Mustafa Yeneroğlu: "Bugün iktidar, yargıyı kendisi için kalkan, muhalefet için ise tuzak olarak kullanmaktadır"

Mustafa Yeneroğlu:  "Bugün iktidar, yargıyı kendisi için kalkan, muhalefet için ise tuzak olarak kullanmaktadır"

(ANKARA) - Bağımsız İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına ilişkin olarak, "Yargının, iktidarın güdümünde olduğu bir ülkede 'suç varsa elbette hesap sorulacaktır' cümlesi sadece ve sadece propagandanın bir parçasıdır. Bugün iktidar, yargıyı kendisi için kalkan, muhalefet için ise tuzak olarak kullanmaktadır" dedi.

Bağımsız İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

İstanbul'da dün meydana gelen depremlerden etkilenen tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileyen Yeneroğlu, Türkiye'nin en öncelikli gündemlerinin başında depremin geldiğini söyledi. Yeneroğlu, "Maalesef ülke olarak depremlere daha da çok hazırlıksız bir durumdayız. Gerçekten çok ürkütücü bir tablo karşımıza her an çıkabilir diye milletçe çok büyük endişe içerisindeyiz. Bu sebeple tekrar tekrar ifade etmek gerekiyor. Mutlaka ve mutlaka depreme hazırlıklar, ulusal bir seferberlik eşliğinde ele alınması gerekiyor. Bilmem merkezi yönetimmiş, bilmem yerel yönetimlermiş, birbirini suçlamanın çok ötesinde çok ağır bir tabloyla karşı karşıyayız" diye konuştu.

Ülkede, gündem içinde herkesi fazlasıyla üzen, yoran, yarınları ipotek altına alan, boğucu bir baskı iklimi karşısında olunduğunu söyleyen Yeneroğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Siyasetten üniversitelere medyadan yargıya kadar bu sorunlu atmosferin zarar vermediği neredeyse tek bir alan bile kalmadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarına yönelik yargı görünümlü siyasal mühendislik projesi bunun son örneklerinden sadece birisi. Şüphesiz yolsuzluk ve ihaleye fesat karıştırma iddiaları ciddi suçlamalardır. Ve elbette somut güçlü verilerin varlığı durumunda bu tür iddiaların üzerine ciddiyetle de gidilmesi gerekir. Ama hukuk ve mahkemeler ülkemizde öyle bir hale getirildi ki yargıya güven o kadar ayağa düşürüldü ki haklı olarak kimse bu operasyonların yolsuzlukla mücadele hukuki bir motivasyonla ve iyi niyetle yapıldığına inanmıyor. Çünkü iktidar bir yandan muhalefeti teröre destek ve büyük yolsuzluk iddialarıyla hedef alırken diğer yandan yıllardır yönettiği birçok belediyede ve bakanlıklarda ortaya çıkan sayısız yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına ve hatta herkesçe açık vakalara göz yummaya devam ediyor. Kendi içindeki büyük skandalları görmezden gelen bir iktidarın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en büyük muhalif aday olarak görülen ve İstanbul gibi bir metropolun üç kez seçim kazanmış belediye başkanına dönük bu operasyonunu siyasi rekabeti, yargı yoluyla tasfiye etme niyetinden başka nasıl tanımlayabiliriz? Bu çifte standarta, bu adaletsizliğe tepki gösterenlere 'mahkeme öyle uygun gördü, demekki deliller ciddi' denilerek, milletin aklıyla alay edilmesi ise başlı başına bir skandaldır. Yargının, iktidarın güdümünde olduğu bir ülkede 'suç varsa elbette hesap sorulacaktır' cümlesi sadece ve sadece propagandanın bir parçasıdır. Bugün iktidar, yargıyı kendisi için kalkan, muhalefet için ise tuzak olarak kullanmaktadır."

Ekrem İmamoğlu'na destek eylemlerinde tutuklanan gençleri ziyaret ettiğini belirten Yeneroğlu, "İşkence ve kötü muameleyi kategorik olarak reddedenler hem gerçeklerden hem de milletten kopmuştur. Milletten yüzünü çevirmiştir. Körü körüne 'bizim kolluk yapmaz, suç işlemez' diyenler suçu örttükleri gibi kolluk güçlerini de adeta yeni suçlara davet etmektedir. Yani inanın şu yöneticileri görüyorum da utanç verici haldeler. Ya sadece Anayasa Mahkemesi'nin son yıllarda verdiği kararlara baksalar bu ülkede kötü muamele ve işkencenin nasıl tekrar güçlü bir biçimde hortladığını görecekler. Ama milletten kopmuşlar. Millete hizmet iddiasıyla yola çıkan arkadaşlarımız bugün millete efendilik yapmaktadırlar" dedi.

"Terörsüz bir Türkiye hayali hepimizin ortak hedefidir"

Mustafa Yeneroğlu, PKK'nın silah bırakma sürecine ilişkin de şunları aktardı:

"On yıllardır süren çatışmalı ortam, terör eylemleri yalnızca güvenlik ve kamu düzenini değil, aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinde toplumsal birlik duygumuzu, vicdanımızı ve ortak yarın hayalimizi de zedelemiştir. Eğer bugün bu karanlık döngünün dışına çıkmak, yeni bir toplumsal barış iklimi inşa etmek için bir imkan doğmuşsa bu imkanı heba etmeden sorumlulukla ve cesaretle değerlendirmek hepimizin görevidir. Şüphesiz silahsız bir ortamda barış, demokrasi ve özgürlük talepleri, siyasi ve kültürel talepler daha sağlıklı bir biçimde tartışılabilecek toplumun farklı kesimleri arasında anlayış ve uzlaşma süreci daha güçlü bir biçimde kurulabilecektir. Bu bağlamda Sayın Devlet Bahçeli'nin son dönemde yaptığı açıklamaların ve kullandığı yeni söylemin hem sembolik hem de siyasal anlamda değerli olduğunu belirtmek isterim. Elbette herkese huzur veren terörsüz bir Türkiye hayali hepimizin ortak hedefidir. Bu sürece katkı sunacak her aktörün çabasını kıymetli buluyor. Sayın Bahçeli'nin girişimini de bu çerçevede not ediyor ve teşekkür ediyorum. Ne silahların gölgesinde siyaset kabul edilebilir ne de legal siyaseti kriminalize eden yaklaşımlar kabul edilebilir. İşin özü budur. Bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için herkes elbette üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve elinden gelen katkıyı sunmalıdır."

İktidarın hedefinin muhalefetsiz Türkiye olduğunu ifade eden Yeneroğlu, "Milletin iradesine karşı bu açık hukuksuzluğa susmamak hepimizin görevidir. Korkarsak, hep birlikte tutsak olur, kendi hapishanemizi oluşturmuş oluruz ve böyle bir anlayışla ancak tüm ülkenin açık hava cezaevine dönüştürülmesini izleriz. Böyle bir ortamda Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Adalet Bakanı ve diğer bakanlar hemen hemen her gün hatta bazen günde birkaç kere çıkıp Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir diyor. Peki soruyorum. Bir şeyin niteliği gerçekten var ise her gün ezber yapar gibi tekrar edilir mi Allah aşkına? Türkiye Cumhuriyeti gerçekten bir hukuk devleti olsa iktidar mensupları günde bir kere en azından çıkıp bunu söylemek zorunda hissederler mi? Aziz milletimiz iktidarın ve iktidarın güdümündeki yargının niyeti adalet olsaydı AK Partili belediye başkanlarına serbest ve meşru saydıklarını CHP'li belediye başkanlarına yasak ve suç sayarlar mıydı?" diye konuştu.