Özgür Özel, Erzincan’da… "Sandığı önünüze getireceğiz, bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak"

Haber: Gülara SUBAŞI - Kamera: Yasin KABADAYI
(ERZİNCAN) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Erzincan’da düzenlenen halk buluşmasında, "Bir tarafta yandaş müteahhitler, vergi vermeyenler, babalarının makamlarından istifadeyle en iyi yerlerde, en çok parayı kazananlar var. Bir tarafta Erzincan’ın 14 bin 500 liraya geçinmeye çalışıp, Ramazan’ı bekleyen emekliler var. Asgari ücretle çalışıp, ev kirasına bile yetişemeyenler var. Size söz veriyorum. Bir sürecin içindeyiz. Erken seçim talebimiz var. Adayımızı belirliyoruz. Ön seçim tarihimiz belli. Tüm hazırlıklarımız tamam. O sandığı sizin önünüze getireceğiz. Onu getirdiğimiz gün, bakan evlatlarının devri bitecek. Vatan evlatlarının devri başlayacak" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erzincan’a geldi. CHP Erzincan İl Başkanı Yalçın Tanrıverdi, Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül ve Erzincan İl Örgütü Özel’i havalimanında karşıladı. Özel, ardından İl Kültür Salonu’nda düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Salon girişinde halk oyunları ekibi tarafından karşılanan Özel, halay çekti. Özel’e programda Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut eşlik etti. Özel, "Tarımı Hor Gören Yarını Zor Görür" başlıklı buluşmada vatandaşlara hitap etti.
Özel, "Millet yaşadığı zorlukların, fakirliğin, işsizliğin, ekip, biçip karşılığını alamamanın, dükkan açıp, siftah yapamamanın, okuyup da mesleğine atanamamanın, iş bulamamanın zorluklarıyla karşı karşıya. Sesinizi duyuyoruz ve duyuruyoruz. Ama duyurduklarımızın bu sorunları çözmeye niyetleri yok. Öyle bir hale gelmişler ki, iktidarda kalmak için her şeyi yapan ama milletin gönlüne dokunacak, milleti sıkıntılarından kurtaracak hiçbir şeyi yapacaklarına dair en ufak bir umut yok. Onun için artık CHP bir muhalefet partisi değildir. CHP, kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin birinci partisidir. Gününü bekleyen iktidar partisidir" diye konuştu.
"Çiftçiler büyük bir cenderenin içindeler"
Özel, "İktidarlar mevsimler gibidir. Beklerler ve vakti gelince mutlaka değişirler. AK Parti iktidarı, 22 yıl boyunca Erzincan’a yaptıklarıyla, yapmadıklarıyla, milletvekilleriyle, başbakanıyla, Erzincan’da ne yaptıysa geride kalmış. İyi yaptıkları her şeye minnet duyarız, tebrik ederiz. Ancak bugün Erzincan’daki yokluğun, yoksulluğun, çaresizliğin bırakın umudu olmak, onların iktidarda kaldığı her gün, insanların biraz daha umutlarını kaybettiği gün olmaktadır. Bunun için Erzincan’dan, bütün Türkiye’ye sesleniriz ki Türkiye’deki bütün memurların, emeklilerin, emekçilerin, işçilerin sesini duyuyoruz. Ancak buradan Türkiye’deki birinci cumhurbaşkanın ‘milletin efendisi’ dediği, sonuncusunun Adana’da ‘al ananı da git’ diye azarladığı çiftçiler adına şöyle seslenmek istiyoruz. Tarımı hor gören, yarını zor görür. Çiftçiler büyük bir cenderenin içindeler" ifadesini kullandı.
"Türkiye’nin en büyük alacaklısı, en çok kandırılanı köylülerdir, çiftçilerdir"
Özel, Hollanda kadar toprağın Türkiye'de ekilmediğini belirterek, "Tarımı hor gören, yarını zor görür. CHP, cumhuriyeti, devleti kurmuş bir parti olarak, doğruya doğru, yanlışa yanlış der. Birilerinin sandığı gibi CHP, sadece muhalefet eden, itiraz eden, doğruya da yanlış diyen, yanlışa da yanlış diyen bir parti değildir" diye konuştu. Özel, Tarım Kanunu'na göre iktidarın GSMH'nin yüzde 1'ini destek olarak çiftçiye dağıtması gerektiğini anımsatarak, "Hak edilenin hiçbir zaman tamamı değil, her zaman beşte biri, dörtte biri, üçte biri verildi. Bugün Türkiye’nin en büyük alacaklısı, en çok kandırılanı köylülerdir, çiftçilerdir. Eğer gayrisafi milli hasılanın Tarım Kanunu’nda yazdığı gibi yüzde 1’i destekleme olarak verilecek olsa, alınması gereken para geçen sene 615 milyar liraydı. Ama çiftçiye verilen sadece 135 milyar liradır. Yani binde iki. Olması gerekenin yine beşte biri. 480 milyar lira, kanunda yazdığı halde verilmeyen paradır. Bu sene emeklilere, 12 bin 500 lira olan en düşük emekli maaşını, 14 bin 500 liraya çıkardılar. Yaptıkları zammın, karşılığı sadece 60 milyar lira. Eğer bizim dediğimiz gibi asgari ücret tutarına çıkarsalardı, lazım olan para 200 milyar liraydı. Bütün emeklilerin en az bir asgari ücret, 22 bin lira maaş almaları için lazım olan para 200 milyar liradır. Çiftçiden bir yılda çalınan para 480 milyar liradır. Sizden aldığı parayı emekliye verse, herkes asgari ücretli kadar alır. Sizden aldığı parayı, asgari ücretliye verse, neredeyse herkes 30 bin lira asgari ücret alabilir. Ama sizden aldığı parayı kime veriyor? Diye sorarsanız, bu para ‘beşli çete’ denen, Türkiye’de 43 büyük müteahhit firma var. Bunların 37’si geçen sene bir kuruş bile vergi ödemediler. Bu sene bütçeye 701 milyar lira, vazgeçilecek kurumlar vergisi diye ayrıldı" ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
"Bir sürecin içindeyiz"
"Bir tarafta yandaş müteahhitler, vergi vermeyenler, babalarının makamlarından istifadeyle en iyi yerlerde, en çok parayı kazananlar var. Bir tarafta Erzincan’ın 14 bin 500 liraya geçinmeye çalışıp, Ramazan’ı bekleyen emekliler var. Asgari ücretle çalışıp, ev kirasına bile yetişemeyenler var. Evlenecek, iş bulamadığı için evlenemeyen, baba evinde, kahve köşesinde çay içmeden oturan gençler var. Bir tarafta birilerinin, bakanların evlatları var. Öbür tarafta sizin evlatlarınız. Size söz veriyorum. Bir sürecin içindeyiz. Erken seçim talebimiz var. Adayımızı belirliyoruz. Ön seçim tarihimiz belli. Tüm hazırlıklarımız tamam. O sandığı sizin önünüze getireceğiz. Onu getirdiğimiz gün, bakan evlatlarının devri bitecek. Vatan evlatlarının devri başlayacak. Çiftçinin desteğini kaybeden bir iktidarın, ayakta kalamayacağını söylemenin yanında şunu da söylüyoruz. Dünyada gıda enflasyonu OECD ülkeleri arasında Türkiye, en kötü durumda olan. 38 ülke var. Onların ortalaması, yüzde 4.3 Türkiye’nin gıda enflasyonu yüzde 44.
"Güya kırmızı et fiyatları düşecekti"
Et ve Süt Kurumu, ithalat kurumu haline geldi. Sizlerin, besiciliğini desteklemek, ürettiklerinizi almak, iyi fiyat vermek, millete ucuza ulaştırmak, milletin eti, sütü, yumurtayı ucuza tüketmesini, sizin de iyi fiyata satmanızı sağlamak yerine, birilerine yurt dışından ithal ettikleri etleri alıp, satmaya, zaman zaman doğrudan ithalat yapamaya kalkan bir kurum haline geldi. Güya kırmızı et fiyatları düşecekti. Ama et fiyatlarında en ufak bir düşüş yok. Ulusal Kırmızı Et Konseyi, karar veriyor. ‘326 liradan kesim yapılacak’ diyor. Maliyet, 430 lira, kilo başına 104 lira sizi zarara zorluyorlar. İktidar, yerli üreticiye desteği tamamen azalttı. Hayvancılığın tarım destekleri içindeki payı, bundan 4 yıl önce, 2020’de yüzde 41 iken, 2024 yılında yüzde 22’ye düştü. Bu sene de hesaplanan yüzde 20 Hayvancılık yapanın büyük sıkıntılar içinde olduğu bir yıldayız. Maalesef emekliler gibi, emekçiler gibi Erzincanlı çiftçiler de Ramazan yaklaşırken kara kara düşünüyorlar.
"5 buçuk çeyrek altını seçim günü kaybettiniz"
2002'de en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu, şimdi en düşük emekli maaşı 2 buçuk çeyrek altın. Fark 5 buçuk çeyrek altın. Bir emekli değil her emekli, bir çeyrek altın değil 5 buçuk çeyrek altın, bir sefer değil her ay kaybetmiş. Şimdi gerisin geri bakmanın ben bunu nerede kaybettim diye aramanın, kaybettiği yere dönüp bulmanın zamanıdır. Siz o 5 buçuk çeyrek altını bir seferde seçim günü kaybettiniz, sandıkta Tayyip Bey'i getirerek. Onu orada tekrar bulacaksınız inşallah.
"Tayyip Bey insan arasına karışamıyor"
Tayyip Bey ile, ikimiz de geziyoruz. Tayyip Bey sıcak seviyor, salon adamı. İnsan arasına karışamıyor. Pazara çıkamıyor. İnsanlara hatır soramıyor. Ne yapıyor? Uçaktan iniyor helikoptere biniyor sıcacık. Helikopterden iniyor bir salona sokuyorlar sıcacık. Biz eksi 20 derecede Ardahan’da üç miting yaparken, Tayyip Bey sıcakta oturuyordu. Şimdi biz buradan çıkacağız, Erzincan’da kapı kapı esnaf gezeceğiz. Erzincanlılarla sohbet edeceğiz. Tayyip Bey, yarın yine bir salondan kendi atadıklarına kendini alkışlattıracak.
"Bu sefalet maaşını Allah da kabul etmiyor, kul da kabul etmiyor"
Geçen sene asgari ücret 17 bin 2 liraydı. Kilosu 200 lira olan tulum peynirinden, asgari ücretli bütün maaşıyla Erzincan tulum peyniri alsa 85 kilo alabiliyordu. Bu sene asgari ücreti 22 bin lira yaptı, Erzincan tulumu 400 lira olmuş. Bu sene 55 kilo alabiliyor. Tayyip Bey, ben Erzincan’dan yarınki kongrende anlat diye söylüyorum. Asgari ücret, geçen sene 85 kilo tulum peyniri alırken, bu sene 55 kiloya düştü. Her asgari ücretliden 30 kilo tulum peynirini çeşitli hesaplarla ve ‘Gerçek enflasyon değil beklenti enflasyon’ deyip düşük zam vererek çaldınız. Nerede bu 30 kilo tulum peyniri? Asgari ücretli Erzincan’da geçen sene 17 bin lira asgari ücretle 250 lira olan Erzincan balından 68 kilo alabiliyordu. Bu sene 44 kilo alabiliyor 22 bin lirayla. Geçen seneden bu seneye asgari ücretliden 24 kilo Erzincan balını çaldınız. Geçen yıl bugün 10 bin liraydı en düşük emekli maaşı, 50 kilo Erzincan tulumu alırdı. Bugünkü 14 bin 500 lira ile 36 kilo alabiliyor; 14 kilo kayıp. Emekli geçen yıl aldığı 10 bin lira ile 40 kilo Erzincan balı alabilirdi, bugün 29 kiloya düşmüş; 11 kilosu kayıp. Yani sarayda 6 bin kişilik iftar sofralarına hazırlananlar, bugün kendi dört kişilik iftar sofrasına giderken, geçen sene 900 liraya aldığı Ramazan kolisini bu sene 1650 liraya almak zorunda olan insanlara kuş kadar zam verdiniz. Ramazan geliyor, Allah kabul etsin. Tutulacak oruçları, kılınacak namazları Allah kabul etsin de bu sefalet maaşını Allah da kabul etmiyor, kul da kabul etmiyor. Biz hepimiz Erzincan’dan buna itiraz ediyoruz, isyan ediyoruz.
"İliç Faciası'nda belgenin altındaki imza bulundu. Murat Kurum çıktı"
13 Şubat 2024’te Çöpler Altın Madeninde bir büyük facia yaşandı. O büyük faciada 9 vatan evladı can verdi. Ailelerinin uzun süren acılı bekleyişlerinde yanlarındaydık. Bir ülkenin nasıl yönetildiğini merak ediyorsanız, o ülkede ölümlerin nasıl olduğuna bakacaksınız. Bir ülkede insanlar karne hediyesi diye götürdükleri çocuklarını, torunlarını yangında kaybediyorsa, ekmek peşindeki on binler gibi 9 evladımız 250 metreye ulaşmış bir liçin çatlaklar oluşmuşken, patrona söylenmişken, Anagold firması parasına para katacak diye tedbir almadığı, onları ölüme sürüklediği için bu madende büyük bir facia yaşandı. O gün ‘Sorumlulardan hesap sorulacak’ denildi. Bilirkişi raporları düzenlendi. Rapor yazdı. Raporda dedi ki, ‘Buraya kapasite artırma belgesi verilmesi felaketi getirmiştir.’ Belgenin altındaki imza arandı, bulundu. Murat Kurum çıktı. Murat Kurum, o sırada İstanbul’un başına bela olmaya çalışıyordu. 16 milyon İstanbullu ona izin vermedi, ‘Ekrem İmamoğlu’ndan razıyım. Bu kenti yine Ekrem İmamoğlu yönetecek’ dedi.
"İstanbul’u yönetecekti, şimdi maketini yönetiyor"
Onun hesabına göre 10 depremzededen yedisi çadırda, konteynerde, gurbette. Konteynerdekilerin hesabına göre 10 kişiden 9’u hala orada. Murat Kurum da çıkmış, ‘Bizim yaptığımız evin maketini yapamaz CHP’ diye, CHP ile dalga geçiyor. Geçen günlerde Adıyaman Belediye Başkanımı sevgili Abdurrahman Tutdere’den, onun hikayesi siyasi bir hikaye değil insani bir hikaye. ‘Adıyaman’da hayat normale döndü’ demişti bir Bakan. Ulaştırma Bakanı’nın yakasına herkesin gözü önünde yapışıp, ‘Bunu yapamazsın. Yardımlar kesilir. İnsanlar perişan olur’ diye silkelemişti onu. Murat Kurum, herhalde biri de onu silkeledi ki bana cevap vermiş, ‘Ben değildim o, doğru değil’ diye. ‘Sensin’ demedik. O Bakan şimdi bakan değil. O günün Ulaştırma Bakanı. Onun iki yakasından Abdurrahman yapışıp da milletin hakkını aradığını gördüğü için Adıyaman gibi yerde iki oydan birinden fazlasını aldı Abdurrahman Tutdere, belediye başkanı seçildi. Bu hala daha laf yetiştiriyor. İşte o Murat Kurum gündeme gelmek için Türk filmindeki Ziya’dan medet uman, kendisine yapılmayan muameleyi üstüne alan, sırf adı geçsin diye 40 takla atan o Murat Kurum, ne yapıyor şimdi evde? İstanbul’un maketiyle oynuyor, maketiyle. İstanbul’u yönetecekti ya şimdi maketini yönetiyor. Yarın göreceğiz bakalım. Kim olacak, kim kalacak? Ben Murat Kurum’u destekliyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak Murat Kurum’u, Sağlık Bakanı olarak mevcudu, her türlü yalan yanlış işine rağmen bu bütün kötü bakanları destekliyorum. Niye destekliyorum biliyor musunuz? Millet bunların yüzünü gördü, ‘Tayyip Bey bunları değiştirecek’ diye milletin umudu yok. Millet kararı vermiş hepsini topyekun kendisi değiştirecek. Hepsini kendisi değiştirecek.
"İktidar neyi yıktıysa, yerine yapacağız"
Pancarınız yok pahasına gitmeyecek, şeker fabrikanızı canlandıracağız. Pancar üreticisini destekleyeceğiz. Tarımsal sulama sorununu çözeceğiz. Tasarruf artacak, verim gelecek. Çiftçinin elektrik ve sulama maliyetlerini sudan ucuz hale getireceğiz. Size suyu sudan ucuza vereceğiz, elektrik parasını mahsulden ve faizsiz olarak tahsil edeceğiz. Hayvancılık için ilk üç yıl sıfır faizli sonra da düşük faizli krediler vereceğiz. Medya patronlarına çalışan Ziraat Bankası’nın gerçek patrona; milletin efendisine çalışmasını sağlayacağız. Çiftçiye, ÖTV’siz mazotu vereceğiz. Besiciye, Et ve Süt Kurumu üzerinden alım garantisi vereceğiz. Köyde tarım yapan genç ve kadınların SGK primlerini devlet ödeyecek. Hazine arazilerini ranta değil, çiftçiye açacağız. Tulum peynirini, cimin üzümünü, Kemah tuzunu, Erzincan balını ve dutunu, Çayırlı’nın fasulyesini birer marka yapacak ve kıymetli markaları Türkiye’ye değil, dünyaya tanıtacağız, Erzincan’ın yüzünü güldüreceğiz. Bu gençler ‘Özgür gelecek’ diye bağırıyor. Özgür nasıl gelecek? Hayır, hızlı trene binip gelecek hızlı trene binip. Biz yapacağız. Erzincan’ı Trabzon’a demiryolu ile bağlayacağız. Hızlı treni getireceğiz. Ergan Dağı’nı Türkiye’nin en bilinen, en çok tercih edilen kış spor merkezi haline getireceğiz. Ergan Dağı’na Kış Olimpiyatları getireceğiz, buraya dünyayı getireceğiz. İktidar neyi yıktıysa, yerine yapacağız.”
"Birinci Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Halk Partiliydi. Bir sonraki Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Halk Partili olacak"
“Bunların hepsini Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, 100 yıl önce bu ülkeyi önce kurtaran, sonra kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyle, onun şubat sonuna kadar baba evine gelip kayıt yaptıran herkesin oylarıyla arkasında duracağımız Cumhurbaşkanı adayımızla, bir sonraki Cumhurbaşkanımızla… Cumhuriyet Halk Partisi’nin içindeyiz sosyal demokratlar olarak yetmez. Ama Türkiye ittifakının yani Türkiye’deki sosyal demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, Kürt demokratların, yeter ki vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi gönlünde olsun bütün demokratların iktidarında yapacağız. Baba evine çağırıyoruz sizi. Gelin, baba evine gelin. Seçin, tarihe geçin. Birinci Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Halk Partiliydi. Bir sonraki Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Halk Partili olacak. Gelin, seçin, tarihe geçin."