Özdağ için verilen karar Zafer Partisi’ne inanmış vatandaşlarımızın iradesini buraya cezaevine koymaktır. Aynı şekilde Can Atalay seçilmiş bir milletvekilidir ve milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir. Geçen hafta Meclis’te bu kararı okuttuk. O bir milletvekilidir ve Can Atalay’ın tutukluluğunu devam ettirdiğiniz zaman aynı zamanda iradeyi de içeri koymuş oluyorsunuz. Biz Can Atalay hakkında verilen, Yargıtay’ın onadığı hükmün de yok hükmünde olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararını okutarak bir demokrasiye dönük bir adım atıldı. Anayasanın gereği yapıldı ve Meclis Başkanlığı’nın da bu Anayasa Mahkemesi’nin kararının gereğini yapmasını bekliyoruz. Anayasa Mahkemesi kararını görmezden gelemeyiz, gelemezler.”