Protestolarda gözaltına alınıp hakimlikçe serbest bırakılan gencin avukatının savunması: "Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var, keşke gitmeseydi"

Protestolarda gözaltına alınıp hakimlikçe serbest bırakılan gencin avukatının savunması: "Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var, keşke gitmeseydi"

HABER: Mehmet OFLAZ

(ANKARA) - İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı düzenlenen gösterilerde gözaltına alınan 8 genç, "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüş" suçlamalarıyla hakim karşısına çıktı. Mahkeme, 7 gencin tutuklanmasına karar verdi, 24 yaşındaki bir öğrenciyi ise serbest bıraktı. Öğrencinin avukatı savunmasında, "Müvekkilin babası ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO'sudur. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var. O gün oraya yüz bin kişi gitmiş, lakin yüz bin kişi burada değil, keşke gitmeseydi" dedi.

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı düzenlenen gösterilerde İstanbul'da gözaltına alınanlar arasında bulunan 8 genç, 28 Mart'ta tutuklama talebiyle İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Mahkeme, 7 gencin tutuklanmasına karar verirken, 1'ini adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.

ANKA Haber Ajansı, 8 gencin ve avukatlarının ifade sorgu tutanaklarına ulaştı. 8 gence, "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlamaları yöneltildi.

"Cumhurbaşkanı'na hakaret etmedik"

Beykent Üniversitesi'nde öğrenci olduğunu belirten 19 yaşındaki bir genç, Cumhurbaşkanı'na hakaret etmediğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Küfürleri duydum, lakin ben tasvip etmiyorum. Günlük yaşantımda da küfür etmem, Cumhurbaşkanı'na hakaret edecek bir makamda değilim. Suç işleme kastım yoktur. Polislere bir şeyler atanları engellemeye çalıştım. Benim gece boyunca katıldığım tek slogan 'Polise taş atan bizden değildir' sloganı oldu. Birçok arkadaşımın babası da polis, dolayısıyla polislere yönelik hiçbir kastım olmadı, olamaz da. Polislerin yaşadığı zorlukları biliyorum. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum."

"Ailem son seçimlerde AK Parti'ye oy vermişti"

Okan Üniversitesi'nde öğrenci olduğunu söyleyen bir başka genç de savunmasında, "Hakaret edenlerin arasında hiçbir zaman yer almadım. Alandayken yüzümü kapatmadım, hep açıktı. Siyasetle bir ilgim yok, ne iktidarı ne de muhalefeti destekliyorum. Ailem son seçimlerde AK Parti'ye oy vermişti. Sadece merakımdan oradaydım, ancak bunun böyle bir sonuca yol açacağını düşünmemiştim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum" dedi.

Marmara Üniversitesi öğrencisi 22 yaşındaki genç, Rize'li olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanı'na kesinlikle hakaret etmedim. Böyle bir suçlamayı asla kabul etmiyorum. Serbest bırakılmayı talep ediyorum" şeklinde savunma yaptı.

"Ben gösterilere katıldığıma pişmanım"

19 yaşındaki bir genç, tramvayın içerisinde gözaltına alındığını belirterek, üzerine atılı suçlamaları reddetti.

Sabancı Üniversitesi'nde okuyan 24 yaşındaki bir başka genç, savunmasında, "Biz haberlerde Özgür Özel'in mitingini görünce meraktan gittik, orada biraz vakit geçirdikten sonra boş bir yere gittik. Annem sonradan WhatsApp'tan mesaj attı 'oradan ayrıl' dedi. Biz oradan bazı insanlarla birlikte ayrıldık, hiçbir şekilde eylem yapan gruba dahil olmadık, Cumhurbaşkanına hakaret etmedik, yasak olan yerlere girmedik, polisin de açtığı yolda ilerledik. Miting alanında atılan sloganlar pek duyulmuyordu, ben Cumhurbaşkanına hakaret edildiğini duymadım. Polislerin 'dağılın' uyarısını da duymadım, ayrılmadan önce polislerin ihtarını duymadım. Ben gösterilere katıldığıma pişmanım, pankartlı insanları gördüm, bu insanlar kemer tarafındaydılar, ben miting tarafındaydım, ben o topluluktan uzaktım. Yapılan diğer eylemleri duydum ama o eylemlerde bulunmadım ve o insanların arasında da değildim. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum" diye konuştu.

"Müvekkilin babası CEO'dur, babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var"

24 yaşındaki bir gencin avukatı ise müvekkilinin savunmasına katılarak şunları söyledi:

"Müvekkil ve ailesi vatan millet sevgisiyle büyümüş insanlardandır. Müvekkilin babası da ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO'sudur. Müvekkil ile beraber yürüyen çocuklardan birisi bugün buraya tutuklamaya sevk edilmedi, savcılarımız öyle münasip görmüşler. Ben de Türk milliyetçisi birisiyim, eğer bu çocuk provokatör olsaydı, ben onun müdafiliğini yapmazdım. Müvekkil bilgisayar mühendisliği okuyor. Müvekkil, bu eylemlere katılacak bir ailenin evladı değil, yanında gittiği arkadaşı şu an burada değil. 5 Nisan'da okulda sınavları var. Babası senede 600 bin TL vererek okutuyor, derslerinden kalmaması gerekiyor. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var. O gün orada yüz bin kişi gitmiş, lakin yüz bin kişi burada değil, keşke gitmeseydi. Sadece merakından gitmiş ve gittiği için de çok pişman. Gençlerin önünün kesilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu aşamada serbest bırakılmasını, hakimliğiniz aksi kanatte ise adli kontrol altına alınmasını talep ederiz."

"Müvekkilim sadece Türk Bayrağı taşımıştır"

31 yaşındaki bir hemşire, savunmasında, "Tramvay bekleme alanında arbede çıktı. Göstericiler ile polisler arasında arbede yaşanınca tramvaya binmedim. Arbede bittikten sonra bir polis memuru geldi, beni aldı, 'Olayla alakam yok' diyemeden ters kelepçe ile alındım. Gösterdiğiniz kişi ben değilim. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum" dedi.

Marmara Üniversitesi'nde okuyan 23 yaşındaki bir genç, savunmasında, Cumhurbaşkanı'na hakaret etmediğini belirterek, üzerine atılı suçlamaları reddetti. Gencin avukatı da müvekkilinin savunmasına katılarak, "Müvekkilim beyzbol alanında milli sporcudur ve Türk Bayrağı'na karşı hassasiyeti vardır, alanda sadece Türk Bayrağı taşımıştır ve slogan atmamıştır. Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yargılanmak kendisi için gurur kırıcıdır" diye konuştu.

"Gözaltına alındım ve darp edildim"

20 yaşındaki bir başka genç, savunmasında şunları söyledi:

"Özgür Özel'in mitingine gittim, Cumhurbaşkanı'na hakaret etmedim. Polislerin dağılın ihtarını duymadım. Olay sırasında önce bayıldım, sonra ayıldım ve ters kelepçe ile gözaltına alındım, darp edildim. Suç işlemek kastım yoktur, üzerime atılı suçları kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum."

Hakimlik: "Şüphelilerin kaçma ihtimali var"

İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, 7 gencin İstanbul Valiliği'nin 23 Mart tarihli yasak kararına uymayarak izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldıklarını, kolluk kuvvetlerinin uyarılarına rağmen dağılmadıklarını ve sloganlarla Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiklerini belirtti. Hakimlik, 7 gencin kaçma şüphesiyle tutuklandığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Şüphelilerin savunmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesini gösterir somut deliller bulunduğu anlaşılmaktadır. Atılı suçların niteliği ve öngörülen ceza miktarları göz önünde bulundurulduğunda, şüphelilerin kaçma ihtimali bulunduğundan tutuklama tedbirinin yerinde ve ölçülü olacağı, adli kontrol tedbirlerinin ise yetersiz kalacağı değerlendirilmiştir. Ayrıca, şüpheliler yönünden herhangi bir tutuklama engelinin bulunmadığı gözetilerek, 7 şüphelinin CMK'nın 100 ve devamı maddeleri uyarınca ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verilmiştir."

Sadece bir genç adli kontrolle tahliye edildi

Hakimlik, sadece Sabancı Üniversitesi'nde okuyan ve avukatının "Müvekkilin babası, ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO’sudur. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var" şeklindeki savunma yaptığı 24 yaşındaki gencin adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine karar verdi. Hakimliğin kararında şu ifadelere yer verildi:

"Şüpheli M.A.A. yönünden, her ne kadar şüpheli 'Cumhurbaşkanına hakaret' ve 'kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama' suçlarını işlediği iddiasıyla tutuklanması istemiyle hakimliğimize sevk edilmişse de mevcut delil durumuna göre bu şüpheli yönünden tutuklama yerine adli kontrol tedbirlerinin yerinde ve ölçülü olacağı değerlendirilmiştir. Bu nedenle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın şüphelinin tutuklanması yönündeki talebinin ayrı ayrı reddine, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse şüphelinin serbest bırakılmasına ve adli kontrol altına alınmasına karar verilmiştir."